Eğer, o cadalozun yanında, on saniyeden daha fazla kalırsam, Boğazım tıkanıyor. | Open Subtitles | اذا ظليت مع عفريتة البحر هذه لعشر ثوان اخري سوف ينغلق حلقي |
Biraz çay alayım diye çıkmıştım. Hava soğuk,Boğazım ağrıyor. | Open Subtitles | كنت أتسائل لو أمكنني تناول الشاي حلقي ملتهب |
- boğazımı sıkmayı bırak, yoksa kusacağım. - Keçiye benziyor. | Open Subtitles | أخرجه من حلقي , سوف أتقيأ يمكن ان تكون عنزة |
Ardından aynı ses midemin derinliklerinden, boğazımı yırtarcasına yine geldi." | TED | ثم جاء الصوت مرة أخرى، بقوة من أعماق جوفي يكاد يسحق حلقي |
Midem yıkandı, ve dün gece boğazımda bir boru vardı. | Open Subtitles | حصلتُ على ضخ لمعدتي وأنبوب نزل إلى حلقي ليلة أمس |
Dilini Boğazıma kadar soktun ve o arada Carl'ı mı düşünüyordun? | Open Subtitles | لقد أدخلتَ لسانك في نصف حلقي و كنت تفكر بشأن كارل؟ |
uç. uç aptal uçak. | Open Subtitles | حلقي، حلقي أيتها الطائرة الغبية |
Üç gün önce Boğazım gerçekten çok kurudu daha sonra dilimin balon gibi olduğunu hissetim. | Open Subtitles | كان منذ ثلاثة أيام جف حلقي تماماً و شعرت أن لساني ينتفخ كالبالون |
Alerjiğim, Boğazım şu anda darlaşıyor.... ...ve şimdi de kolum acıyor. | Open Subtitles | أنا أختنق , حلقي يضيق و الآن ذراعي تؤلمني |
Ve en iyisi, Boğazım deşilmemişti. | Open Subtitles | وأفضل من هذا كله أن حلقي لا يزال لم يقطع |
Şu an iyiyim, istemem. Biraz Boğazım ağrıyordu. | Open Subtitles | لا أنا بخير الآن، شكرًا لك، لقد كان حلقي ملتهب فقط |
Evet, hatta o kadar streslenmiştim ki Boğazım bir yıl kadar kendine gelememişti. | Open Subtitles | نعم ،هذا ضغطنى بشدة حلقي انكمش لمدة.. تقريبا سنة- ياالهى،كم كان هذا سيئا- |
Ayrıca anlatmaktan da büyük zevk duyardım ama keşke şu kahrolası Boğazım bu kadar kurumuş olmasaydı. | Open Subtitles | و يسعدني أنّ أقول لكَ، لو لمّ يكن حلقي جاف جداً. |
Eğer bunu yapmazsan o benim boğazımı kesecek. | Open Subtitles | وقال انه سوف شق حلقي إذا كنت لا تفعل هذا. |
boğazımı nasıl sıktığını görmeliydin. | Open Subtitles | ينبغي لكِ أن رأيتي قبضته الذي أمسكَ فيها حلقي |
Bazı hıyarlar arabasına dokunduğum takdirde boğazımı uçuracaklarını söylediler. Bu sayılır mı? | Open Subtitles | أحمق ما أخبرني إذا لمست سيارته سيحشر المنشور في حلقي,هل يعتبر هذا مهماً؟ |
Ve yazar olma hayali, boğazımda kalmış hüzünlü bir taş gibiydi. | TED | وحلمي بأن أصبح كاتبة كان في الحقيقة مثل، حجر صغير محزن في حلقي. |
boğazımda delik olsa, içeri bozuk para atardım. | Open Subtitles | اذا كان لدي فتحة في حلقي لوضعت فيها العملات النقدية |
Büyük'ü tekrar görmek mideme sancılar sokmakla kalmamış Boğazıma düğümleri de dizmişti. | Open Subtitles | الصدمة من رؤية الكبير مرة أخرى لم تصدر فقط بلدي الوجه المعدة أنها أرسلت لي الطحال القفز الحق في حلقي. |
Kelebek gibi uç, arı gibi sok! | Open Subtitles | , حلقي مثل الفراشة . إلدغي مثل النحلة |
Allahım! Osurdu ve boğazımdan aşağı geçti! | Open Subtitles | يا إلهي لقد أطلقت الغازات ودخلت إلى حلقي |
Yani, tuvalete gelip küpemi ararken, olası eşimi bulduğumu biliyordum. | Open Subtitles | أقصد , عندما دخلتِ للحمام لتبحثي عن حلقي أعرف أني قد وجدتُ شريكتي بعد الجنس |
boğazımın son kez kapanması nasıl bir his olur acaba? | Open Subtitles | كيف سيكون الشعور عندما حلقي يغلق لآخر مرة؟ |
O tüp gibi şeyi tekrar gırtlağıma sokmanıza imkan yok ama. | Open Subtitles | لن أقبل على الإطلاقِ بأن تقوم بوضع هذا الأنبوب في حلقي ثانيّةً |
Aria, dilim damağım kurudu. | Open Subtitles | أريا حلقي جاف قليلا هل لديكِ وقت لتأتي لي ببعض الشاي |
Şayet bu doğruysa gırtlağımı kes ve öldür beni. | Open Subtitles | إن كان هذا حقيقة إذن إقطع حلقي و سننتهي من هذا. |