| hamileliğim nedeniyle kahveye son vermiş durumdayım. | Open Subtitles | انا لا اشرب القهوة اثناء حملي مشاهدة فيلم اذاً ؟ |
| Bu hastanede en iyi doğum hemşiresi olduğun ve tüm hamileliğim boyunca benimle ilgilendiğin için kovulduğunu düşünürsek zaten burada kalıp bana yardım etmen için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | فقط لأنكِ أفضل ممرضة مخاض وتوليد في هذا المستشفى وأنتِ كنتِ معي خلال كل مدة حملي |
| hamile kalmak için fazladan yapabileğim bir şeyler vardır? | Open Subtitles | لربّما هناك شيء ما يمكنني عمله لتأكيد حملي. |
| hamileliğimi böyle geçireceğimi hiç düşünmemiştim, eşimden ayrı yine de öte yandan, | Open Subtitles | لم اتخيل ان اقضي فترة حملي هكذا منفصلة عن شريكي |
| Vartan, kuzum, ne olmuş sana? | Open Subtitles | فارتان , يا حملي الوديع ما الذي حدث لك ؟ |
| Bazen bu hamilelik esnasında kafayı yediğimi sanıyorum. | Open Subtitles | أشعر أحياناً بأنني أفقد صوابي تماماً أثناء فترة حملي هذه |
| Bu planlanmayan hamileliğimin birkaç avantajından biri. | Open Subtitles | انها واحدة من المزايا القليلة من حملي الغير مخطط له |
| Senin kötürümlüğün mesanene nasıl kötü geliyorsa benim de hamileliğim kötü geliyor. | Open Subtitles | حملي ليس أقّل مُعاقبة لمثانتي أكثر من معاقبة شللك لمثانتكِ |
| Ve hamileliğim boyunca tek bir parmağımı bile kaldırmama izin vermedi. | Open Subtitles | وكان يقوم بكل شيء ليتأكد أنني لن أضطر لمُحققك إصبع أثناء فترة حملي. |
| Bir hemşire anlatıyor: "Kısa süre iş görmezlik halinden faydalanamadım çünkü hamileliğim var olan durum olarak görüldü. | TED | أخبرتني ممرضة: "لم أكن مؤهلة للحصول على إجازة قصيرة المدى لأن حملي كان يعتبر حالة موجودة من قبل. |
| hamileliğim çok ilerlemiş olacak. | Open Subtitles | يا أبي سأكون في أواخر حملي في ذلك الوقت |
| Belki hamile kalmak için yapabileğim bir şeyler vardır. | Open Subtitles | لربّما هناك شيء ما يمكنني عمله لتأكيد حملي. |
| Dünyayı dolaşmak istedim, Hindistan'daki her kumsalda sevişmeyi, aşık olmayı ve sonra hamile olduğumu öğrendim. | Open Subtitles | أردتُ السفر حول العالم, أقيم علاقة على كل شاطئ في الهند, أقع في الحب، ومن ثم علمتُ بأمر حملي. |
| hamile kaldığım gece grubu bunu çalmıştı. | Open Subtitles | ماذا,؟ نعم لقد سمعت فرقته تغني في ليلة حملي |
| Daniel'ın ismi temize çıkmamışken hamileliğimi hastane ile bağlantılı olarak açıklamanın, daha başlamadan çocuğumun hayatı üzerinde bir gölge gibi kalacağını fark ettim. | Open Subtitles | لقد أدركت بأن إعلان حملي بتزامنه مع الجناح بالوقت الذي إسم دانييل لازال في حاله يرثى لها |
| Zırdeli sevgilin hamileliğimi hızlandırdı doğumdan hemen sonra beni kaçırıp küçük kızımdan ayırdı. | Open Subtitles | صديقتك المجنونة سرّعت حملي وخطفتني بُعيد الولادة وفرّقت بيني وبين طفلتي |
| Şansa bırakamam, onu zamanında durdurup durduramayacağından emin olamayız hele ki her şeyi, hamileliğimi bile dondurabilecek bir yol biliyorken. | Open Subtitles | لا أستطيع المجازفة بأنّك قد تمنعه في الوقت المناسب لا سيّما بوجود وسيلة لجعل كلّ شيء يتوقّف مؤقّتاً... حتّى حملي |
| - Hep sabah vardı kafamın içinde Benim küçük kuzum | Open Subtitles | ستكونين أنت دائماً الصباح المشرق في عقلي , يا حملي الوديع , يا محبوبتي |
| Bu hamilelik bir kaza idi. | Open Subtitles | امهلا انتظري لاانتظر لقد فاجأنا حملي |
| hamileliğimin arkasına saklandığımı ima etmeni çok çirkin buldum. | Open Subtitles | أجده هجوما منكِ أن تعتقدي بأني أختبئ خلف حملي لتعذريني |
| Gün sonunda bunu bilgisayara yükle ve hard diske sakla. | Open Subtitles | اذهبي في اخر النهار حملي البرنامج على الكمبيوتر واخفيه في القرص الصلب |
| Hamileyken, daha önce hiç bu kadar nasıl hissettiğim sorulmamıştı. | TED | لم يسألني أحد كيف شعوري طوال حياتي، كما فعلوا في فترة حملي. |
| Neden herkes hamileliğimden çok mutlu? Ben ne zaman olacağım? | Open Subtitles | الكل سعيد لأجل حملي متى سأسعد أنا؟ |