| Ama bu tehdit laflarının altından iyi bir şey çıkması mümkün değil. | Open Subtitles | لكن وفقًا لهذا الحديث عن التهديدات، فلا يمكن أن يكون مشروعًا حميدًا. |
| Anne, baktığım hiç bir yerde daha iyi bir seçenek yok. | Open Subtitles | حسنٌ يا أمي، كلّما بحثت لم أجد خيارًا حميدًا. |
| Saçma ama iyiymiş. Saçmalık derecesinde iyi olmadığı kesin ama. Demiştim. | Open Subtitles | هذا غباء حميد لكن محال أن يكون الغباء حميدًا |
| Büyük bir adam, ama ne yazık ki, ...bu her zaman iyi olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | رجلٌ عظيم، ولكن لسوء الحظ، لا يعني ذلك دائمًا شيئًا حميدًا. |
| Cinayet masasına tekrar hoş geldin, dedektif. | Open Subtitles | عودًا حميدًا إلى القسم الجنائيّ أيّتها المحقّقة |
| O zombilerin veya her neyseler İç Savaş sırasında etrafta olmaları pek iyi olmaz. | Open Subtitles | طبعًا، فوجود زومبي أو أيّما يكونون يجوبون حقبة الحرب الأهليّة ليس حميدًا. |
| İkinci sorunumuz, domuz organlarına özel bir sorun, Her domuz kendisi için iyi huylu olan birer virüs taşıyor ama bu virüs insana geçebilir. | TED | ثانيًا، وهذه متعلقة بالأعضاء المأخوذة من الخنازير، كل خنزير يحمل فيروسًا حميدًا بالنسبة له، لكنه يمكن أن ينتقل إلى البشر. |
| Dedektif Britten, bu hayal iyi olmaktan çok uzak. | Open Subtitles | أيُها المُحقِّق (بريتن)، هذا الخيال بعيدًا عن كونه حميدًا |
| Bu da iyi gitmezse seni rahat bırakırım James. | Open Subtitles | إنّ لم يؤل هذا حميدًا سأبتعدُ عنك يا (جميس). |
| Durum pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو الأمر حميدًا. |
| Durum pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو الأمر حميدًا. |
| Kulağa iyi gelmedi bu. | Open Subtitles | ذلك لا يبدو حميدًا |
| Pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو الأمر حميدًا |
| Bu da pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | هذا لا يبدو حميدًا أيضًا |
| Durum pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو الأمر حميدًا. |
| Bu senin için iyi bir şey. | Open Subtitles | حسنًا، اعتبر هذا أمرًا حميدًا |
| Nerede olduğunu yada ne yaptığını bilmiyorum, ama iyi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | "{\pos(190,230)}،أجهل مكانه وما يفعله لكنّي أعلم أنّه ليس حميدًا" |
| Umarım, iyi bir yerdir orası. | Open Subtitles | آمل أن يكون مكانًا حميدًا. |
| Cinayet masasına tekrar hoş geldin, dedektif. | Open Subtitles | عودًا حميدًا إلى القسم الجنائيّ أيّتها المحقّقة |
| Neyse, tekrar hoş geldin dedektif. Görüşeceğiz. | Open Subtitles | حسنًا، عودًا حميدًا أيّتها المحقّقة، سأكون على اتصال بكِ |
| Bu geceki üçüncü kocaman molandan hoş geldin. | Open Subtitles | عودًا حميدًا من استراحتك الثالثة المديدة بهذه الليلة. |