Fakat siz eziklerden birini kız arkadaşı olsaydı hala bu dergilere bakar mıydınız? | Open Subtitles | لكن أيا منكم يا خاسرون حصل على حميمة هل ستظلون تقرأون هذه المجلات؟ |
Burada kız arkadaşından bir not var. Marcella Vazquez, 25 yaşında. | Open Subtitles | توجد لدي ملاحظة هنا عن صديقة حميمة مارسيلا باسكيز ،عمرها 25سنة |
Evlilerle çıktım, kız arkadaşım bile oldu iki kız arkadaşım oldu. | Open Subtitles | لقد واعدت شخص متزوج، وكانت لدي صديقة حميمة اثنتان صديقتان حميمتان |
1959'da Amerika, İran Şahı ile çok yakın ilişkiler içindeydi. | Open Subtitles | في 1959م، الولايات المتّحدة كانت صديقة حميمة بشاه .إيران |
Bir bakıma daha samimi, daha şerefli bir durum oldu. | Open Subtitles | وبشكل ما، كانت تلك البادرة حميمة أكثر وكانت تشريفية أكثر |
Bu yaşadığın en tutkulu, en özel deneyimin olacak. | Open Subtitles | سوف أكون أكثر تجربة إنفعالية حميمة مررتي بها. |
Daha kız arkadaşı yok. En azından benim bildiğim kadarıyla yok. | Open Subtitles | لا صديقة حميمة بعد أو على الأقلّ لا صديقة أعرف بأمرها |
Ve sen utanmaz kız Bu masumlukla nasıl bu kadar içten olabiliyorsun? | Open Subtitles | وأنت يا عديمة الخجل كيف تصبحى حميمة هكذا مع هذا الأبيض؟ |
Ve aniden "acaba kız arkadaşı var mı?" derken buldum kendimi. | Open Subtitles | و فجأة وجدتُ نفسي اتسائل إذا لهذا الرجل صديقة حميمة. |
Yaptığıma inanamıyorum çünkü benim bir kız arkadaşım var. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أنني فعلته لأن لديَّ صديقة حميمة. |
Ya benim eski kız arkadaşım sürekli arayıp romantik kaçamaklar planlasaydı? | Open Subtitles | حسنا، ماذا لو كان لديّ صديقة حميمة سابقة تتصل بي بإستمرار وتخطط لعطلة رومانسية بيننا؟ |
Ama Paris'te de bir sürü kız arkadaşınız var değil mi? | Open Subtitles | لكن أليس لديك أيضاً صديقة حميمة في " باريس " ؟ |
Ama Paris'te de bir sürü kız arkadaşınız var değil mi? | Open Subtitles | لكن أليس لديك أيضاً صديقة حميمة في " باريس " ؟ |
kız arkadaş edineceğim. Sence bu mümkün mü? | Open Subtitles | سأحصل على صديقة حميمة أتعتقد أن هذا ممكن؟ |
1959'da Amerika, İran Şahı ile çok yakın ilişkiler içindeydi. | Open Subtitles | في 1959م، الولايات المتّحدة كانت صديقة حميمة بشاه .إيران |
Nicholas Rockefeller ile çok yakın bir dostluk sürecinin ardından, | Open Subtitles | ,بعد الحفاظ على صداقةٍ حميمة مع نيقولاس روكفلر |
Bilmediğim ve takip edemediğim bir numarayla samimi mesajları vardı. | Open Subtitles | كانت رسائل حميمة مع رقم لا أعرفه ولايمكنني تتبع أثره |
Akşam yemeği, dokuz kişinin alçak bir masa etrafında uzandığı samimi bir ortam. | TED | العشاء هو مناسبة حميمة يكون تسعة أشخاص مستلقين حول طاولة منخفضة. |
Bana küçük kızım kendine özel bir arkadaş bulmuş gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو الأمر وكأن إبنتى وجدت لنفسها صديقة حميمة |
Görülüyor ki, henüz iyi bir seks yaşamamışsın. | Open Subtitles | واضحاً أنِك لم تحظي بعلاقة حميمة جيدة إلى الآن |
Bu benim yaklaşık beş yaşından beri bir kadınla son cinsel yakınlaşmamdı. | Open Subtitles | قبل هذا, أول مناوشة حميمة لي مع امرأة كانت وانا عندي 5 سنوات في صندوق رمل |
Ben konu kaynaklarımı sıkı fıkı ortamlarda tanımayı tercih ederim. | Open Subtitles | -مكان مريح أفضّل التعرّف على أبطال قصصي في بيئة حميمة |
Herhâlde iş arkadaşlarına dair böyle mahrem bir bilgi Booth Hill'le ilgili oylama sırasında epeyi faydalı olmuştur. | Open Subtitles | حسنا، أفترض معرفة حميمة بشؤون زملائه لن تفعل سيد أي ضرر |
Bayanlar erkeklerden farklı samimiyet kurarlar. | TED | النساء تميل إلى الحصول على علاقة حميمة بشكل مختلف عن ما يقوم به الرجال. |
sevgilisi olmayan tek kişi olmanın nasıl hissettirdiğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل لديكم أي فكرة كيف يكون الحال أن أكون الوحيد بدون فتاة حميمة ؟ |
- Bulmana sevindim ama duygusallık yüzünden hayatını riske atmaya değmez. | Open Subtitles | يسرّني أنّكِ وجدتها لكنّ قطعة حميمة لا تستحقّ أنْ تخاطري بحياتك لأجلها |