Etrafına bir bak göt herif, bilimsel araştırman yolcuları yiyor. | Open Subtitles | أنظر حولك أيها اللعين تأثيراتك الجانبية قامت بأكل نصف الركاب |
Etrafına bir bak. Neden burada 5 yıllığına kalmayayım ki? | Open Subtitles | أنظر من حولك لماذا لا أبقى هنا لـ 5 سنوات؟ |
Kendini Mary'nin koruyucusu olarak görüyorsun, ama bir Etrafına bak. | Open Subtitles | لربما تعتقد بأنك مدافع شهم عن ماري ولكن انضر حولك |
Ve bütün neden senin normal bir yaşam sürmemen... etrafında yaşayan insanlar gibi. | Open Subtitles | وكُلّ هذا لأنك لا تَستطيعُ منحها حياة طبيعية مثل بقيّة العالمِ من حولك |
Kendini özgür bırak ve etrafındaki herşeyi gör. Kolay değildir. | Open Subtitles | أطلقي عنانك لمشاهدة كل ما هو حولك هذا ليس سهلاً |
Ama Etrafa bir bakarsanız burada olan tek kişiler biziz. | Open Subtitles | ولكن لو ألقيت نظرة حولك ستلاحظ أننا الوحيدون من يفعل |
-Bilmiyorum dedim etrafta yatan cesetleri görünce ne hissediyorsun ? | Open Subtitles | قلت اني لااعرف ماذا تشعر عندما ترى الجثث ملقاة حولك |
Bu boru çok katıdır bu marş paraşütünü alıp Etrafına sarabilirsiniz, ve onun size dolaşmasının hiç bir yolu yoktur. | TED | هذا الأنبوب صلبٌ جدا، مما يُمكنه من أخذ المرساة ولفها حولهُ، ومن المستحيل أن يلتف حولك. |
Şans seninle olduğunda herkes Etrafına üşüşüyor. | TED | يحتشد الجميع من حولك حينما يكون الحظ رفيقك. |
Dünya fırsatlarla dolu. Sadece Etrafına bak. | Open Subtitles | ان العالم ملىء بالفرص فقط القى نظرة حولك |
Yani esasen, 3000 dolarlık pazarlık fiyatıyla Etrafına dolanmış 2 metre 20 santim kadar terapiden bahsediyoruz. | Open Subtitles | لذلك نحن نتحدث عن 88 بوصه من العلاج النفسي تلتف حولك من اجل صفقه بـــ |
Yani esasen, 3000 dolarlık pazarlık fiyatıyla Etrafına dolanmış 2 metre 20 santim kadar terapiden bahsediyoruz. | Open Subtitles | لذلك نحن نتحدث عن 88 بوصه من العلاج النفسي تلتف حولك من اجل صفقه بـــ |
Bebeğim, bulması zor gibi konuşuyorsun. Etrafına bak. | Open Subtitles | عزيزتي, ليس من الصعب أن تجدية انظري حولك |
O zaman burada durup şöyle yapalım etrafında dans edeyim. | Open Subtitles | إذاً، ما رأيك في الوقوف هكذا وأنا أرقص حولك ؟ |
Büyüleyebileceğin ve hayrete düşürebileceğin kişilerin etrafında döndüğü bir dünya. | Open Subtitles | العالم الذي يمكنك فيه من إدهاش وإبهار من هم حولك |
Baktığın her yer, etrafındaki her şey yepyeni bir dünya. | Open Subtitles | كما ترين كل مكان تنظرين إليه.. إنه عالم جديد حولك |
Herhangi bir fabrikaya gidin, bir elektrik santraline, herhangi bir kimyasal fabrikaya, besin işleme fabrikasına, Etrafa bakın -- herşey bilgisayarlar tarafından çalıştırılmakta. | TED | اذهب الى اي مصنع اي محطة طاقة اي مصنع كيميائي اي مصنع اغذية انظر حولك كل شيئ يتم تشغيله بالحواسيب |
Peki, öyleyse. Hem bir şey soracaksan etrafta yeterince cerrah var zaten. | Open Subtitles | تسأل أن أردت إذا إذن, حسناً حولك الجراحين من يكفي ما فهناك |
ve eğer kim olduğumu hatırlarsan, beni bir daha yanında istemeyeceğinden korktum. | Open Subtitles | وكنت اخشي أن تذكرتي من انا انك لن تريدنني حولك بعد ذالك |
O güvenli bölgenden seni çıkaracak düzenini biraz bozacak bir şeydi. | Open Subtitles | يُجبرك على الخروك من مكانك المريح يجعلك تختلط بمن حولك قليلاً |
En güzel evler senin olur, karşında çıplak kadınlar dans eder. | Open Subtitles | سوف تحصل على أفضل كوخ بالإضافة إلى نساء عاريات يرقصن حولك |
Dünyaya ve çevrendeki insanlara sanki duyguların varmış gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | تظاهر بأنّ مشاعرك موجودة لأجل العالم ولأجل الناس من حولك |
Ölümsüz değilsen Çevrene iyi bak. | Open Subtitles | فإن كنت لست مخلّداً، فانظر لما يجري حولك |
Ve artık ona çocukluğu ve hayatı hakkında ve diğer şeyler hakkında hikayeler anlatmaya hazırız, ve bir sürü macerasını. | TED | ونحن الان مستعدون لكي نتدخل في خضم طفولته وفي حياته وكل شي سيسير من حولك وسوف تواجه العديد من المغامرات |
Kraliçenin üzerinde yatıyorsun, bacaklarını sana dolamış ve onlar buna haber diyorlar! | Open Subtitles | أنت مستلقى فوق الملكة و ساقاها ملتفان حولك و يدعون ذلك أخبار |
Onun için telefonların dinleniyor ve Federaller Çevrende sinek gibi dolanıyor. | Open Subtitles | ولهذا السبب هواتفك مراقبة والمباحث الفيدرالية تدور حولك كالجراثيم |
İfadeni almak zorundayım, ama sen versen daha iyi olur. | Open Subtitles | يجب ان احتفظ به حولك , ولكنك تستطيع ان تنزعه |
Seninle ilgili hatırladığım tek şey keskin bir içki kokusu. | Open Subtitles | و اخر شيء اتذكره حولك كان قويا هي رائحة الخمر |