| Fransız oradaysa onunla konuşmak istiyorum. tamam. | Open Subtitles | إن كان ذلك الفرنسي عندك فأريد التحدّث إليه ، حوّل. |
| Şahin'den Kartal'a, tamam! Şahin'den Kartal'a, tamam! | Open Subtitles | الصقر ينادي النسر حوّل الصقر ينادي النسر حوّل |
| Araca bindi. Emirlerinizi bekliyorum. tamam. | Open Subtitles | يدخل إلى المركبة , أنا بإنتظار التعليمات , حوّل |
| Anlaşıldı,komut Amaüzerinde,netbir görüntüyok.. | Open Subtitles | وصلني هذا يا رئيس . لكن ليس لدينا هدف واضح ، حوّل |
| Özel tim, John Rambo'ya sesleniyor. cevap ver. | Open Subtitles | شرطة الولاية تتصل بجون رامبو حوّل |
| Birim 8'den merkeze. Pozisyonumuzu aldık. tamam. | Open Subtitles | من السيارة ثمانية إلى مركز القيادة , نحن الآن في موقعنا يا سيدي , حوّل |
| Birim 10'dan merkeze. Pozisyonumuzu aldık. tamam. | Open Subtitles | من السيارة عشرة إلى مركز القيادة نحن نتحرك إلى موقعنا , حوّل |
| Bir sonraki kurtarma bölgesine gitmenizi öneriyoruz. tamam. | Open Subtitles | انصحك ان تمضي لهم , الحادثة القادمة لك حوّل |
| İstikamet güney - güneydoğu 279, tamam. | Open Subtitles | باتجاه الجنوب، المنطقة الجنوبية الشرقية على 279، حوّل |
| Merkez, burası ekip 557. Acil yardım lazım. tamam. | Open Subtitles | إرسال، هنـا الـوحـده 557 نطلب المسـاعده، حوّل |
| Merkez, burası ekip 557. Acil yardım lazım. tamam. | Open Subtitles | إرسال، هـنا الـوحده 557 ضابط يحتاج إلى مساعدة حوّل |
| Sağlık personelinden iz yok. Burada bir çekiciye ihtiyacımız var. tamam. | Open Subtitles | لا توجد أي علامة على وجود المسعفين، سنحتاج إلي شاحنة قطر، حوّل |
| Ofise döndüğümde sana dart atacağım. tamam. | Open Subtitles | عند عودتي لمركز الشّرطة ، سوف أقومُ برميكِ بالسهام حوّل |
| Polise haber veremedim. Bütün hatlar gitmiş. tamam. | Open Subtitles | لا استطيع الاتصال بالشرطة كل الهواتف معطلة ، حوّل |
| Şu ana kadar uçak gören yok, ama siz gördüyseniz lütfen bildirin. tamam. | Open Subtitles | لم يرَ أحد آخر طائرة ولكن إن رأيتم فاتصلوا بي رجاءً، حوّل |
| Donanma 4-35, Donanma 4-35. Burası Altın Post, Altın post, tamam. | Open Subtitles | نيفي 435، نيفي 435، هذه جولدن فليس، جولدن فليس، حوّل |
| Bütün amına koyduğumun Japon ordusu size doğru geliyor, tamam. | Open Subtitles | لديّ الجيش الياباني بأكمله في طريقه إليك، حوّل |
| Anlaşıldı. Köpekli ekipler bir şey bulamadı. tamam. | Open Subtitles | وحدات الكلاب لم تجد شيئاً بعد, حوّل |
| tamam, bu kadar. Anlaşıldı, tamam. | Open Subtitles | حسناً، هذا كل شيء، حوّل وإنتهى. |
| Bir şey o mezarı lanetli alana çevirdi. | Open Subtitles | حسناً ، شئ ما حوّل هذا القبر إلى أرض سيئة |
| Gücü kalkanlara yönlendir. Tam güç ileri. | Open Subtitles | حوّل الطاقة من التروس بأقصى سرعة! |
| Normalde ayrışma sırasında havaya salınması gereken gazlar, katı çikolatanın içinde sıkışmış ve yumuşak dokuyu, kokulu bir sıvıya dönüştürmüş. | Open Subtitles | الغازات التي عادة ما يتم إطلاقها في الهواء خلال التحلل حوصرت في الشوكولاتة الصلبة حوّل الأنسجة اللينة إلى سوائل فاسدة |
| 12'den 24'e, bu büyü böyle sürecek bu adakları bir eşe çevir, yalnız kalbimin acısını dindir. | Open Subtitles | من منتصف الليل وحتى اليوم التالي امنحني هذا الوقت لتحقيق آمالي حوّل هذه القرابين إلى رفاق ثمَّ اكسر وحدة قلبي |
| 451'den merkeze, cevap verin. | Open Subtitles | من الفرقة 451 إلى القاعدة، حوّل |