"حياةٍ" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayata
        
    • hayat
        
    • yaşam
        
    • hayatı
        
    • hayatını
        
    • kalım
        
    • hayatın
        
    • bir hayatta
        
    Biraz yardım ile, akbabalar görevlerini yerine getirmeyi sürdürecek. Gezegenimizin sağlığını koruyup ölüm ve çürümeyi hayata dönüştürecek. TED مع الرعاية، ستصبح النسور قادرة على مواصلة عملها في الحفاظ على صحة الكوكب ــــ عبر قيامها بأكل الجُثّث لخلق حياةٍ.
    Yarın dış dünyaya çıkacaksın, yeni bir hayata başlayacaksın. Open Subtitles غداً ستعود إلى العالَم الخارجي قادراً على بدأِ حياةٍ جديدة
    Kasabamızda rahat bir hayat süresin diye istediğinin iki katını verdim. Open Subtitles لقد ضاعفت المبلغ لأتأكد أن تحصلي على حياةٍ رغيدة في البلدة
    İyi fikirler üretmeye çalışarak kendileri, aileleri ve toplumları için daha yaşanabilir bir hayat oluşturmaya çabalayan insanlar gördüm. TED أرى أُناساً يناضلون لتحقيق أفكارهم الرائعة، ليتمكنوا من خلق حياةٍ أفضل لهم، ولعائلاتهم ولمجتمعاتهم.
    İlk cümlesi bu. Yani, biz aslında laboratuvarlarda yaşam oluşturursak bunun hayatımıza belki de hiç etkisi olmayacak. TED هذه عبارته الأولى. لذا إن قمنا واقعاً باختلاق حياةٍ في المختبر، فقد لا تؤثر في حياتنا على الأرجح.
    Bu gün, her on yıl, yeni bir hayatı belirler. Open Subtitles ، هذا اليوم مِن كل عقد يمثلُ بداية حياةٍ جديدة
    Diğer insanların hayatını mahvetmenin iyi bir gün olarak sayılabileceği bir işimin olmasını istemedim. Open Subtitles لا أريد عملاً يكون فيه النجاح يعني تدمير حياةٍ شخصٍ آخر.
    Bir de ölüm kalım meselesi dersen tam olacak. Open Subtitles فلتخبرني على الأقل أنّها مسألة حياةٍ أو موت
    Kaçmayı mı planlıyordun? Yeni bir hayata mı başlayacaktın? Open Subtitles ـ تفكيرها بالهربِ بعيداً و بدء حياةٍ جديدة
    Beni bir saniye olsun düşünen insanları kendimden uzaklaştıracağım bir hayata mı? Open Subtitles إلى حياةٍ أستمرُّ فيها بنبذ كلّ من يهتمّ بي ولو للحظة؟
    Kendi hayatına geri dön! Benim de bir hayata ihtiyacım var. Open Subtitles أنت ستعود لحياتِك وأنا سأحصل على حياةٍ خاصة بي
    Bu bizim için bir fırsat. Yeni bir hayata başlayabiliriz, ikimiz beraber. Open Subtitles هذه فرصتنا، نستطيع بدء حياةٍ جديدة، كلانا
    Tüm yapabildiğim yeni bir hayat kurmaya çalışmak ve zararı kısmen onarmaya çalışmaktı. TED كل ما استطعت فعله هو محاولة بناء حياةٍ جديدة و إيجاد طريقةٍ ما لتصحيح بعض من الضرر.
    Mars'ta hayat bulmak ne kadar zor olacak? TED كم من الصعب سيكون إكتشاف حياةٍ على المريخ ؟
    Pekala, eğer biri bana 12 yıl öncesinde, Mars'ta hayat olma ihtimaliyle ilgili düşüncelerimi sorsaydı, muhtemelen sadece yüzde birkaç ihtimal verirdim. TED حسناً ، لو أن أحداً ما سألني قبل عشر سنين عن مدى فرص وجود حياةٍ على المريخ ، لربما أجبت ، بنسبةٍ 2 بالمائة.
    Yarı sentetik bir yaşam şekli olurdu, yaşamın daha önce yaptığından daha fazla bilgi saklayabilen bir şekli. TED وسيكون شكلاً حيّاً شبه اصطناعي والذي سيحوي معلوماتٍ أكثر من أي حياةٍ وُجدت قبل ذلك.
    Sadece sağlıklı, dinç ve umutlu bir yaşam istiyorlar. Open Subtitles لتحقيق حياةٍ جديدة دون أي شيء سوى النية الطيبة، الصحة، والأمل
    Veya belki kelimeler bir hayatı tanımlamak için kifayetsizdir. Open Subtitles أو ربما مجرَّد الكلمات ليسَت كافية لتحديد حياةٍ ما
    Bildiği tek hayatı bırakıp gitme konusunda ona güç verdin. Open Subtitles لقد أعطيتِه القوّة ليغادر الحياة الوحيدة التي عرفها إلى حياةٍ أفضل.
    Bir süre sonra kendi hayatını kurmaya başlamalı. Open Subtitles لابد أن يبدأ بصنعِ حياةٍ لنفسهِ في وقتٍ ما
    Bu, her ikisi için de bir ölüm kalım savaşı. Open Subtitles هذه معركة حياةٍ أو موتٍ لكليهما
    Yaşamış olduğum hayatın neden hiç bana göre olmadığını bilmek istedim. Open Subtitles لم لم أتمكن من عيش حياةٍ من المفترض أن تكون لي.
    Seninle başka bir hayatta karşılaşmak için her şeyimi verirdim. Open Subtitles لكنت أضحي بكلّ ما لديّ، لأتعرف إليكِ في حياةٍ آخرى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more