Bütün hayatını böyle yaşa o zaman, vücudunda etten başka birşey kalmayana kadar! | Open Subtitles | ،عش حياتكَ بأكملها هكذا وحسب حتى لا يبقى شيء على جسمكَ غير اللحم |
Yani, sadece düşünüyorum. Belki de özel hayatını işe karıştırıyorsun. | Open Subtitles | أجل، أظنكَ تدع حياتكَ الشخصية تقف في طريق هذه المهمة. |
Hırıltı, senin seks hayatın nasıl? | Open Subtitles | هكذا حياتكَ الجنسية؟ كيف حال حياتك الجنسية |
Birinci sınıftan beri. Ve bu yaranın hayatın sonuna kadar kanayacağını biliyorsun. | Open Subtitles | منذ سنة أولى،وأنت خائف هو سَيَنْزفُ لبقية حياتكَ |
hayatının geri kalanını hatan olmayan bir şey için harcamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليكَ أن تقضي بقيّة حياتكَ .تكفّر عن شيء لم يكن خطأكَ |
Ve altı ay içinde, yargıcın önünde durup, ...hayatını geri kalanını içeride geçirmeni sağlayacak suçlara ilişkin kararı bekliyor olacaksın. | Open Subtitles | وخلال ستة شهور أنت ستقف أمام القاضي بإنتظار تلك الجرائم البشعة الكفيلة بإبقائك خلف القضبان لبقية حياتكَ |
Tüm günahlarını affediyor, tüm hastalıklarını iyileştiriyor, hayatını günahlarından arındırıyor. | Open Subtitles | إنهُ يَعفو عن كُلِ جَورِك و يَشفي كُلَ مَرَضِك إنهُ يُخلّصُ حياتكَ من الدَمار |
Çocuklarını kurtarmak için hayatını vermen gerek. | Open Subtitles | , لكي تَتمكّنُ من إنْقاذ أطفالُكَ . عليك أَنْ تَستبدلَ حياتكَ بحياتهم |
Bütün hayatını benim yüzümden değiştirmeni senden isteyemezdim. | Open Subtitles | أَعْني، أنا لا أُريدَك أن تَغْير .حياتكَ كلها من أجلى |
Beni, aleyhine tanıklık yaparak, hayatını mahvetmekle suçladın. | Open Subtitles | أنت تَلُومُني على التَخريب حياتكَ بالشَهادَة ضدّك. |
Küçük kardeşim olarak hayatın boyunca bununla uğraştın. | Open Subtitles | كأَخّي الأصغر، تَعاملتَ بهذا النوعِ مِنْ الشيءِ كُلّ حياتكَ. |
Bütün hayatın boyunca şirin, seksi, yitik ufak bir çocuk gibi davrandın, ama bebeğini çöpe atmayı bildin. | Open Subtitles | أمضيتَ حياتكَ و أنتَ محبوباً مُثيراً بطريقةِ ولدٍ ضائِع لكنكَ رميتَ بطفلكَ في القُمامَة |
Bence senin hayatın bayağı alıkonulacak. | Open Subtitles | أعتقد حياتكَ أَوْشَكَ أَنْ يُصبحَ متخلّف عقلياً. |
Cully, hayatının geri kalanını bir yalan yüzünden hapiste geçirmek istemezsin. | Open Subtitles | كولي،أنت لا تُريدُ دُخُول السجنّ لبقية حياتكَ لما اكذب. |
Ve hayatının geri kalanını Güney Pasifik'te bir adada geçireceksin, öyle mi? | Open Subtitles | لذا، أنت سَتبقى بقية حياتكَ على جزيرةِ في جنوب المحيط الهاديِ؟ |
Şimdi sen hayatının geri kalanını dostluğun uğruna aşkını feda derecek geçireceksin. | Open Subtitles | و أنت الآن ستقضين ..بقية حياتكَ. بإعْطاء الصداقةِ اسم الحبِّ. |
Ve lütfen hayatında bir defa iyi bir izlenim bırakmayı dene. | Open Subtitles | حاول ولمرة واحدة في حياتكَ أن تتركَ انطباعاً جيداً |
Siz tüm hayatınızı bu asil icadı iyileştirmeye adadınız. | Open Subtitles | وأنت بدورك كرست حياتكَ لتشذيب هذا الإختراع النبيل |
Yeni hayatına alışmanda sana yardımcı olacak. | Open Subtitles | سيُساعدكَ في التأقلُم معَ حياتكَ الجديدَة |
hayatından bir kadın için vazgeçmeyi istiyor musun? | Open Subtitles | أنت راغب بشدة لتسليم حياتكَ الكاملة لإمرأة؟ |
Sizler de hayatınız boyunca onunki gibi problemler yaşayacaksınız. | Open Subtitles | كُلّ حياتكَ أنت يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَكَ مثل هذا مشاكل كهذا الشابِّ عِنْدَهُ. |
Maharetli bir rakip olabilecek potansiyele sahipsin. Bu yüzden canını bağışlamıştım. | Open Subtitles | لديكَ موهبة لتغدو خصمًا مهاريًّا، ولذلك صفحتُ عن حياتكَ قبلًا. |
hayat senin için çok zor olsa gerek. Çok zor. | Open Subtitles | حياتكَ يجب أنْ تُحاولَ جداً، صَعِب جداً في الحقيقة. |
Karınızın katilinin hapiste olması hayatı daha katlanılabilir hale mi getirdi? | Open Subtitles | حقيقة أنّ قاتل زوجتكَ في السجن، هل ذلك يجعل حياتكَ مُحتملة أكثر؟ |
hayatında hiçbir tat yokmuş. hayatınla ilgili endişeliymişsin. | Open Subtitles | يقول بأنّ في أسلوب معيشتك لا نكهة للطعام، إنّكَ قلق حيال حياتكَ |