"حياتهن" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayatları
        
    • hayatlarını
        
    • hayatlarının
        
    • hayatlarıyla
        
    • hayatlarından
        
    • hayatlarına
        
    • yaşamlarından
        
    • yürümelerini
        
    Dünyadaki 10 kadından dokuzu, hayatları boyunca en az bir çocuğa sahip oluyor. TED عالميًّا، تسع من كل عشر نساء سيُنجبن طفلًا واحدًا على الأقل في حياتهن.
    Yapacağımız şey, bir milyon siyahi kadına hayatları için yürümelerini sağlayacak bir destek sistemi yaratmak. TED وما سنفعله هو إنشاء نظام دعم لمليون امرأة سوداء ليمارسن المشي لإنقاذ حياتهن.
    Kadınlar ayrıca doğum kontrol uygulayabiliyorlar, üreme hayatlarını daha fazla kontrol altına aldılar. Hepsi iyi şeyler. TED النساء أيضاً لديهنَّ نفوذ أكبر في تنظيم النّسل، سيطرة أكبر على حياتهن الإنتاجيّة، كل الأمور الحسنة.
    Bu sistem, bir zamanlar, hayatlarını değiştirmek konusunda dışlanan ve sonra diğerleri için ayaklananları desteklerken, kızların eğitiminden daha fazlası için kullanılabilir. TED هذا النظام، يدعم هؤلاء ليغيرن حياتهن وبعد هذا نخطوا للأخريات، يستطعن أن يفعلن أكثر من تعليم الفتيات.
    Radyasyon veya değil, bu kadınlar hayatlarının sonunda. TED الآن إما بسبب الإشعاع أو لا، هؤلاء النساء هن في نهاية حياتهن.
    Eğer öyleyse, kurbanların hayatlarıyla ilgili bu kadar bilgiyi toplamak için onları takip etmiş olmalı. Open Subtitles ان كانت تلك هي القضية فلا بد انه لاحقهن لكي يعرف هذا القدر عن حياتهن
    Sekiz güzel kız, lisedeyken nasıl hayatlarından vazgeçer? Open Subtitles . لثمانِ فتيات جميلات أن يفقدن حياتهن خلال المدرسة الثانوية؟
    Kadınlara o gücü verirsek böylelikle kendi hayatlarına hükmetmeye başlarlar. Open Subtitles نمنح النساء شعوراً بالقوة حتى يتمكنّ من تحمّل مسؤولية حياتهن.
    Onların hayalleriyle oynayacaksın... sıkıcı günlük yaşamlarından birkaç saat kurtulmalarını sağlayacaksın. Open Subtitles ...سوف تعمل على أحلامهن أخرجهم من حياتهن المطحونه اليوميه لبضع ساعات
    Çok büyük bir sebep kadınların hayatları boyunca muhtemelen yüz yüze ilişkilerini nispeten daha çok önemseyip biçimlendirmesi. TED أحد أكبر الأسباب هو أن النساء على الأغلب يجعلن أولوية واهتمام لعلاقاتهن وجهاً لوجه خلال حياتهن.
    hayatları boyunca Beyaz Atlı Prenslerini bekliyorlar sonra da iyi bir işi olan ve etraflarında dolanan adamlarla evleniyorlar. Open Subtitles اعني انهن يقضين حياتهن بالبحث عن امير جذاب ثم ينتهي بهن الامر بالزواج من رجل لديه وظيفة جيدة و يبقى دائماً معهن
    Sonra bütün hayatları parmak uçlarında olacak. Open Subtitles هو أن يفتح الباب ويضع بقيّة الكاميرات ويحصل على حياتهن بالكامل بين أنامله
    Kızları kendi hayatlarını devam ettirecek yaşa gelseler de babalar bunu kabul etmek istemezler. Open Subtitles الآباء لا يحبون أن يعترفوا بأن بناتهم أصبحن قادرات على صنع حياتهن الخاصة
    hayatlarını, umutlarını, hayatın gizemleri hakkında neler düşündüklerini soruyorsun. Open Subtitles إسألهن عن حياتهن و آمالهن, و أسئلتهن الكبيرة في الحياة
    Kızları hayatlarının öznesi olma konusundan gaspetmeye o kadar alışmışız ki, artık onları gerçek anlamda nesneleştirmiş mal-eşya-imtia şekline dönüştürmüş haldeyiz. TED إعتدنا سرقة الفتيات لغرض أن نكون أهداف حياتهن لدرجة أننا بالفعل جعلناهن سلعة و حولناهن إلى بضائع تباع وتُشترى
    Gönderilen gençlerin korunmasını gerektiren kanunlar vardı ancak, hayatlarının tehlikeye gireceği bir yere gönderildiler. Open Subtitles كان هناك قوانين من أجل حماية الصغار و لكن كان هناك خطر كبير على حياتهن
    Amerika'da her beş kadından biri hayatlarının bir kısmında cinsel saldırıya uğruyor. TED إذ نصت الدراسة ان واحدة من بين كل خمسة نساء في أمريكا يقلن أنهن قد تعرضن لاعتداء جنسي في مرحلة ما في حياتهن .
    Ve bunu hayatlarının ilerleyen dönemlerindeki kendi duygusal hayatlarıyla, evlenme olasılıklarıyla, evliliklerindeki mutluluklarıyla ilgili anlattıklarıyla ve genel anlamda hayattaki mutluluklarıyla karşılaştırdık. Open Subtitles و ربطنا ذلك بتقارير حياتهن العاطفية خلال الحياة فيما بعد مدى احتمال أن يتزوجن و مقدار سعادتهن في الزواج و مقدار سعادتهن في الحياة على وجه العموم
    Eğer hayatlarıyla ilgili her şeyi sosyal ağlardan öğrendiyse, izleme konusunda da o kadar takıntılı olmalı. Open Subtitles إذا كان قد تعلّم كل تفاصيل حياتهن من مواقع التواصل الإجتماعي -فسيكون بنفس الهوس عند مراقبتهن
    Birçoğu buraya geldi çünkü daha önceki hayatlarından daha iyi olacağını düşünüyorlardı. Open Subtitles العديدات جاءوا هنا ظنًا بأن ذلك أفضل من حياتهن السابقة
    Savaştan sonra çoğu hayatlarına kadın olarak devam etti. Fakat Albert Cashier gibi bazıları erkek olarak yaşamayı tercih etti. TED بعد الحرب، استأنف معظمهن حياتهن كنساء، لكن بعضهن مثل ألبرت كاشير واصلن حياتهن كرجال.
    Onların hayalleriyle oynayacaksın... sıkıcı günlük yaşamlarından birkaç saat kurtulmalarını sağlayacaksın. Open Subtitles ...سوف تعمل على أحلامهن أخرجهم من حياتهن المطحونه اليوميه لبضع ساعات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more