| Resimde ben yokum, işin bittiğinde bana mesaj atarsın. | Open Subtitles | أنا لا أظهر بالصورة أرسل لي برسالة حين ينتهي الأمر |
| Biliyor musun, bu şov bittiğinde, hayatımız harika olmaya devam edecek, çünkü ben seni seviyorum, oğlun da aynı şekilde. | Open Subtitles | أتعلم، حين ينتهي العرض، ستظل حياة نعيمة. لأنني أحبك وإبنك يحبّك. |
| Bir şey bittiğinde yıkılmış hissetmen çok doğal. | Open Subtitles | من الطبيعي أن تشعر بالدمـار حين ينتهي شيءٌ مـا |
| Bütün bunlar sona erdiğinde seni Koel Adası'na geri götüreceğim. | Open Subtitles | حين ينتهي هذا الأمر برمته سأصطحبك مجدّداً إلى جزيرة "كول" |
| Bütün bunlar sona erdiğinde arkamıza yaslanıp başımızdan geçenleri iyice düşünebiliriz. Ama şu anda ortada hemen durdurulması gereken bir tehdit var. | Open Subtitles | حين ينتهي هذا، يمكنا أن نجلس ونناقش هذة الأحداث لكن الأن، هذا خطر لابد من إحتواءه |
| Bunlar bittiğinde onun yolundan devam etme. | Open Subtitles | حين ينتهي كلّ هذا، لا تتركي الشعلة التي حافظ عليها، |
| Bunlar bittiğinde çek git ve arkana asla bakma. | Open Subtitles | .. حين ينتهي هذا الأمر بأكمله , ارحلي و لا تنظري مطلقاً للوراء |
| Ona tecavüz ederken kulağına eğilip, işi bittiğinde nasıl boşalacağını fısıldamış. | Open Subtitles | وفيما اغتصبها همس في أذنها كيف أنه سيعود خلال لحظات حين ينتهي |
| Belki bütün bunlar bittiğinde akşam yemeğine gelirim. Güleriz. | Open Subtitles | ربما أمرّ على العشاء حين ينتهي كل هذا و سنضحك |
| O insanlarla konuşması bittiğinde oraya gidelim, tamam? | Open Subtitles | . حين ينتهي من الكلام مع هؤلاء الناس، دعونا نذهب عنده |
| Bunların hepsi bittiğinde acının dinmeyeceğinden korkuyorsun. | Open Subtitles | أظن أنك تخشى حين ينتهي الأمر أنه لن يريحَ ألم قلبك. |
| Resimde ben yokum, işin bittiğinde bana mesaj atarsın. | Open Subtitles | أنا لا أظهر بالصورة أرسل لي برسالة حين ينتهي الأمر |
| Bu iş bittiğinde, istediğin birini alabilirsin. | Open Subtitles | حين ينتهي الأمر، يمكنك الحصول على أي واحدة تريدها. |
| Bu iş bittiğinde artık saçma sapan şeylerle köpek gibi yemek artıkları yemeyeceksin. | Open Subtitles | حين ينتهي كل هذا، لن يعود عليك أن تتناولي الطعام الرديء وبقايا الطعام كالكلاب. |
| Her şey bittiğinde avlanır, sikişir ve dilediğimizce yaşarız. | Open Subtitles | حين ينتهي كل هذا, سنتمكن من ممارسة الصيد والجنس والعيش كما يحلو لنا. |
| Bütün bunlar bittiğinde, Büro yaptıkları en büyük hatanın sen olduğunu anlayacak. | Open Subtitles | حين ينتهي كل ذلك، سيدرك المكتب أنك أكبر غلط اقترفوها |
| Bu her bittiğinde, Biz birlikte carousing gitmek gerekir. | Open Subtitles | حين ينتهي كلّ هذا علينا أن نتشارك احتساء الخمر بإفراط. |
| Sayıca çokken güvendeler ama telaşe sona erdiğinde her bir cadı maki tekrar tek başına. | Open Subtitles | الكثرة توفّر الأمان لكن حين ينتهي الاضطراب كلّ ترسير ينشغل بنفسه |
| Bu kâbus sona erdiğinde, buradan gideceğiz. | Open Subtitles | حين ينتهي هذا الكابوس سأخرج من هنا |
| Bu kâbus sona erdiğinde, buradan çekip gideceğiz. | Open Subtitles | حين ينتهي هذا الكابوس سأخرج من هنا |
| Belki de tüm bunlar sona erdiğinde öğrenirim. | Open Subtitles | ... ربما حين ينتهي كل هذا، سوف سوف أكتشف ذلك الشعور |