| Karada, 25 kilogramdan fazla olan hiçbir hayvan hayatta kalamadı. | Open Subtitles | على اليابسة، لم ينجو حيوانٌ يزن أكثر من 25 كيلوجرام |
| Aralık ayında Roma'da ise bir hayvan bu sıcaklık artışından fazlasıyla faydalanıyor. | Open Subtitles | وفي روما .. في ديسمبر حيوانٌ واحد يستغل هذه الحرارة الزائدة بالكامل |
| Eğer bir hayvan sol tarafından gelen bir yırtıcı görürse, sağa kaçması en iyi kaçış olacaktır. | TED | إذا رأى حيوانٌ ما مفترساً قادماً من يساره، فمن الأفضل أن يهرب باتجاه اليمين. |
| Bir hayvan korktugunda ortaya cikan -bir geyigi dusunun- savas ve kacma mekanizmasinin parcasidir. | TED | فهو محرك في منظومة الصراع .. والتطور فعندما يخاف حيوانٌ ما مثل الغزال مثلاً |
| Onun gibi bir hayvanın yaşamaya hakkı yok. | Open Subtitles | حيوانٌ مثله ليس لديه الحق ليعيش ، |
| Dünya üzerinde göç ederek bu kadar çok yol kat eden başka bir memeli yoktur. | Open Subtitles | لا يقوم حيوانٌ آخر بهجرة طويلة مماثلة عبر أرجاء البسيطة أكثر من هذه الحيوانات. |
| Büyük, aptal bir hayvan, değil mi çocuklar? | Open Subtitles | إنه حيوانٌ أحمق كبير، ألا تعتقدون هذا رفاق ؟ |
| Sapık bir hayvan. Yanımda birisinin bulunmasına katlanamıyorum. | Open Subtitles | حيوانٌ مَريضٌ و شاذ لا أتحملُ أيَّ أحدٍ مِنهُم قُربي |
| Haberlerde, dışarıda hala başıboş bir vahşi hayvan olduğunu söylediler. | Open Subtitles | تَقُول الأخبار انه ما زالَ هناك حيوانٌ وحشي طليقِ |
| "Duyarsız,ruhsuz kadın sevgiden nasibini almamış, ev kedisi kılığında yırtıcı bir hayvan." | Open Subtitles | أنتِ امرأةٌ بلا إحساسٍ ولا روح عاجزةٌ عن الحبّ حيوانٌ يرتدي ثياب هرّةٍ منزليّة |
| Başka kimsenin duyamadığı konuşan bir hayvan. | Open Subtitles | أجل، حيوانٌ متحدث الذي لا يمكن لأحد أن يسمعه؟ |
| Dünya üzerindeki milyonlarca hayvan türünün içinde yalnızca bir tanesi burada sürekli yaşayabiliyor. | Open Subtitles | من بين جميع ملايين أنواع الحيوانات على كوكب الأرض، حيوانٌ فقط قادرٌ على العيش هنا باستمرار. |
| Dünya üzerinde bu hayvan kadar göç eden başka bir memeli yoktur. | Open Subtitles | لا يقوم حيوانٌ آخر بهجرة طويلة مماثلة عبر أرجاء البسيطة أكثر من هذه الحيوانات. |
| Yağmur ormanı zemininde, kirpiyle karıştırılabilecek bir hayvan beliriyor. | Open Subtitles | على أرضية الغابة المطيرة، يظهر حيوانٌ قد يُشبّه عليكم بالقنفذ |
| Dünyadaki hiçbir şeye benzemeyen bir hayvan. | Open Subtitles | حيوانٌ لم يكن له مثيلٌ إطلاقاً على سطح الأرض |
| Pek çok Arktik balinasından daha büyük bir hayvan. | Open Subtitles | حيوانٌ يفوق حجمه أنواعاً كثيرة من حيتان القطب الشمالي |
| Ormanda bulunmuş. Gerçek bir hayvan saldırısı. | Open Subtitles | لقد وُجد في الأحراج، إذ أن ثمّة حيوانٌ ضارٍ هاجمه بحقّ. |
| Hayır, hayır, hayır, dinle onun, erkek arkadaşı tam bir hayvan. | Open Subtitles | كلاّ ، كلاّ ، كلاّ ، اصغي إلي، صديقها هو حيوانٌ بالفعل. |
| Doğadaki başka hiçbir yerde bunun kadar karmaşık ve mükemmel bir hayvan yapısı yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد مكان آخر بالطبيعة يشيّد فيه حيوانٌ ما هو أعقد وأتقن من هذا |
| Onlar evcil hayvan değil. Kedi evcil hayvandır. | Open Subtitles | تلكَ ليست بالحيوانات الأليفه القطةُ حيوانٌ أليف |
| hayvanın biri muhtemelen üzerine işemiştir. | Open Subtitles | تبولَ عليهَ حيوانٌ على الارجح |