Benden hayati bir bilgiyi saklaman ise bambaşka bir olay. | Open Subtitles | ولكنّها قصّة مختلفة تماماً عندما تخفي معلومات حيويّة عنّي |
Bu olabilecek en kötü şey ama ne olursa olsun sen hâlâ bu takımın hayati bir parçasısın. | Open Subtitles | هذا أسوأ احتمال، وفي مطلق الأحوال، فإنّك ما زلت عضوية حيويّة بالفريق. |
- Üstüne üstlük, o bilgisayarda çok miktarda hayati istihbarat saklı. | Open Subtitles | -و فوق كلّ هذا ، هناك ثمّة كميّة ضخمة من معلومات حيويّة بتلك اللوحة |
Biyofabrikasyon ile insan yapımı çoğu zorlu aşamaları bir biyolojik adımla değiştirdim. | TED | عن طريق التصنيع الحيوي، فقد استبدلت الكثير من الخطوات المكثّفة التي يقوم بها البشر بخطوة حيويّة واحدة. |
Bu sürecin sonunda da genelde enfeksiyon kapar, antibiyotik veririz sonra da bir bakmışsınız, böbrekleri bitmiş. | Open Subtitles | . وذلك النّوع من الأشياء عادةً.. يؤدي إلى عدوى, ومضادّات حيويّة.. |
hayati bir organ taşıyorum. | Open Subtitles | أنقل أعضاء حيويّة |
Ve üçüncü bir filtre daha vardır, biyolojik filtre. | TED | وهنالك آلية ثالثة للتصفية، وهي آليّة حيويّة. |
Laboratuvarlarımıza doğayı taşımak ve orada sorgulamak yerine, bilimimizi doğanın görkemli laboratuvarına taşımalıyız ve modern teknoloji ekipmanımızla bulduğumuz her yeni yaşam formunu ve bulabileceğimiz herhangi yeni bir biyolojik niteliği orada sorgulamalıyız. | TED | بدلاً من إحضار الطبيعة إلى مختبراتنا. و استجوابها هناك، بل علينا أن نذهب بعلومنا إلى مختبر الطبيعة العظيم، وهناك, بمساعدة تقنياتنا الحديثة، سنستجوب كلّ شكل جديد للحياة نجده، وكلّ خاصّية حيويّة جديدة أيضًا. |
Enfeksiyon için antibiyotik verirsek rejeksiyonu kötüleştiririz. | Open Subtitles | ولو أعطيناها مضادّات حيويّة للعدوى، فسنزيد الرفض سوءاً |
Seni uyuşturmaya çalışmıyorum. Gerçekten antibiyotik bunlar. | Open Subtitles | لا أحاول تخديركِ، إنّها مجرّد مضادّات حيويّة فعلاً |
Enfeksiyon için antibiyotik verirsek rejeksiyonu kötüleştiririz. | Open Subtitles | ولو أعطيناها مضادّات حيويّة للعدوى، فسنزيد الرفض سوءاً |