New York şehrinde, bu ahlaksız suçları araştıran dedektifler özel Kurbanlar Birimi olarak bilinen seçkin bir bölümün üyeleridir. | Open Subtitles | ' في مدينة نيويورك، المخبرون الذي يَتحرّى هذه الجرائمِ الشريرةِ ' أعضاء فرقةِ خاصّةِ المعروفة بوحدةِ الضحايا الخاصّةِ. |
New York şehrinde, bu ahlaksız suçları araştıran dedektifler özel Kurbanlar Birimi olarak bilinen seçkin bir bölümün üyeleridir. | Open Subtitles | ' في مدينة نيويورك، المخبرون الذي يَتحرّى هذه الجرائمِ الشريرةِ ' أعضاء فرقةِ خاصّةِ المعروفة بوحدةِ الضحايا الخاصّةِ. |
Dışarda özel yapım geniş bir ambulans var ama... onu, her 1 cm hareket ettirdiğimizde, çığlık atmaya başladı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي سيارة إسعاف جسمِ عريضةِ خاصّةِ خارج جبهة، لكن كُلَّ مَرَّةٍ تَزحزحنَاها بوصةَ، بَدأتْ بالصُراخ. |
özel bir şeylere tomurcuklanma aşamasında olduğumuza inanıyorum. | Open Subtitles | أَعتقدُ بأنّنا في التَبَرْعُم مراحل الشيءِ خاصّةِ. |
100 özel yeteneğim olduğunu bilmiyorsundur kesin. | Open Subtitles | رَاهنْك لَمْ تَعْرفْ بأنّني كَانَ عِنْدي أكثر من 100 مهارةِ خاصّةِ. |
Sonunda tüm gerçekleri doğrudan Murphy'nin kendisinden duyacak ve hakkındaki tüm dedikodu ve varsayımları ortadan kaldıracak fırsatı bu özel röportajda bulduk. | Open Subtitles | أخيراً، الفرصة إستماع مباشرة مِنْ ميرفي وفـي مقابلةِ خاصّةِ والتي من شأنها تبديد الشائعات والتخمينات |
Sanki tenini Allah özel bir malzemeden yaratmış. | Open Subtitles | مِنْ اي مادةِ خاصّةِ جَعلَ الله جسمَها؟ |
Bir keresinde okuldan sonrası özel programda görmüştüm. | Open Subtitles | رَأيتُ سابقاً على بعد المدرسةِ خاصّةِ... |
İşte sana özel bir aşk itirafı. | Open Subtitles | هناك مُلاحظة حبِّ خاصّةِ لك. |
Ama biz de özel bir tur grubuyuz. | Open Subtitles | لَكنَّنا مجموعة جولةِ خاصّةِ. |