"خالٍ من" - Translation from Arabic to Turkish

• arınmış bir
• yoksun
• izi yok
• olmadığı bir

(Gülüşmeler) Kimyasallardan arınmış bir kömür parçası olamaz
(ضحك) لا يمكنكم الحصول على فحم خالٍ من المواد الكيميائي.

Böceklerden arınmış bir dünyanın keyfini sürün
تمتع بعالم خالٍ من الحشرات

Böceklerden arınmış bir dünyanın keyfini sürün
استمتع بعالم خالٍ من الحشرات

Şimdi, boşandı ve bitkilerle çalışıyor, evi yine de şüpheli bir şekilde bitki ve yaşayan diğer şeylerden yoksun.
هي الآن مطلقة، وتعمل في أمور النبات ومع هذا بيتها وبشكلٍ غريب خالٍ من النباتات أو أي كائن حي

Sen bunu tutkudan son derece yoksun bulabilirsin.
. ? لابدّ أنّكِ تشعرين بأنّ الأمر خالٍ من العواطف.

Komutan ekibinizin geri kalanı gibi, tuhaf bir şekilde çarpışma travması izi yok sizde, ve gözüken o ki mucizevi bir şekilde kazadan kurtuldunuz.
مثل باقي طاقمك أيها القائد، أنت خالٍ من الإصابات بشكل غريب، ويبدو أنّك نجوت من حادث التحطم بشكل إعجازي.

Toksikoloji raporu temiz. Yara izi yok.
جسدها كان خالٍ من السموم ولا توجد أية آثار للصدمات

Hiçbir kuralın olmadığı bir yerde yaşamanın nasıl olduğunu hiç merak ettiniz mi?
هل تخيلت يوماً كيف قد تكون الحياة في مكان خالٍ من أي قواعد؟

Hilafet için ölüp dinsizlerin olmadığı bir dünya yaratmak için.
للموت من أجل جيش الخلافة ويقودونهم لعالم خالٍ من الكفار

İnanırım. Duygudan yoksun olduğumu düşündüğünüze eminim.
استطيع تصديق ذالك بسهولة، لقد اعتقدتني خالٍ من اي مشاعر صادقة، انا متاكد

Öldürme konusunda usta ama acıma duygusundan yoksun birine ihtiyacım var.
أحتاجُ شخصاً بارعاً في القتل. خالٍ من الرحمة.

Olay yerinde herhangi bir boğuşma izi yok.
يا (باكيت) مسرح الجريمة خالٍ من أي دلائل على وجود صراع

Affedersiniz. Gun Wook'umuzun vücudunda bir yara izi yok.
أعذرني ، جسد ( جون ووك ) خالٍ من أي ندوب

Makul reformun olmadığı, ve biz makul reformun olmadığı bir dünyada, bir gelecekte yaşayamayız.
لا إصلاح ملموس، و لا يمكننا قبول عالم، مستقبل خالٍ من الإصلاح

Gelecek nesillere cinsel şiddetin hiç olmadığı bir dünya borçluyuz.
نحن ندين للمستقبل بعالم خالٍ من العنف الجنسي.