"خام" - Translation from Arabic to Turkish

    • ham
        
    • saf
        
    • çiğ
        
    • madeni
        
    • İşlenmemiş
        
    • Kaba
        
    • cevheri
        
    • maden
        
    diyecektir. Öylese şimdi sizle ham veriyi paylaşacağım. TED وبالتالي الآن ما سأعرضهم عليهم هو بينات خام.
    Bunlar Max Planck Sinirbilim Enstitüsü'ndeki ortaklarımızdan gelen ham verilerdir. TED هذه بيانات خام من مساعدينا في معهد ماكس بلانك لعلم الأعصاب.
    Anlayacağınız, Dünya'nın kütlesel olarak yüzde 8.3'ünün aluminyum olmasına rağmen, saf metal olarak çıkmıyor. TED مع أن الالمنيوم كما تعلمون يستحل نسبة 8.3 بالمئة من كتلة الأرض، فهو لا يخرج كمعدن خام.
    Günümüzde, cevherden saf metali libresi 50 sentten daha ucuza üretebiliyoruz. TED نستطيع اليوم أن ننتج معدن أولي من مصدر خام بتكلفة تبلغ أقل من 50 سنتاً للرطل.
    Anlaşılan, amcaları Ernie lokantalarına Beni çiğ Ye adını koymaya onları ikna etmiş. Open Subtitles أساسا، عمهم إرني أقنعهم بأن ه يكونون عظماء الفكرة لدعوة مطعمهم كلني خام.
    Amaçları Norveç'ten gelen demir madeni ikmalini kontrol altına almaktı. Open Subtitles كان الهدف السيطرة على إمدادات خام الحديد في النرويج
    Sanırım daha önce bir oda içerisinde bu kadar fazla işlenmemiş beyin gücü Open Subtitles لا أظن أني قد رأيت بحياتي قدرات عقلية خام,
    İlk adım ham haldeki maden cevherini lav gibi kaynayana dek bir tankta kaynatmaktı. Open Subtitles وكانت الخطوة الأولى ل إذابة خام النفط الخام على دبابة مستطيل كبير حتى أنه كان يغلي مثل الحمم البركانية.
    Bu naqahdah.ham naqahdah Goa'uld için değerlidir. Open Subtitles هذا ناكوادا. ناكوادا خام انةذوقيمةعاليةللجواؤلد.
    "..şu an günde ortalama 47 lbs ham trinium çıkarılıyor." Open Subtitles حاليا نستخرج بمعدل 47 باوند من خام الترينيوم يوميا
    Bunun "ham ederim"le ilgisi yok. Open Subtitles انه حديد خام مصنوع من الحديد وفحم الكوك.
    Demir, kömür, odun, bakır, az bulunan mineraller gezegenden, adeta koparıp aldığımız ham maddelerdir. Open Subtitles مخزون من خام الحديد، والفحم والخشب والنحاس
    Hayır, söz konusu gece için ham veri akışına ihtiyacım var. Open Subtitles لا، أحتاج لتدفق بيانات خام خاص بالليلة المعنيّة
    maden damarı 300 metreden uzun ve neredeyse saf. Open Subtitles المساحه أكثر من 300 متر في الطول وتقريباً خام بالكامل
    Ancak, birisi ikinci bir saf kapsülü içeri sokmuş olmalı. Open Subtitles لكن من المؤكد أن شخصا ما قد عرض كبسولة ثانية خام
    Bu saf veri. Yeni Cap Şehri'nin dijital mimarisi. Open Subtitles إنها بيانات خام البنيه الرقميه لمدينه نيوكاب
    Daha önce hiç çiğ balık yemedim. Open Subtitles أكبح عليه نفسي. أنا أبدا ما أكلت سمك خام قبل ذلك.
    Suşi, biftek tartar ve çiğ sebze satılacaktı. Open Subtitles هو كان ذاهبا إلى له شوسي ، تكلس ستيك وخضار خام.
    Devlin'in getirdiği kum uranyum madeni içeriyordu. Open Subtitles تلك الرمال التي أحضرها (ديفلن) ماهي إلا خام يورانيوم.
    Çünkü o çok klas ve işlenmemiş gibi. Open Subtitles لأنَه رائعٌ جدًا وهو كأنَه، موهبَة خام وصافيّة
    Kaba taşlar olması lazımdı. Seo Mundo sadece taşlar olduğunu söylemişti. Open Subtitles كان من المفترض أن تكون حجارةٌ خام, سيو موندو قال بأنها مجرد أحجار كريمة.
    AF: Evet, ben demir cevheri işi yapıyorum, hurda metal sektörüyle rekabet halindeyim, bu yüzden etrafta düşüp duran ve ayak parmağınızı kesen hiçbir hurdanız yok çünkü bunlar toplanıyor. TED أ.ف: بلى، انظر، إنني أعمل في خام الحديد، وأنافِس تجارة النفايات المعدنية، وهذا هو السبب وراء عدم رؤيتك أي نفايات في طريقك، أو أن تحدث بك جرحًا، بسبب أنه يجري جمعها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more