Korkarım ki senin için kötü haberlerim var. | Open Subtitles | أخشى أن لدىّ خبراً سيئاً لك |
fakat kötü haberlerim var," dedi. | TED | لكن أحمل خبراً سيئاً". |
Korkarım bazı kötü haberlerim var, Simpsonlar. | Open Subtitles | أخشى أن لدي خبراً سيئاً يا آل (سمبسون) |
Ama aslında o kadar da kötü bir haber değildi. | Open Subtitles | و لكن أتعلمين فى الواقع لم يكن خبراً سيئاً |
Aslında buraya sana kötü bir haber vermeye geldim. | Open Subtitles | rlm; لقد أتيت إلى هنا في الحقيقة rlm; لأنقل لك خبراً سيئاً. |
Vereceğim haberi kötü haber olarak yorumlayabilirsin ama aslında güzel bir haber. | Open Subtitles | حسناً, ربما ستعتبري هذا خبراً سيئاً لكنه في الحقيقه خبراً سعيدا@ |
Maalesef kötü haberlerim var. | Open Subtitles | - أخشى أنني أحمل خبراً سيئاً |
Bunun kötü bir haber olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنه خبراً سيئاً. |
-Size kötü bir haber vermek zorundayım. | Open Subtitles | أحمل لك خبراً سيئاً |
İdam davamız hakkında kötü bir haber aldım. | Open Subtitles | -تلقيت خبراً سيئاً بشأن قضية الإعدام |
Korkarım ki yapmadık. -Bu kötü bir haber gibi. | Open Subtitles | -أظن هذا خبراً سيئاً |
Bunun kötü bir haber olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنه خبراً سيئاً يا (أوليفيا). |
Sanırım bir de kötü haber var. | Open Subtitles | وأظن ان هناك خبراً سيئاً أيضاً |
Hala kötü haber. | Open Subtitles | مازال خبراً سيئاً |
Dr. Kelso'nun yokluğu herkes için kötü haber sayılmazdı. | Open Subtitles | غياب الدكتور (كيلسو) لم يكون خبراً سيئاً لكل شخص في هذه المستشفى |