| Bu yaklaşık 8 yıllık. Üzerinde bir çizik bile yok. | Open Subtitles | هذا الكرسي عمره ثماني سنوات، لا خدشاً واحداً |
| Bana bıçak yarasını gösterdi ama en ufak bir çizik bile kalmamıştı. | Open Subtitles | لقد أرتني جرح الطعنة، ذلك الذي لم يترك خدشاً ؟ |
| O arabaya bir çizik dahi atarsan, kıçını kırbaçlar ve... | Open Subtitles | سيارتي لو أحدثتَ بها خدشاً فسوفأوسعكضرباً... |
| Chanda ile evlenmeye geldiğimde eğer onun vücudunda en ufak bir çizik görürsem inan bana senin derini yüzerim. | Open Subtitles | عندما آتي للزواج بتشاندا... لو رأيت خدشاً واحداً في جسدها. |
| Biri burayı tırmalayarak çıkmaya çalışmış gibi. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنّ أحداً كان يحاول الخروج من هنا خدشاً. |
| Stephanie de tırmalayarak oradan çıkmaya çalıştı. | Open Subtitles | وحاولت (ستيفاني) الخروج خدشاً. |
| Ama göreceksin, üzerinde çizik bile yok. | Open Subtitles | ولكن سترين بنفسك... إنه لا يحمل خدشاً لأن... |
| Ama göreceksin, üzerinde çizik bile yok. | Open Subtitles | ولكن سترين بنفسك... إنه لا يحمل خدشاً لأن... |
| - Tek çizik görürsem, parmağını koparırım. | Open Subtitles | أذا وجدت بها خدشاً سأقطع أصبعك. |
| Artık Ingrid'ın arabasını almıyorsun. Üstünde yeni bir çizik var. | Open Subtitles | لن تأخذ سيارة (إنغريد) مرة أخرى فإن فيها خدشاً جديداً |
| Onda bir çizik bile görmedim. | Open Subtitles | حتى أني لم أرى خدشاً عليه |
| - Hayır, bir çizik bile yok, baksana. | Open Subtitles | -لا خدشاً واحداً -أنتِ تحت وقع الصدمة |
| Bir çizik bile olmasın! | Open Subtitles | لا خدشاً واحداً! |
| Bir çizik bile yok. | Open Subtitles | ليس خدشاً |