"خزي" - Translation from Arabic to Turkish

• utanç
• yazık
• rezalet
• ayıp
• utanılacak
• utancı
• utançla
• Disgrace
• yüzkarası
• yüz karası
• yüzkarasısın

En ufak bir utanç duymadan onu sevdiğimizi, bütün dünyanın bilmesini istiyorum!
وأنا أريد العالم أن يعرف بشكل نهائي وبدون أيّ خزي بأنّنا نحبّه

Sonunda utanç ve ayıpla teslim bayrağını çekmemizi umuyorlar.
إنهم يتوقعون في النهاية أن ينزلوا العَلَم في خزي و عار

Üniformanız için utanç kaynağısınız sizden utanıyorum.
أنت خزي إلى أزيائكَ الرسمية . وإحراج لي.

Bunun, bu kadar gençken başına gelmesi çok yazık.
هو خزي هذا كان لا بدّ أن إحدث إليك صغير جدا.

Eğer ortada bir skandal varsa... herhangi bir rezalet söylentisi çıkarsa Papa reddedebilir.
إذا كان هناك أي فضيحة, أي شائعة, من خزي العامه, البابا قد يرفض.

...o zaman birilerinin görmesi çok zor olacaktı ki bu büyük bir ayıp olacaktı.
عندها بصعوبة لأي شخص سيكون قادر على رؤيته الذي سيكون خزي كبير

İyi savaşmışsın ama kaybetmişsin. Bu utanılacak bir şey değil.
لقد قاتلتِ جيداً، ولكنكِ خسرتِ لا يوجد خزي في ذلك

Ve bu utanç verici çünkü hakimiyetsizlik lunapark aynası gibi olabilir.
وهو خزي لأن إحترام الذات المنخفض يمكن أن يكون مثل مرآة بيت المرح.

Burada yaptığımı ya da konuştuğumuz hiçbir şeyden utanç duymamıza gerek yok.
ليس هناك خزي في ما نحن نَعمَلُ أَو رأي هنا.

Kalıntılar sarılmıştı bu da anlamlı bir merasim, sevgi dolu bir cenaze hatta utanç ki bu da mantıklı olur çünkü çocuğun el ve ayakları iple bağlanmıştı.
حسناً، البقايا لفّت وهو ما يشير إلى إحساس بالمراسم دفن محبّ أَو محتمل على حد سواء، خزي

Kralınız bile teslim oldu ve sen bunun utanç verici olduğunu mu düşünüyorsun?
حتى أنك قدمت إلى الملك و تعتبرين هذا خزي?

Seni utanç içinde, evine gönderebilirim. Ya da taburuna geri gönderebilirim.
أنا يمكنني أرسالك إلى البيت , في خزي أو يمكنني أرسالك إلى كتيبتك

Olmam gereken kişiye dönüşmemi engelledi ve utanç içinde bana sırtını döndü.
لقد منعتني من غدوّ ما قُدّر لي أن أغدوه ثم تخلَّت عنّي في خزي.

Ve bu utanç, bu üzerime yağan utanç, televizyonun önünde oturup Peter Jennings'in milenyum anonsunu dinlemek gibiydi, tekrar ve tekrar ve tekrar.
والخزي من ذلك، ذلك الخزي غمرني مثل خزي أن تجلس أمام التلفاز، تشاهد بيتر جينينغز يعلن بداية الألفية الجديدة مجددًا ومجددًا ومجددًا

Baban ömrünün geri kalanını hapiste çürüyerek geçirse, çok yazık olurdu.
المجرمون مثيرون. ذلك سَيَكُونُ a خزي حقيقي إذا هو كان لا بُدَّ أنْ يَتعفّنَ في السجنِ بقيّة حياتِه الطبيعيةِ.

Anlamıyorlar, ne yazık
هو فقط بكاء خزي

Ama Sunshine'ın başına gelen bir rezalet.
لكن الذي حَدثَ إلى شروقِ الشمس... ... a خزي.

Bu da bizim için yalnız yüzkarası ve ayıp değil, canavar aynı zamanda elim bir kayıp.
ليس هذا خزي و عار فحسب أيها الوحش, بل خسارة لا تقدر

Yetişkin bir kadının tek başına akşam yemeğine çıkmasında utanılacak bir şey yok.
تَعْرفُ ما؟ ليس هناك خزي في a إمرأة، الإمرأة البالغة، يُخرجُ نفسها إلى العشاءِ، يَتمتّعُ بملكِها شركة

Çok önemli değil, sadece Amerika'nın ulusal utancı hakkında.
Uh، لا شيء مهمَ، فقط حول خزي أمريكا الوطني.

Bildiğiniz üzere, bütün hayatım hayatımın içine etmenin verdiği utançla yaşamak zorunda kalarak geçti.
معظم حياتي قضيتها مجبراً بالعيش في خزي لأنني فاشل

Disgrace Kelly?
خزي كيلي؟

Bu kanun taslağı tam anlamıyla bir yüz karası.
هذه الفاتورةِ عبارة عن خزي لعين

- Eminim belgesellerimi seyretmişsinizdir. - O bilim dalının yüzkarasısın sen.
أنا متأكّد رأيت وثائقي - أنت خزي على الإحترام -