| En ufak bir utanç duymadan onu sevdiğimizi, bütün dünyanın bilmesini istiyorum! | Open Subtitles | وأنا أريد العالم أن يعرف بشكل نهائي وبدون أيّ خزي بأنّنا نحبّه |
| Sonunda utanç ve ayıpla teslim bayrağını çekmemizi umuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوقعون في النهاية أن ينزلوا العَلَم في خزي و عار |
| Üniformanız için utanç kaynağısınız sizden utanıyorum. | Open Subtitles | أنت خزي إلى أزيائكَ الرسمية . وإحراج لي. |
| Bunun, bu kadar gençken başına gelmesi çok yazık. | Open Subtitles | هو خزي هذا كان لا بدّ أن إحدث إليك صغير جدا. |
| Eğer ortada bir skandal varsa... herhangi bir rezalet söylentisi çıkarsa Papa reddedebilir. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي فضيحة, أي شائعة, من خزي العامه, البابا قد يرفض. |
| ...o zaman birilerinin görmesi çok zor olacaktı ki bu büyük bir ayıp olacaktı. | Open Subtitles | عندها بصعوبة لأي شخص سيكون قادر على رؤيته الذي سيكون خزي كبير |
| İyi savaşmışsın ama kaybetmişsin. Bu utanılacak bir şey değil. | Open Subtitles | لقد قاتلتِ جيداً، ولكنكِ خسرتِ لا يوجد خزي في ذلك |
| Ve bu utanç verici çünkü hakimiyetsizlik lunapark aynası gibi olabilir. | Open Subtitles | وهو خزي لأن إحترام الذات المنخفض يمكن أن يكون مثل مرآة بيت المرح. |
| Burada yaptığımı ya da konuştuğumuz hiçbir şeyden utanç duymamıza gerek yok. | Open Subtitles | ليس هناك خزي في ما نحن نَعمَلُ أَو رأي هنا. |
| Kalıntılar sarılmıştı bu da anlamlı bir merasim, sevgi dolu bir cenaze hatta utanç ki bu da mantıklı olur çünkü çocuğun el ve ayakları iple bağlanmıştı. | Open Subtitles | حسناً، البقايا لفّت وهو ما يشير إلى إحساس بالمراسم دفن محبّ أَو محتمل على حد سواء، خزي |
| Kralınız bile teslim oldu ve sen bunun utanç verici olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | حتى أنك قدمت إلى الملك و تعتبرين هذا خزي? |
| Seni utanç içinde, evine gönderebilirim. Ya da taburuna geri gönderebilirim. | Open Subtitles | أنا يمكنني أرسالك إلى البيت , في خزي أو يمكنني أرسالك إلى كتيبتك |
| Olmam gereken kişiye dönüşmemi engelledi ve utanç içinde bana sırtını döndü. | Open Subtitles | لقد منعتني من غدوّ ما قُدّر لي أن أغدوه ثم تخلَّت عنّي في خزي. |
| Ve bu utanç, bu üzerime yağan utanç, televizyonun önünde oturup Peter Jennings'in milenyum anonsunu dinlemek gibiydi, tekrar ve tekrar ve tekrar. | TED | والخزي من ذلك، ذلك الخزي غمرني مثل خزي أن تجلس أمام التلفاز، تشاهد بيتر جينينغز يعلن بداية الألفية الجديدة مجددًا ومجددًا ومجددًا |
| Baban ömrünün geri kalanını hapiste çürüyerek geçirse, çok yazık olurdu. | Open Subtitles | المجرمون مثيرون. ذلك سَيَكُونُ a خزي حقيقي إذا هو كان لا بُدَّ أنْ يَتعفّنَ في السجنِ بقيّة حياتِه الطبيعيةِ. |
| Anlamıyorlar, ne yazık | Open Subtitles | هو فقط بكاء خزي |
| Ama Sunshine'ın başına gelen bir rezalet. | Open Subtitles | لكن الذي حَدثَ إلى شروقِ الشمس... ... a خزي. |
| Bu da bizim için yalnız yüzkarası ve ayıp değil, canavar aynı zamanda elim bir kayıp. | Open Subtitles | ليس هذا خزي و عار فحسب أيها الوحش, بل خسارة لا تقدر |
| Yetişkin bir kadının tek başına akşam yemeğine çıkmasında utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | تَعْرفُ ما؟ ليس هناك خزي في a إمرأة، الإمرأة البالغة، يُخرجُ نفسها إلى العشاءِ، يَتمتّعُ بملكِها شركة |
| Çok önemli değil, sadece Amerika'nın ulusal utancı hakkında. | Open Subtitles | Uh، لا شيء مهمَ، فقط حول خزي أمريكا الوطني. |
| Bildiğiniz üzere, bütün hayatım hayatımın içine etmenin verdiği utançla yaşamak zorunda kalarak geçti. | Open Subtitles | معظم حياتي قضيتها مجبراً بالعيش في خزي لأنني فاشل |
| Disgrace Kelly? | Open Subtitles | خزي كيلي؟ |
| Bu kanun taslağı tam anlamıyla bir yüz karası. | Open Subtitles | هذه الفاتورةِ عبارة عن خزي لعين |
| - Eminim belgesellerimi seyretmişsinizdir. - O bilim dalının yüzkarasısın sen. | Open Subtitles | أنا متأكّد رأيت وثائقي - أنت خزي على الإحترام - |