| Bugün ortaya koymak istediğim düşünce de bu modelde çok temel bir hata var. | TED | و لكن ما أريد أن اقترحه عليكم اليوم أن هناك خطئًا جوهريًا بهذا النظام. |
| Herkes hayatında bir hata yapar ve bunu düzeltmek için bir fırsatları olur. | Open Subtitles | الجميع يقترفُ خطئًا جسيمًا في الحياة وفرصة واحدة لتصحيح الأمر |
| Bunu şaka sanıyorsanız büyük hata yapıyorsunuz. | Open Subtitles | تحسبانها مُزحة في حين أنكما مُخطئان خطئًا دامغًا. |
| Marcus, burada ne aradığını bilmiyorum, ama o gece olanlar tamamiyle bir hataydı, ve lütfen gitmeni rica ediyorum. | Open Subtitles | ماركوس لا أعلم مالذي تفعله هنا ؟ لكن الذي حدث تلك الليلة كان خطئًا وأريد منك المغادرة رجاًء |
| Yapmayı planladığınız şey Yanlış olmakla kalmayıp, aynı zamanda benim şehrimde yasalara da aykırı. | Open Subtitles | ما تخططن لفعله ليس خطئًا فقط بل وإنّه غير قانونيّ في مدينتي |
| İki insan zamanın gerisine gidip yaptıkları bir hatayı onarabilirler mi? | Open Subtitles | أيتها المستشارة، أتظنين أنه بإمكان شخصين العودة بالزمن، كي يُصلحا خطئًا ارتكباه؟ |
| - Bu yaptığım yanlıştı. - Onunla yerleri değiştirebilsem, değiştirirdim. | Open Subtitles | ذلك كان خطئًا لو وسعني مبادلتها المصير لفعلت |
| Çok büyük bir hata yaptım. Tanrılar da beni babamı öldürerek cezalandırdı. | Open Subtitles | لقد اخطئت خطئًا جسيمًا، وعاقبتني الآلهة بموت أبي. |
| Bunu dikkat dağıtmak için söylenmiş bir söz olarak değerlendireceğim. Ancak her halükarda hata ettin. | Open Subtitles | سأفترض أنّك قلت ذلك بغرض اللّهو، لكن في مطلق الأحوال، كان ذلك خطئًا. |
| Bir hata yapıyorsunuz. Hayır, o kapıyı açmazsan hatayı sen yapmış olacaksın. | Open Subtitles | أنت تقترف خطئًا بل أنت المُقترف ما لم تفتح الباب |
| Seni bulduğumda hata yaptım. Acını dindirdim. | Open Subtitles | اقترفت خطئًا لمّا وجدتك، إذ أنّي هوّنت آلامك. |
| hata yapmıştık ama. Sonraki bir ay boyunca duyduğumuz tek şey "Çikolatalı dondurma! | Open Subtitles | مما كان خطئًا لأن كل ما سمعناه في الشهر القادم |
| Peki, o yaptıysa, o... O bir hata yaptı. | Open Subtitles | حسنًا، إذا فعلت هذا، فأنها أرتكبت خطئًا. |
| Birilerinin gelip her şeyin korkunç bir hata olduğunu ve oğlumun hâlâ yaşadığını söylemesini istiyorum. | Open Subtitles | كُنت أود من شخص ما القدوم إلىّ وإخباري أن كل ذلك الأمر كان خطئًا مُروعاً أن إبني مازال حياً |
| hata yaptığını ve o uçağa geri bindiğini haber vermek için mi aradın? O yüzden mı aradın? | Open Subtitles | هل أنت تتصل لتقول أنك ارتكبتَ خطئًا وأنك على متن طائرة للرجوع؟ أأنتَ كذلك؟ |
| - Şirketini kurduğunda LeAnn baban, babama çok büyük bir hata yaptığını söylemişti. | Open Subtitles | والدك أخبر والدي أنك ترتكبين خطئًا فادحًا |
| Onunla bu şekilde buluşmak çok büyük bir hataydı. Bir şeyden şüphelenirlerse biterim. | Open Subtitles | "كان خطئًا فادحًا مقابلتها هكذا، إن شكتا بأي شيء، فأنا في عداد الموتى" |
| O da buna karşılık olarak babamızı çağırdı. Evet, bu bir hataydı. | Open Subtitles | لذا أجل، كان ردّ فعلها بدعوة أبينا، وأجل ذلك كان خطئًا. |
| O da bir hataydı. Bu hatayı bir daha asla yapmayacağım. | Open Subtitles | نعم، كان ذلك خطئًا ولن أكرره مجدداً |
| Harfleri söylerdim ama Yanlış söylemekten korkuyorum. | Open Subtitles | كنتُ سأتهجّئها لك، لكنّني خائفة حرفيًّا إنّني سأتهجّئها خطئًا.. |
| Sana öğrettiğim gibi her şeyini kullansam da bu yanlıştı. | Open Subtitles | ..كان الأمر مثل حتى و إن استخدمت كل جزء مثلما علمتكم, أعني... ما زال الأمر خطئًا |