Böylece, altı yıl önce aklıma bir fikir geldi: Hayat sayfalara geçtiyse, bir yerlerde, her yaşa dair yazılmış sayfalar vardı. | TED | وقبل ستة سنوات، خطرت ببالي فكرة: إذا مرت الحياة من خلال صفحات، وكانت، في مرحلة ما، أقسام مكتوبة حول جميع الأعمار. |
Kampanya için aklıma şahane bir fikir geldi. Buraya gelebilir misin? | Open Subtitles | خطرت لي للتو فكرة عظيمة من أجل الحملة أيمكنك القدوم الآن؟ |
Parmak izlerini IAFIS'te, Interpol'de ardından da aklıma gelen tüm ulusal veritabanlarında arattım. | Open Subtitles | جهاز التعرف على البصمات ثم الإنتربول ثم في كل قاعدة بيانات خطرت ببالي |
aklına gelen kelimeleri yüksek sesle söylemek zorunda kaldı... ve onun etrafındakiler,diğerlerinin yaptığı gibi yaptılar. | Open Subtitles | كان يريد التكلم بصوت عال عن الكلمات التي خطرت على باله ومن حوله سيتساقطون في صف طويل |
Biraz önce Kaos Teorisi'ne bir eklenti düşündüm. | Open Subtitles | أنا خطرت لى فكرة رائعة لأضيفها إلى نظرية الفوضى و أود أن أكتبها |
Sadece meraktan soruyorum, sen zaten fikir nasıl ortaya çıktı? | Open Subtitles | فقط بداعي الفضول ، كيف خطرت لك هذه الفكرة على كل حال ؟ |
Aynı düşünce benim de aklıma geldi, efendim, fakat bunu niçin yapacaklarını çıkaramadım. | Open Subtitles | هذه نفس الفكرة التي خطرت لي لكن لم أفهم لم فعل هذا |
Bu fikir aklıma gelir gelmez, karıma bundan bahsetmemeye karar verdim. | TED | وما ان خطرت على بالي هذه الفكرة حتى قررت ان اخبر زوجتي .. حناً |
Ve bu fikir aklıma kışın geldiğinden, planlamak ve temel olarak yap-bozun parçalarını oluşturacak farklı yerleri bulmak için birkaç ay olduğunu biliyordum. | TED | وبمجرد أن خطرت لي هذه الفكرة في الشتاء أدركت أن أمامي عدة أشهر للتخطيط لإيجاد الأماكن المختلفة لتجميع قطع اللغز |
Öfkemin 11. yaşında, her çocuk için eğitimin ne kadar önemli olduğunu farkettiğimde, aklıma kullanılmış kitapları toplayıp ve fakir çocuklara yardım etmek geldi. | TED | غضبي في سن 11، عندما أيقنت كم التعليم مهم لكل طفل ، خطرت لدي فكرة لجمع الكتب المستعملة ومساعدة أفقر الأطفال. |
Ve şu sıralarda, TSSB üzerinde araştırmamı yaparken, aklıma bu geldi. | TED | ومؤخرا بينما كنت أبحث في إضطراب ما بعد الصدمة خطرت لي هذه الفكرة. |
Bu işe ses alanından başlamak aklıma geldi. | TED | لإحداها، خطرت لي فكرة أن أبدأ بهذا المجال الصوتي |
aklıma gelmişti. | Open Subtitles | لا بدَ أن أعترف بأنَ الفكرة خطرت على بالي |
- Bu hiç aklıma gelmezdi. - Benim de birden geliverdi zaten. | Open Subtitles | ما كنت لأفكر بهذا أبدا خطرت هذه الفكرة ببالي للتو |
Beyler, beyler, beyler! aklıma şimdi bir fikir geldi. | Open Subtitles | يا شباب ، يا شباب ، يا شباب خطرت ببالي فكرة |
Şimdi biraz daha büyük bir tabloya ihtiyacım var ve aklıma hemen siz geldiniz. | Open Subtitles | و أنا الآن بحاجة للوحة أكبر حجما و أنت خطرت على بالي |
Ve Suzan, sana Alex'le ikinize birden bakamayacağını söylediğinde aklına bir fikir geldi. | Open Subtitles | و عندما سوزن لم تستطع الأعتناء بكم أنتي وأليكس خطرت لكي فكرة |
Bu mesele üzerinde çok düşündüm ve sanırım bu işi elini kana bulamadan ne şekilde yapacağını buldum. | Open Subtitles | لقد خطرت لي الكثير من التساؤلات و اعتقد اني استخرجت لك طريقة لفعل ذلك من غير ان تلطخ يديك بالدم |
Ve soğukkanlı bir şekilde benimle buluşmak için yol çıktı. | Open Subtitles | وإلى تسليتِي العظيمةِ ركب بفتور على تلبية لي خطرت لي على باب مسحور |
Kapıya doğru yürüdüğüm sırda, kafamda milyonlarca düşünce vardı. | Open Subtitles | كلما اقتربت من الباب, الكثير من الافكار خطرت ببالي |
Merak etme baba, benim bulduğum konsept onlarınkinden çok daha iyi. | Open Subtitles | لا تقلق يا أبي. الفكرة التي خطرت على بالي ـ أفضل بكثير من خاصتهم ـ سنلغي ذلك |