| Ama sizi temin ederim, kesinlikle güvende. Her şey planladığım gibi. | Open Subtitles | لكنّي أؤكد لكم أنّها في مأمن، الأمر كما خططت له تماماً |
| planladığım şey için önemli biri. Onun tehlikeden uzakta tutulmasını istiyorum. | Open Subtitles | إنّها هامّة لما خططت له أريدها في منأى عن درب الأذى |
| Galiba planladığım köklü değişiklik bu değildi. | Open Subtitles | ربما ليس هذا التغيير الجذري الذي خططت له |
| Başka ne planladın? | Open Subtitles | ماذا أيضاً خططت له ؟ |
| Belki de bu sabah gönderdiğiniz bir eposta yüzünden tuhaf bir endişe hissettiniz veya bu akşam için planladığınız bir şeye heyecan duydunuz. | TED | ربما شعرت ببعض القلق الغريب والبعيد بخصوص ذلك البريد الإلكتروني الذي أرسلته هذا الصباح، أو الإثارة بخصوص شيء خططت له هذا المساء. |
| Bunu sana bu şekilde söylemek istemiyordum. Bunu böyle planlamamıştım. | Open Subtitles | لم أكن إريد إخبارك بهذه الطريقة لم يكن هذا ما خططت له. |
| Neden hissetmeyeyim ki? Gördüğün gibi bu gece senin için bir planım var, uzun zamandır düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد احضرت لك شيئا خططت له لقد خططت له منذ زمن بعيد |
| Hayatım, bak, biliyorum bizim için planladığın bir şey değil ama bak, Dana ne kadar mutlu, ve bütün bunlar senin sayende. | Open Subtitles | اوه حبيبي، انتظر، اعلم ان هذا ما خططت له اليلة لكن دانا سعيدة جدا وهذا بفضلك |
| Planladığımdan daha önce, ama olsun. | Open Subtitles | في وقت سابق لما خططت له لكن هذه طبيعة الحياة |
| planladığım randevudan bu daha iyi. | Open Subtitles | هذا أفضل بكثير من الموعد الذي خططت له مسبقاً. |
| Bakın, planladığım gibi gitmediğini biliyorum ama elimde değildi. | Open Subtitles | أعلم أن الأمر لم يجري كما خططت له لكن لا أستطيع |
| Tamam yaz tatili tam olarak planladığım gibi geçmedi ama sonunda, her şey olumlu yönde sonuçlandı. | Open Subtitles | حسناً الصيف لم يسير كما خططت له لكن في النهاية الأمور على خير ما يرام |
| Ve anladım ki, bütün bir süreçte planladığım şeylerin hemen, ürküntü duyduğum anda, yerine getirilmesi gerekiyordu - bu hayatımın en güç kararı idi. | Open Subtitles | وقد أدركت, ان ما خططت له طوال الوقت, لابد من تنفيذه على الفور اللحظة التى كنت اخاف منها أصعب قرار فى حياتى |
| Şimdi, planladığım şey sonucunda çok kişi yaralanacak. | Open Subtitles | . الأن , ما خططت له سيُسقط العديد من الضحايا |
| Ama bunun yerine, yıllardır planladığım ihtişamlı zaferi galaksiler arası bir serseriye kaptırdım. | Open Subtitles | بدلا من ذلك، لقد خدعت في نصر ...خططت له لسنوات بسبب مشاغب كرة قدم من بين المجرات... |
| Beni bir filme sokabileceğini söyledi. Ama planladığım gibi yürümedi. | Open Subtitles | لكن لم يحدث هذا كما كنت قد خططت له |
| Önceden planladığım birşey değildi. | Open Subtitles | لم يكن شيئاً قد خططت له من قبل |
| Ama bunun yerine, yıllardır planladığım ihtişamlı zaferi galaksiler arası bir serseriye kaptırdım. | Open Subtitles | بدلا من ذلك، لقد خدعت في نصر ...خططت له لسنوات بسبب مشاغب كرة قدم من بين المجرات... |
| - Mmm-hmm. - Tam olarak ne planladın? | Open Subtitles | مالذي خططت له بالظبط؟ |
| Bana planladığınız hafta sonu kaçamağından bahsetti. | Open Subtitles | - لقد أخبرتنى - عن الهروب يوم العطلة الذى خططت له |
| Çok üzgünüm leydim. Böyle planlamamıştım. | Open Subtitles | أنا آسف للغاية يا سيدتي فهذا لم يكن ما خططت له |
| O halde çok yorgun bir çocuk olacaksın çünkü planım; sıcak bir yatakta ...mola vermek için bana yalvarman. | Open Subtitles | .اذا سوف تكون فتي مرهق جداً لان ما خططت له .سيجعلك تستجداني من اجل سرير دافيء |
| planladığın alçakça bir eylem için başkasının planladığı alçakça bir eylem için ya da seni kim tuttuysa ona ulaştıracaksın ve planın ne olduğundan haberin yok. | Open Subtitles | عمل خسيس قدّ خططت له عمل خسيس وشخص آخر خطط له أو قد تّم إرضائك مِن قِبل مُشتري |
| Planladığımdan daha farklı bir şekilde yüzümde patladı. | Open Subtitles | لقد إنفجر الأمر بوجهي بطريقة مختلفة قليلاً عما خططت له |
| Ne planladığını biliyorum. Erzaklarını gördüm. | Open Subtitles | أعرف ما خططت له فقد رأيت ما تدعوه بالمُؤن. |