"خطورة الوضع" - Translation from Arabic to Turkish

• kadar tehlikeli
• durumun vahametini
• durumun ciddiyetini
• Durumun ciddiyetinin

Herkesten çok senin dışarısının ne kadar tehlikeli olduğunu bilmen gerek.
أنت من بين جميع الناس يجب أن تدرك مدى خطورة الوضع بالخارج

Dışarının ne kadar tehlikeli olduğunu en iyi senin bilmen lazım.
انت من بين جميع الناس يجب ان تعرف خطورة الوضع في الخارج

Galiba kız arkadaşın durumun vahametini hâlâ kavrayabilmiş değil.
أتعلم، لا أظنّ أن حبيبتك تقدّر مدى خطورة الوضع

Valentin'in durumun vahametini anladığını sanmıyorum.
(فرانك), أنا لا أعتقد أن (فالنتين) يفهم خطورة الوضع

durumun ciddiyetini onlara ve insanlarına dramatize edecek bir şey.
شىء درامي جدا لهم سوف تدرك شعوبهم خطورة الوضع.

Muhtemelen kendi güvenliği için ailesinin yanından alındı, ama durumun ciddiyetini kavrayamayacak kadar küçüktü.
ومن الممكن أنه تم أخذه من عائلته حرصا على سلامته لكنه كان صغيرًا جدا حينها لإدراك خطورة الوضع

Durumun ciddiyetinin farkında mısın?
هل تدركين خطورة الوضع الحالي؟

Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu farkındayım.
دائما تعرّف على مدى خطورة الوضع

İçinde bulunduğumuz zamanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlayamıyor.
. أنها لا تدرك خطورة الوضع

Dışarısı ne kadar tehlikeli?
ما مدى خطورة الوضع خارجاً؟

Burası ne kadar tehlikeli?
و ما مدى خطورة الوضع هنا؟

- durumun vahametini henüz kavramadın.
لم تدرك خطورة الوضع.

İşte tam da bu anda Pitou durumun vahametini kavradı.
"عندئذٍ أدركت (بيتو) خطورة الوضع"

durumun ciddiyetini anlamadınız.
لا اعتقد انك تقدر مدى خطورة الوضع

durumun ciddiyetini anlamıyorsun galiba.
لا أعتقد بأنك تفهم خطورة الوضع

durumun ciddiyetini anlamamış olabilirsiniz.
حسناً, ربما أنك لم تفهم خطورة الوضع.

durumun ciddiyetini kavradığınızdan emin değilim.
لست متأكدًا أنكِ تعلمين خطورة الوضع.

Buradaki herkes Durumun ciddiyetinin farkında.
الكل هنا يدرك مدى خطورة الوضع