"خط الهاتف" - Translation from Arabic to Turkish

• Telefon hattını
• telefon hattı
• hattın
• telefon hatlarını
• Telefon kablosunu

Telefon hattını onlarca kez kontrol ettim. Şimdi iyi çalışıyor.
لقد تحققت من خط الهاتف عشرات المرات، إنه يعمل الآن

Eski Telefon hattını yeniledik. Lütfen istediğiniz anda bizimle irtibata geçmekten çekinmeyiniz.
لقد استعدنا خط الهاتف السابق ، أرجو أن تشعر بالحرية للاتصال بي في أي وقت

Mike, virüs internete ulaşmadan önce Telefon hattını bulmalısın.
كل ما لديه هو الوصلة الهاتفية التقليدية مايك كل ما عليه هو ايجاد خط الهاتف

Alarm şirketi, tuş takımı aracılığıyla bir telefon hattı sağlıyor.
كذلك , فإن الشركة تدير التنبيه خط الهاتف من خلال اللوحة التي تعمل باللمس.

İtin öldüğü bir yerde çalışan bir telefon hattı bile bulamazken uydu bağlantısını nereden bulacağız?
لايمكننا ان نجعل خط الهاتف ونحن بالعراء من اين تقترح ان ناتي بتغذية قمر صناعي

Şu hattın nerede olduğunu gösterin yeter.
هلا اريتني اين هو خط الهاتف الذي نتحدث عنه

Ama biz gizli telefon hatlarını ve başkanla fısıldayarak yapılan görüşmeleri gerçekte neler yaptığını personelinden gizleyen bir Hazine Bakanının-- bir bahane ile istifa ettiğini biliyoruz.
حسناً، نحن نعلم عن خط الهاتف الخاص والمكالمات الهامسة مع الرئيس وعن وزير المالية

Bunu da telafi edeceğim. Sadece lütfen beni dinleyin. Randy, Telefon kablosunu tamir et.
أرجوك إستمع إلي راندي أعد خط الهاتف

Alarm şirketinin haberi olmasın diye Telefon hattını da kesmişler.
و قطع خط الهاتف لذا شركة الأمن لم تتلقي أي استغاثة. هؤلاء الرجال محترفين

- Telefon hattını ortak kullandığım kadın. Birazdan kaybolur.
- النصف الآخر من خط الهاتف , فقط تجاهليها وسوف تذهب

Telefon hattını kontrol ediyordum.
في الواقع لا,كنت أتحقق من خط الهاتف

Belki de Telefon hattını kesmemişlerdir.
ربما هم لم يغلقوا خط الهاتف هنا

Telefon hattını hallettim.
حصلت على خط الهاتف

Nine, Telefon hattını kestiler!
جدتي,لقد قطعوا خط الهاتف

- telefon hattı olan Jan.
ـ " جان " , الفتاه ذات خط الهاتف المشترك مع المهووس

Nick, telefon hattı temiz. Kimse kurcalamıyor. Her şey yolunda.
(نيك)، خط الهاتف سليم لم يقم أحد بالعبث، إنه جيد

- Nick, telefon hattı temiz. Kimse kurcalamıyor. - Güzel.
(نيك)، خط الهاتف سليم لم يقم أحد بالعبث، إنه جيد

Bi kaç şampanyadan sonra Patrick hattın kimin olduğunu bilmediğini söyledi 30 yaşındaydım ve bunu kendim çözmeliydim
ومع ذلك، بعد بضعة أكواب من الشمبانيا باتريك جعلها تنزلق هذا الطرف الآخر من خط الهاتف

Telefon hattın kesik. Sandım ki...
خط الهاتف كان معطلاً، فظننت...

Rusyayla konuşuyorum. Budalanın teki telefon hatlarını kesmiş.
أن أتحدث مع شخص روسي إحدَ الأغبياء قطع خط الهاتف

- telefon hatlarını kestiler.
-قطعوا خط الهاتف .

Lyla, kimseyi aramadın mı? Telefon kablosunu kesmiş.
(ليلى) ألم تتصل بأحد لقد قطع خط الهاتف