Yetişkin insanların kendi rızası ile kapalı kapılar ardında yaptıklarını çok fazla umursamam. | Open Subtitles | لا أكترث على الإطلاق لما يفعله الناس خلف الأبواب المغلقة برضى شخص بالغ |
İnsanlar, beyefendilerin kapalı kapılar ardında oturup, rahatça anlaşmalara varmaları gerektiğini düşünürdü. | TED | أعتقد الناس أن السادة يجب أن يجلسوا خلف الأبواب المغلقة ويعقدون اتفاقيات مريحة. |
Böyle şeyler kapalı kapılar ardında yapılmalı. | Open Subtitles | هذا النوع من الممارسات مكانه خلف الأبواب المغلقة |
kapalı kapılar ardında birşeyler yapıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يفعلون شيئاً ما خلف الأبواب المغلقة |
Ama bu kapalı kapılar arkasında olmaz. | TED | ولكن هذا لا يمكن أن يحدث خلف الأبواب المغلقة. |
Sanırım, asla kapalı kapılar ardında dönenleri bilemeyiz. Evet, galiba öyle. | Open Subtitles | أظنك لا تعرف أبدا ما يجري خلف الأبواب المغلقة |
kapalı kapılar ardında ben de iş yapıyorum, bana bir şey alan var mı? | Open Subtitles | وأن اللتي تبقى خلف الأبواب المغلقة طوال هذا المساء، من قابلت؟ |
Bunu kapalı kapılar ardında çözmek hepimiz için en iyisi olacak. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل لنا أن نعالج هذا خلف الأبواب المغلقة |
Banliyöde günahlar kapalı kapılar ardında gizlidir. | Open Subtitles | ليس من الصعب إيجاد الخطيئة في الضواحي ما عليك سوى أن تبحث خلف الأبواب المغلقة |
Banliyöde günahlar kapalı kapılar ardında gizlidir. | Open Subtitles | ليس من الصعب إيجاد الخطيئة في الضواحي ما عليك سوى أن تبحث خلف الأبواب المغلقة |
kapalı kapılar ardında boğuluyor gibi oluyorum. | Open Subtitles | . أنا أشعر بالإختناق خلف الأبواب المغلقة |
kapalı kapılar ardında neler döndüğünü kim diyebilir ki düşüncelerini okumaya çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | من يستطيع معرفة مايحدث خلف الأبواب المغلقة أنت تحاول قراءة أفكارهما |
kapalı kapılar ardında yaptığım müstehcen yaramaz, edepsiz, açık saçık şeyleri öğrenmeyi arzu edersen... | Open Subtitles | تريد أن تعرف الأفعال السيئة التي يمكنني القيام بها خلف الأبواب المغلقة |
kapalı kapılar ardında yaptıklarınız sizi ilgilendirir. | Open Subtitles | مهما يكن ما تفعله خلف الأبواب المغلقة فهو من شأنك الخاص |
Eşcinselliği batıya hoş görünmek için yasallaştırdılar, ama kapalı kapılar ardında farklı bir gündem var. | Open Subtitles | هم صادقوا على المثلية بأعتبارها طريقة لطيفة للتودد للغرب و لكن خلف الأبواب المغلقة لديهم أجندة مختلفة |
kapalı kapılar ardında neler döndüğünü bilmiyorsun. - Bir sürü ders mi dönüyor? | Open Subtitles | تمهلي، لا تعلمين ما يحدث خلف الأبواب المغلقة |
ES: Şunu söylerdim: Geçtiğimiz yıl bize bir şeyi hatırlattı. Demokrasi kapalı kapılar ardında ölebilir. Ve aynı kapalı kapılar ardında dünyaya gözlerini açan bireyler olarak iyi bir devlete sahip olabilmek için mahremiyetten vazgeçmemeliyiz. | TED | إد: بمقدوري أن أقول أن السنة الماضية ذكرتنا أن الديمقراطية بإمكانها أن تموت خلف الأبواب المغلقة لكننا كأشخاص ولدنا خلف هذه الأبواب المغلقة و ليس علينا أن نعطي خصوصيتنا كي نحصل على حكومة جيدة. |
O anda anladım ki kapalı kapılar ardında birileri benim lehime tartışmalı, durumumu öyle bir sunmalı ki masanın etrafındaki diğer karar vericiler benim için en iyi olacak cevabı versinler. | TED | عرفت في تلك اللحظة أن شخصًا ما يجب أن يكون خلف الأبواب المغلقة يجادل نيابة عني، يقدم المحتوى بطريقة بحيث أن صناع القرار حول الطاولة يجيبون بالأفضل لصالحي. |
Bu nedenle kapalı kapılar ardında konuşan kişinin -destekçinizin- menfaatlerinizi korumayı kalpten istediğinden ve sizin için her ne olursa olsun elde etmeye gücü olduğundan emin olmanız gerekir. | TED | لذلك تحتاج إلى التأكد من أن الشخص الذي يتحدث، ذلك الراعي، يريد لك الأفضل ولديه القدرة على الحصول عليها، مهما كانت بالنسبة لك، لإنجاز ذلك خلف الأبواب المغلقة. |
Tüm batılı arkadaşlarım, kız arkadaşlarıyla... kapalı kapılar arkasında hayatın tadını çıkarıyorlar. | Open Subtitles | كل أصدقائى الغربيون مع صديقاتهم يستمتعون بالحياة خلف الأبواب المغلقة |
Çoğunlukla özel odasında, kapalı kapılar arkasında. | Open Subtitles | غالباً في مكتبه الخاص خلف الأبواب المغلقة |