"خلف القضبان" - Translation from Arabic to Turkish

    • parmaklıklar ardında
        
    • parmaklıklar arkasında
        
    • parmaklıklar ardına
        
    • hapse
        
    • parmaklıkların arkasında
        
    • parmaklıklar arkasına
        
    • parmaklıkların ardında
        
    • parmaklıkların arkasına
        
    • hapiste
        
    • parmaklıklar ardındayken
        
    • parmaklıkların ardına
        
    • içeri
        
    • hapis
        
    • hapisteyken
        
    Sen bir annesin, onu senden aldığı için Emily parmaklıklar ardında olmalı. Open Subtitles أنتِ أم وإيميلي عليها أن تكون خلف القضبان على ما أخذته منكِ
    Ona en sevdiği pembe giyisisini giydirmiştim ve burada parmaklıklar ardında bir senelik cezamı çekerken bana eşlik etmek üzereydi. TED وقد ألبستها فستانها الأرجواني المفضل، واصطحبتها معي لتقضي معي هذا الحكم بالسجن عامًا خلف القضبان.
    Ve buna cinayeti de eklersen, hayatının geri kalanını parmaklıklar arkasında geçireceksin. Open Subtitles لو أضفت القتل إلى تلك القائمة فسوف تقضي بقية حياتك خلف القضبان
    Bunun sonuda, kıtamızda daha çok kötü adam parmaklıklar ardına konulacak. TED بنهاية الأمر، الكثير من الأشرار في قارتنا سوف يوضعون خلف القضبان.
    Onları hapse at ve anahtarları fırlat. Open Subtitles التوصية بالقائهم خلف القضبان ورمي المفتاح بعيدا
    Bir günümü bile parmaklıkların arkasında, ya da düşmanlarımın elinde geçirmedim. Open Subtitles , لم أقضي يومًا واحداً خلف القضبان أو في قبضة الأعداء
    Biliyorsun, Griffin beni parmaklıklar arkasına koyarak bakıcım olmalıydı. Open Subtitles هل تعرفى ان جريفين وصل الى ان يكون مراقبى بوضعى خلف القضبان
    Gerekene ya da yaşlanana dek parmaklıkların ardında kalmaktan. Open Subtitles أن أبقى خلف القضبان حتى أتعود عليهم و أتقبلهم
    New York'da parmaklıkların arkasına tıkılmayı bekleyen çok serseri var. Open Subtitles لدي عمل متراكم وأوغاد نيويورك مازِلت أُحاول وضعهم خلف القضبان
    Öğrenmem için bana bir şans ver. hapiste adımı temize çıkaramam. Open Subtitles أعطنى الفرصة لتبرئة نفسى, لن أقدر على ذلك من خلف القضبان
    Bana her yumruk atanı kodese atsam, eyaletin yarısı parmaklıklar ardında olurdu. Open Subtitles إذا سجنت كل رجل لوح بيده علي نصف سكان البلدة سيكونوا خلف القضبان
    Eğer bu adamın, hayvanları, sizin emirlerinizle serbest bıraktığına dair kanıt bulursam, ...hayatınızın geri kalanını parmaklıklar ardında geçirirsiniz. Open Subtitles ماذا لو إكتشفت أنه كان يحرر الحيوانات بناءّ على أوامرك سأتأكد أنك ستمضى حياتك خلف القضبان
    Kıymetli gençliğimi parmaklıklar ardında geçirebilirim. Open Subtitles إذا كان يجب عليّ أن أقضي البقية من شبابي الغالي خلف القضبان
    Ama sanırım, kendisi bu yüzden demir parmaklıklar ardında. Evet. Open Subtitles ولكن أعتقد، أنّ هذا هو السبب لبقائه خلف القضبان
    Ona teslim olmasını söyle, yoksa hayatının geri kalanını parmaklıklar arkasında geçirecek! Open Subtitles أخبريه أنه من الأفضل أن يسلم نفسه أو سيقضى بقية حياته خلف القضبان
    Ülkemizi berbat etmeye çalışan insanlar... ..çok yakında parmaklıklar arkasında olacak. Open Subtitles الذين يحاولون تدمير بلادنا وامتنا سرعان ما سيكونون خلف القضبان الوزير هنا يا سيدي
    Her ne kadar tuhaf gelse de ömrünüzü parmaklıklar arkasında geçirmeniz fikrine tahammül edemiyorum. Open Subtitles يبدو غريباً لا استطيع دعم فكرة خلف القضبان
    Hayır. "parmaklıklar ardına" ya da "hapis" der, ama... Open Subtitles لا لم , يقل خلف القضبان أو في السجن , أو شيء ما , لكن
    Yardımcı olsan iyi olur. Bir an önce hapse girmeli. Open Subtitles و يستحسن أن تساعديهم كلما أسرع خلف القضبان كلما كان أفضل
    Ve bu nedenledir ki bizim türümüz dünyanın her tarafında zenginleşti. Halbuki hayvanların geri kalanı hayvanat bahçelerinde parmaklıkların arkasında çürüyor. TED وهذا هو السبب الذي جعل جنسنا يزدهر في أنحاء العالم بينما بقية الحيوانات تقبع خلف القضبان في حدائق الحيوان.
    Beni tutuklamış, parmaklıklar arkasına konmama yardım etmiştiniz Open Subtitles لقد اعتقلتني ، وساعدت على جعلي خلف القضبان
    Gerekene ya da yaşlanana dek parmaklıkların ardında kalmaktan. Open Subtitles أن أبقى خلف القضبان حتى أتعود عليهم و أتقبلهم
    Hadi şu adamı bir an önce parmaklıkların arkasına geri yollayalım. Open Subtitles دعونا نضع ذلك الرجل مرة أخرى خلف القضبان بأسرع وقت ممكن
    Ama hapiste masum pek çok insan var. TED إلا أنه هنالك الكثير من الأبرياء خلف القضبان.
    O parmaklıklar ardındayken ülke çok daha iyi bir yer olur. Open Subtitles سيكون البلد أفضل بكثير إن كان خلف القضبان.
    Kimdi acaba, siz kötü şöhretli bir korsanı parmaklıkların ardına sımsıkı kapatır kapatmaz söz konusu korsanın serbest kalmasını uygun görüp değerli sevgilinizi her şeyiyle kendine alan? Open Subtitles من كان؟ في اللحظة ذاتها كان عندك قرصان سيئ السمعة خلف القضبان رآه مناسباً أن يحرر قرصاناً
    - Savcılık adamı içeri tıkmadığı için bombardımana tutulmuş durumda. Open Subtitles المكتب يواجه منذ الآن الانتقادات لعدم القائنا للرجل خلف القضبان
    Öyleyse, neden yedi yıl hapis yattın? Open Subtitles و لهذا السبب كنت خلف القضبان بسبعة أعوام؟
    Ben bundan çok emin olmazdım, özellikle de yönetim kurulu başkanınız hapisteyken. Open Subtitles نعم، لا يمكنني التأكد جدا من ذلك خصوصا عندما يكون الرئيس التنفيذي خلف القضبان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more