Yeni bir anatomi sunumu yarattılar, -ne canlı, ne de ölü- sanatsal kültürün bütün bu hükümlerinden uzak. | TED | لقد خلقوا تمثيلا عالميا لعلم التشريح شيء لم يكن حياً أو ميتاً، حرَ من تأثيرات الثقافة الفنية تلك. |
Bu süre içerisinde bilgisayarda yapılan canlandırmada bir atılım yarattılar. | TED | وعلى طول الطريق خلقوا طفرة في التصور الكمبيوتري. |
O da "herkes eşit yaratılmıştır, ancak siyah kadınların harika kıçı var" demiş. | Open Subtitles | قال : كل ألرجال خلقوا متساوين لكن ألنساء السود لديهم ألطف مؤخرة |
Kadınlar sudan yaratılmıştır derler. | Open Subtitles | يقولون ان النساء خلقوا من الماء |
"Birbirleri için yaratılmışlar." lafını hepimiz duymuşuzdur. | Open Subtitles | كلنا قَدْ سَمعنَا القول: "إنهما خلقوا ليكونوا لبعضهم البعض" |
Normal şartlarda herkes eşit doğar. | Open Subtitles | الحقوق الطبيعية، أن جميع الرجال خلقوا متساوين |
Sanırım... insanlar birbirlerine ihtiyaç duysunlar diye yaratıldılar. | Open Subtitles | ...أنني أظن بأن الناس قد خلقوا ليكونوا بحاجة بعضهم البعض |
Buradaki yöre sakinleri bu adı vermişler çünkü havanın ve dağların tanrı tarafından tek amacı insanları öldürmek için yaratıldığına inanırlar. | Open Subtitles | الذى أُطلِق بواسطة المحليين هنا لانهم يؤمنون بان المناخ والجبال قد خلقوا بواسطة الإله لأجل غرض محدًد للقضاء على الناس |
Bunun olması için fırsatlar bile yaratmışlardı. | Open Subtitles | -قبل 3 أيام" " -لقد خلقوا فرصاً حتى يحدث هذا |
Acımasız bir toplum yarattılar ve biz kasıtsız suç ortaklarıyız. | Open Subtitles | لقد خلقوا مجتمعاً قمعياً ونحن شركاؤهم الغافلون |
Sıkılmışlardı ve insanoğlunu yarattılar ama sıkıntıları geçmedi, böylece aşkı yarattılar. | Open Subtitles | تقول أنهم كانوا ضجرين لذأ خلقوا الإنسان لكنهم ظلوا ضجرين لذى خلقوا الحب |
En sonunda bunlara katlanabilmek için kahkahayı yarattılar. | Open Subtitles | وأخيراً خلقوا الضحك لذا هم من يمكنه إيقافه |
Yüksek faizli krediyi yarattılar ve şimdi bunun kaymağını yiyorlar. | Open Subtitles | لقد خلقوا الانهيار النموذجي والآن يتربحون منه |
1942'de, bir dizi korkunç deneme-yanılma sürecinin sonrasında Naziler, tarihte bir ilke imza atıp milyonlarca insanı öldürecek kapasitesi olan ölüm fabrikaları yarattılar. | Open Subtitles | في 1942 خلال عملية شنيعة للتجربة والخطأ هؤلاء النازيين خلقوا شيئاً جديداً تماماً في التاريخ ، مصانع قتل قادرة على قتل ملايين |
Diğer iyi iş adamları gibi, onlar da kendi taleplerini yarattılar. | Open Subtitles | كرجال الأعمال الجيدين خلقوا الطلب |
Evet, bir çiftlikten nasıl "Bütün insanlar eşit yaratılmıştır" cümlesini yazdı ki? | Open Subtitles | كيف يمكنهُ أن يكتب "كلّ الرجّال خلقوا متساوين". -من مزرعة ؟ |
"Tüm insanlar eşit yaratılmıştır" ilkesine harfiyen inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تؤيد أو لا تؤيد المبدأ أن "كل الناس خلقوا متساوين" بمعناه الحرفي؟ |
İnsanlar eşit yaratılmıştır. | Open Subtitles | الرجال خلقوا متعادلين. |
Sanırım bazı insanlar birbirleri için yaratılmışlar, ve hiçbir zorluk onları ayırmaya yetmiyor. | Open Subtitles | "أعتقد أنّ بعض الناس قد خلقوا لبعضهم" "وما من ساعة شدّة يمكنها التفريق بينهم" |
Sanki onun için yaratılmışlar gibi, ama benim için değil. | Open Subtitles | كانهم خلقوا لاجله لكني لست كذلك |
Biri bana dedi ki şişman insanlar şişman olmak için doğar. | Open Subtitles | هناك شخص قال لي أن الأشخاص البدناء خلقوا ليكونوا بدناء |
İğrenç varlıklar. Neden yaratıldılar ki? | Open Subtitles | عفنة لماذا خلقوا من الأساس؟ |
Herkesin eşit yaratıldığına nasıl inanabilirim ki? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أؤمن أن كل الرجال خلقوا متساوين |
Aynılığı yaratmışlardı. | Open Subtitles | خلقوا ما يُسمى بالتماثل |
"Biz bütün insanların eşit yaratıldığını gösteren bu apaçık gerçeklere tutunuruz." | Open Subtitles | " نحن نرى ان هذه حقائق بديهية " " بأن جميع البشر خلقوا متساوين " بديهية، مساواة |