"دائما كانت" - Translation from Arabic to Turkish

    • her zaman
        
    • hep
        
    Bilirsin, sanki, yaşamım ne kadar karışık ve berbat olursa olsun, oyun her zaman anlam taşırdı. Open Subtitles أنه مثل , مهما كان تشويش أو شدّه الحياة كانت اللعبه مفهومه دائما , كانت لي , تعرفين
    Biliyor musun, Sherlock'un işini araştırmanı her zaman destekledim. Open Subtitles أنت تعرف أنني دائما كانت داعمة من الاستكشاف عملك شيرلوك، و
    her zaman sizi dinlemeye hazırdı, sonra neşesini size sunar ve Regina tescilli tavsiyeleri hazırdı. Open Subtitles وهي دائما كانت مستعدة ل? ستماع ومن ثم تقدم امتيازاتها,
    Annemin dediğine göre, küçükken hep düştüğümde, acımış gibi yaparmışım bu da kıskandığımdanmış. Open Subtitles حينما كُنت طفلة صغيرة أمي دائما كانت تقول أنني أتظاهر بالألم حينما أسقط
    Lion-O'nun kararlarını hep sorguluyordum ama eninde sonunda işe yarıyordu. Open Subtitles كنت اشكك في قرارات لاينو لكن بالنهاية دائما كانت صحيحة
    Annem her zaman kendinin en iyi arkadaşı olman gerekir derdi. Open Subtitles حسناً , امي دائما كانت تقول يجب ان تكوني افضل صديقة لنفسك
    İnsanlara yardım etme düşüncesi her zaman kendimi daha iyi biri gibi hissetmemi sağladı bu yüzden, olanlar çok zor. Open Subtitles فكرة مساعدة الناس دائما كانت تجعلني اشعر بالرضى إتجاه نفسي مما يجعل هذا صعباً جدا
    Tabii ki, Natalie çocukken her zaman en büyük doğum günü partilerini yaptı. Open Subtitles بالتأكيد ناتالي دائما كانت تمتلك اكبر حفلات عيد الميلاد عندما كانت طفله
    Bizim politikamız her zaman... Open Subtitles السادة، فإنه كان دائما كانت سياستنا maintain-
    Annem her zaman, biranın kötü olduğunu söylerdi. Open Subtitles أمى دائما كانت تقول أن البيرة شر
    Sally her zaman en değerli şeyin, kendine inanan insanların çok olmasıdır derdi. Open Subtitles دائما" كانت تقول سالى ان اعظم شئ يمكن ان يحصل عليه الانسان هو التعرف على ناس يمكنه ان يثق بهم
    Deena çok güzel. her zaman da öyleydi! Open Subtitles دينا هي الاجمل دائما كانت جميله
    Bak, her zaman sorunların vardı. Open Subtitles ينظر ، كنت دائما كانت القضايا.
    her zaman anlayışlı bir kadın olduğunu söylerdin. Open Subtitles انت قلت انها دائما كانت امرأة متفهمة
    Susan Delfino her zaman kurallara göre oynadı. Open Subtitles سوزان دلفينو دائما كانت تلتزم بالقوانين
    Ailem bu tür şeylere hep ilgi duymuştur. Open Subtitles عائلتى دائما كانت مهتمة بمثل هذه الآشياء
    Ve küçüklüğümden beri, yani annem öldüğünden beri Kraliçe bana karşı hep nazik olmuştur. Open Subtitles ومنذ أنا كنت بنت صغيرة أمّي ماتت، الملكة كانت عندها دائما كانت رحيمة بي.
    Randy ona bunu hep yapıyordu. O yaparken hoşuna gidiyordu. Open Subtitles راندى كان يفعل هذا دائما كانت تحب ذلك منه
    Diyor ki, hiç okula gitmemiş, çünkü hep sığırların başındaymış bu yüzden de, Kastilyanca değil, sadece Quechua dilinde konuşmayı biliyormuş. Open Subtitles تقول بأنّها لم يسبق وأن ذهبت إلى مدرسة لأنها دائما كانت ترعى الأبقار لذلك لاتتكلم الكاستيليان فقط كويتشوا
    Aramızda hep bir enerji vardı. - Ters giden ne oldu peki? Open Subtitles كان يوجد جزء من الاستئناف لم يتم دائما كانت هناك طاقة للمشـاجرة بيننا كايت :
    Gırtlağında adem elması olmadığını gizlemek için hep dik yakalı şeyler giydi. Open Subtitles دائما كانت تلبست ربطة عنق السلحفاة لتخفي تفاحة آدم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more