"داخلهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • içlerinde
        
    • içlerine
        
    • içleri
        
    Her gün, içlerinde neler olup bittiğini göremediğimizden pekçok hastanın ölümünü izliyorum. TED قصدي, إني أرى مرضى يموتون كل يوم لأننا لا نعرف ما يدور في داخلهم.
    Bir an içlerinde beş parçacık olduğu için helyum 5'e dönüşürler. TED لوهلة يصبحان الهيليوم 5، لأن لديهم خمس جسيمات داخلهم.
    Bu tip yaratıklar bile içlerinde inanılmaz bir enerji barındırırlar. Open Subtitles المخلوقات المستوية مثل تلك لَها الطاقة المدهشة داخلهم.
    Bazı insanlar her şeyi içlerine atar. Open Subtitles بعض الناس يفضلون أن تبقي مشاعرهم داخلهم و أنا أيضاً
    Ağızlarını açtıklarında ve elinizi içlerine soktuğunuzda utanma duyguları birden yok oluyor. Open Subtitles ‫بمجرد أن تجعلهم يستلقون وتضع يدك داخلهم ‫يتلاشى إحساسهم بالخجل.
    Kurbanların tümünün içleri dışarıdan bir etkiyle yanmış. Open Subtitles كلهم, إحترقوا من داخلهم للخارج -هل وجدته؟
    Bir çok insan bundan korkuyor ve içlerinde, derinde bir yere gömüyorlar onu. Open Subtitles يخافها معظم الناس. و يتركونه مدفونا عميقا فى داخلهم.
    İçlerinde hapsolmuş iyilik, umutsuzca dışarı çıkmak için çabalıyor. Open Subtitles يمكنه رؤية الطيبة التي حبست في داخلهم والتي تحاول يائسة الخروج
    - Ama öyle değil. - O zaman içlerinde bir şey. Open Subtitles وبالتالي الأمر ليس كذلك الأمر إذاً مرتبط بشيء داخلهم
    Onları içlerinde canlı olarak tutmak için. Open Subtitles كنوع من الحداد طريقة لإبقائهم احياءاً داخلهم
    Hemen ayrılmışlar çünkü ağaçlar çok uzun olduğu için içlerinde hayalet olmasından korkmuşlar. Open Subtitles وغادروا لأنه كانو خائفين أن هذه الأشجار طويلة جداً أن هناك أشباح مختبئة داخلهم.
    Ama ya sadece içlerinde gizli bir süveter giyen olanlar süveter giyenlerden olmaktan korkuyorsa? Open Subtitles ولكن ماذا أن كان فقط الناس الذين لديهم ناس ترتدي الصوف في داخلهم سرا هم من يصبحون كذلك؟
    İçlerinde sıkışan havayla birlikte çok güçlü şekilde boğucudur ve havayı temiz oksijene çeviremezler. Open Subtitles انهم يختنقون تماما بالهواء المحتبس داخلهم الغير قادر على التبادل مع الاكسجين النقي
    İçlerinde kindar bir ruh olduğundan şüpheleniyorum. Open Subtitles أعتقد أنها آثار تواجد روحاً داخلهم
    Kendi içlerinde, liderlerini indirmeleri için zaman tanıyacağız. Open Subtitles ونمنحهم الوقت ليطيحوا بقادتهم من داخلهم
    Neyi ? içlerinde bir şey yokki ? Open Subtitles هناك لا شيء داخلهم.
    Yaptıklarımı kuralları esnetme olarak görenler de neden şantaj yapılmış veya sindirilmiş hissettiklerini anlamak için kendi içlerine bakmalı ve nerede yanlış yaptıklarını görmeliler. Open Subtitles وإن كان بعضاً ممَّ فعلته بدا كتطويع للقانون... فبالأرجح عليهم النظر إلى داخلهم وإكتشاف ما قاموا به... وجعلهم يشعرون بأنّهم موضع إبتزاز أو ترهيب.
    Bazen kuralları esnetiyor gibi görünsem de esas onlar kendi içlerine bakıp şantaj ya da tehdide uğramalarına neden olan şeyin ne olduğuna bakmalılar. Open Subtitles وإن كان بعضاً ممَّ فعلته بدا كتطويع للقانون... فبالأرجح عليهم النظر إلى داخلهم وإكتشاف ما قاموا به... وجعلهم يشعرون بأنّهم موضع إبتزاز أو ترهيب.
    Ve bu %15'lik kısımda, ana odağım insan aklının düşünme yetenekleri üzerine oluyor, çocukların onları sıradanlaştıran ve içlerine bilgi ve dogma sokmaya çalışan okullarının tekdüzeliğinden çıkarmaya çalışıyorum, onları gerçekten düşündürmeye çalışıyorum, zor sorular soruyorum, ciddi konular üzerinde tartışıyorum, kitapta yazan her şeye inanmamalarını sağlamaya ve geniş ve yaratıcı düşünmelerini sağlamaya çalışıyorum. TED أما الـ15 بمائة،ا فإن التركيز الرئيسي ينصب خلالها على مهارات العقل البشري في التفكير، للوصول بطريقة أو بأخرى إلى عتق الأطفال من قيد المدارس التي تضع في داخلهم معلومات و عقائد، بحيث نجعلهم يفكرون بواقعية و يطرحون الأسئلة، و يناقشون بالأدلة الموضوعات الجدية، و لا يؤمنون بكل شيء تشتمل عليه كتبهم، وان يفكروا بافق متسع و خلاق. و هذا أمر يستطيعونه.
    Bende de içleri boş olan bir sürü ceset olsa neler kaçırırdım, düşünsenize? Open Subtitles لديّ العديد من الجثث ينتظرون مع الكثير من المساحة داخلهم يمكنني تهريب بعض الأشياء...
    Dört paket.. hepsi aynı içleri boş Open Subtitles أربع رزم بالضبط نفس. لا شيء داخلهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more