Fotoğraflarım STK çalışmalarında destek rolü oynayabiliyor özellikle de onların uğraştıkları kritik problemlere ışık tutarak. | TED | يمكن لصوري أن تلعب دوراً داعماً لعمل المنظمات الطوعية بتسليط الضوء على القضايا الإجتماعية الملحّة التي يحاولون حلها. |
Ona biraz daha destek olmalısın, dostum. | Open Subtitles | يبدو انه لابد ان تكون شخص داعماً له يا رفيق |
Birçok insanın seni desteklediğini senin de başkaları için bir destek olduğunu unutmadan. | Open Subtitles | . ضع في اعتبارك أن هناك العديد من الناس يدعمونك . وأيضاً لا تنسى أنك داعماً لآخرين كذلك |
destekleyici olmaya çalıştım ama onu durdurmam gerekiyordu. | Open Subtitles | حاولت أن تكون داعماً لها ولكن كان ينبغي لي أن أوقفها |
Bunun için, medeniyet insan hayatını destekleyici temeller üzerine kurulmalı ve bu nedenden ötürü mümkün olduğunca sürdürülebilir olmalıdır. | Open Subtitles | وهم يفضلون القيام بذلك دون معاناة. ولذلك، فإن أساس هذه الحضارة يحتاج أن يكون داعماً وبالتالي |
Evet. Cleo son zamanlarda gerçekten çok destek oldu. | Open Subtitles | نعم ، كليو أصبح داعماً في الآونة الأخيرة |
Bugün Senato'da büyük bir şey olduğunda destek açıklaması yapan ilk senatörlerden biri sen olmalısın. | Open Subtitles | حين يحدث شيء كبير في مجلس الشيوخ اليوم، يجب أن تكون من أول الذين سيطلقون بياناً داعماً. |
Bugün Senato'da büyük bir şey olduğunda destek açıklaması yapan ilk senatörlerden biri sen olmalısın. | Open Subtitles | حين يحدث شيء كبير في مجلس الشيوخ اليوم، يجب أن تكون من أول الذين سيطلقون بياناً داعماً. |
Bilmeni isterim ki sahte ilişkimize en çok destek olanlardan biri oydu. | Open Subtitles | أنه لطالما كان داعماً لعلاقتنا المزيّفة |
Neden buralarda olup, biraz destek alıp, sonra bizi aramıyorsun? | Open Subtitles | ...لماذا لا تفكِّر في هذا جيداً وتتصل بي عندما تكون داعماً لنا ؟ |
Tüm servetini Çin'in askeri kaynaklarını satarak kazandı hatta düşmanlarımıza bile sattı ama ona karışmadık çünkü Çin'in ABD bonosu alması konusuna destek verdi. | Open Subtitles | لقد جنى ثروته ببيع الأجهزة العسكريّة الصينيّة، إلى أعدائنا في بعض الأحيان، لكننا تركناه وشأنه، لأنّه كان داعماً لشراء الصين لديون الولايات المتحدة. |
Bay Grossman mükemmel bir insandır. Bana çok destek oldu. | Open Subtitles | السيد " جروسمان " رجل رائع لقد كان داعماً لي كثيراً |
Bir şey istediğim yok, destek olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | الأمر ليس بشأن رغبتي بأي شيء. إنني أحاول فقط أن أكون... داعماً لك. |
Yeterince destek olamadığım çok açık. | Open Subtitles | يبدو أنني لم أكن داعماً لك, حسناً. |
Çalışmalar gösteriyor ki, hedeflenmiş bölgelerdeki konsantrasyon iyileştirme yöntemlerinde destekleyici bir role sahip. | Open Subtitles | تظهر الدراسات أن التركيز على المناطق المستهدفة قد يلعب دوراً داعماً في العلاج الشافي |
Ve bunca yıl boyunca hep destekleyici oldu. | Open Subtitles | وهو لم يكن إلا داعماً طوال السنوات الماضية |
Orada öylece durmuş, destekleyici ve anlayışlı olmaya çalışırken bile o akılcı ve akademik beyninin eski karının ya aklını kaybettiğini ya da seni uzaklaştırmak için acayip bir hikâye uydurdu diye bağırdığını sana kabul ettirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أجعلك تعترف بأنه حتى وأنت تقف هنا تحاول أن تكون داعماً ومتفاهم عقلك الأكاديمي العقلاني |
Ya da şeytanın avukatlığını yaparsak, belki gerçekten destekleyici ve özenlidir. | Open Subtitles | ومن الناحية الأخرى، قد يكون داعماً ومساعداً. |
Hayır, destekleyici ve mütevazi olması gerekiyordu. Neyse... | Open Subtitles | لا، بل أن يكون داعماً و نقداً ذاتيّاً |
destekleyici ve nazik bir biçimde, senin iş için giydiğin külot gibi. | Open Subtitles | "دع الناضجون يتحدثون" رقيقاً و داعماً ليس مثل سروالك المبهج البيجى المفضل لديكِ |
Müdür Leo Glynn, Oz'a sanatın gelmesinin çok büyük bir destekçisiydi. | Open Subtitles | و أودُ أن أقول كذلك أنَ الآمِر (ليو غلين) كانَ داعماً قوياً لجلبِ الفَن إلى (أوز) |