"داعي أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekmiyor
        
    • zorunda değilsin
        
    • etmene gerek
        
    • lüzum
        
    • gerekmez
        
    • olmana gerek
        
    • için bir sebep
        
    • zorunda kalmayacağız
        
    Ama artık onun için endişe etmemiz gerekmiyor, değil mi? Open Subtitles ولكن لا داعي أن نقلق حيالها بعد الأن، أليس كذلك؟
    Yani sonuç şu: Hayat karmaşıktır ama belki de onu anlamanın bu kadar karmaşık olması gerekmiyor. TED ونستنتج من ذلك أن الحياة معقدة، لكن لا داعي أن يكون فهمها معقدًا إلى تلك الدرجة.
    İstemiyorsan onu almak zorunda değilsin. Open Subtitles جارفيلد يترك المبنى جون، لا داعي أن تقوم بهذا إذا لم ترده
    Her seferinde bana anlatmak zorunda değilsin. Open Subtitles أنت تعرف ، أنه لا داعي أن تخبرني بأي شيء يحدث من تلك الأشياء
    Şey, onlar hakkında daha fazla endişe etmene gerek yok Open Subtitles لا داعي أن تقلقي بشأن هذا بعد الآن.
    - Buna lüzum yok. - Senin için mahsuru yoksa, istiyorum. Open Subtitles ـ لا داعي أن تفعل ذلك ـ كلا، أود ذلك، إن كنتِ لا تمانعين
    Eğer kötü id olduğunuzda, size gerekmez. Sizin süperego sallamak. Open Subtitles أنّي أعرف السبب، عندما تكون واعياً، فلا داعي أن تعبث بوعيك الداخلي.
    İnsanları umursamak için insan olmana gerek yok Open Subtitles لا داعي أن تكون بشري لتهتم بالناس
    Hayır tatlım onlara o ismi takmamız için bir sebep yok. Open Subtitles الآن ياعزيزتي، لا داعي أن تناديهم أي ألقاب فقط لأنهما هزماتكِ.
    Yarın, onun için endişelenmek zorunda kalmayacağız. Open Subtitles بحلول غدًا، لا داعي أن نقلق بشأنه.
    Çekimleri gördüğümü bilmesi gerekmiyor. Open Subtitles من أجلنا جميعاً و لا داعي أن يعرف بأني رأيت المشاهد
    Eğer başarısız olursak, sonuçlarını size hatırlatmam gerekmiyor herhalde. Open Subtitles لا داعي أن أذكر كلاكما بالعواقب لو فشلنا
    Ama hakkı var, bana hitap etmen gerekmiyor. Open Subtitles , ولكنه على حقّ لا داعي أن تدعوني بأيّ اسم
    İster inan ister inanma, Jack, insanlara yardım etmek için uzman olman gerekmiyor. Open Subtitles (صدق أو لا تصدق يا (جاك لا داعي أن تكون مؤهلاً لتساعد الناس
    Bunu bilmesi, ya da bu konuda endişelenmesi gerekmiyor. Open Subtitles لا داعي أن تقلقها بهذه الاُمور
    Önümde güçlü davranmaya çalışmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي أن تتظاهري بأنك قوية أمامي
    Sürekli elimden tutmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي أن تمسك بيدي طوال الوقت
    Gideli çok oldu. Endişe etmene gerek yok. Open Subtitles رحل منذ زمن طويل لا داعي أن تقلق بشأنه
    Bana böyle hitap etmene gerek yok. Open Subtitles لا داعي أن تناديني بذلك.
    Bölümün açık olmasının benim için ne kadar önemli olduğunu söylememe lüzum yok. Open Subtitles لا داعي أن أخبرك عن أهمية عدم توقف عمل قسم "الهامشية."
    Tamı tamına olması gerekmez. Open Subtitles لا، لا داعي أن يكون التصريف دقيقاً
    Emzirmek için gerçek annesi olmana gerek yok. Open Subtitles لا داعي أن تكوني أمه برضاعة
    Öyle olsa bile, soğukta beklememiz için bir sebep değil. Open Subtitles إن كان الأمر كذلك، فلا داعي أن ننتظرها هنا ثمّة حانة في الجهة المقابلة
    Yarın, onun için endişelenmek zorunda kalmayacağız. Open Subtitles بحلول غدًا، لا داعي أن نقلق بشأنه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more