"دبوس" - Translation from Arabic to Turkish

    • iğne
        
    • broş
        
    • iğnesi
        
    • tokası
        
    • broşu
        
    • Dubose
        
    • rozeti
        
    • toka
        
    • pimi
        
    • rozet
        
    • raptiye
        
    • broşunu
        
    • tokasını
        
    • tokamı
        
    • Hakiki
        
    Ciğerlerim göçtü, bu yüzden de birisi beni derimi kesip göğsüme iğne batırdı ve bu sayede de o feci vakadan kurtulmuş oldum. TED انهارت رئتي، لذا قام احدهم بفتحها ووضع دبوس بها هي أيضًا، حتى يوقف هذه الكارثة.
    Doğru hediyeyi seçmişim. Bu broş bir kadına layık. Open Subtitles أخترت الهدية المناسبة لكِ انه دبوس من آجل امرأة
    Buradaydı. Silah da şapka iğnesi. Open Subtitles بالطبع, لقد كانت تعمل هنا, والسلاح عبارة عن دبوس للقبعات
    çamurlu ayak izi, bitmiş sigara izmariti, düşürülmüş eldiven, saç tokası gibi izler gördünüz mü? Open Subtitles آثار الأقدام الموحلة ، أي نهاية سيجارِ أو قفاز ساقط ، دبوس شعر؟
    Bence bu kralın broşu çünkü üzerinde hayat ağacı var. Open Subtitles أعتقد بأنه دبوس يعود لملك لأن شجرة الحياة مرسومة عليه
    - Hey, Bayan Dubose. - Bana "Hey" deme, suratsız kız. Open Subtitles "مرحباً , أنسة "دبوس لا تقولى "مرحباً" لى أيتها الفتاة القبيحة
    Böylece bir yılan rozeti takmaya başladım. TED ومن قبيل الصدفة انني كنت ارتدي دبوس الثعبان الملتوي
    Belki içinde bir iğne ya da metal plaka vardır. Open Subtitles ماذا عن دبوس او رقاقة, شئ معدني من الداخل؟
    O sırada iğne düşse duyulurdu Open Subtitles فى ذلك الوقت تستطيعون سماع صوت دبوس على الأرض
    Bu yolla, iğne vücuduna girdiğinde mücadele etmez. Open Subtitles بهذه الطريقة، لن تتألم عندما يثقب دبوس جسمها
    Çin Olimpiyatlarından hatıra bir broş. Open Subtitles هذا دبوس تذكاري من الألعاب الأولمبية الصينية
    Tutulacak hiç hiç ama hiç yay, broş, örgü, bağ, mandal ya da anahtar yoksa güzelliği, güzelliği, güzelliği yok olmaktan uzak tut. Open Subtitles ،كيف تحافظ" "هل هناك اي شيء ليس هناك شيء قوس أو دبوس أو جديلة أو دعامة" "مزلاج أو الصيد أو مفتاح للإحتفاظ به
    Ben bir broş falan ödünç versem? Open Subtitles ألا يمكنني أن أعيرها دبوس للزينة أو ما شابه؟
    Onunla birlikte yaşayanlar, şapkayı bırakın bir şapka iğnesi için bile onu öldürürdü. Open Subtitles الذي عاش معها هو الذي قتلها من أجل دبوس القبعة الذي لا تملك غيره
    Hayır, bu kravat iğnesi. Open Subtitles لا، بل هو دبوس الأربة دبوس لتثبيت طرفي شي.
    Saç tokası, bir hırsızın çantası için vazgeçilmez bir alettir.. Open Subtitles دبوس الشعر هو أحد أكثر الأدوات المتعددة الإستعمال في ترسانة اللص
    Bayraklı kravatı mı, bayraklı broşu mu yoksa ikisini de mi takayım? Open Subtitles هل البس ربطة العلم دبوس العلم ام كلاهما؟
    - Hey, Bayan Dubose. - Bana "Hey" deme, suratsız kız. Open Subtitles "مرحباً , أنسة "دبوس لا تقولى "مرحباً" لى أيتها الفتاة القبيحة
    1964 Dünya Fuarı anısına son derece nadir koleksiyon rozeti. Open Subtitles دبوس قابل للجمع نادر جداً أحياء ذكره في المعرض العالمي 1964.
    Bir tel toka ile çok kolay... sanırım sende yoktur. Open Subtitles نعم. سهل مع دبوس الشعر، الذي أخمن انه ليس عندك.
    Dönüşmeye başladığını hissedince pimi çekersin, tamam mı? Open Subtitles متى بدأت بالشعور بهذا؟ يمكنك أن تسحب دبوس,حسناً؟
    Ayrıca bir rozet, bir paket Beemans ciklet var ve bunun ne olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles وصلنا.. دبوس واحِد علبة لبان ولا اعلم ما هذا
    Bu lipitler raptiye şeklinde moleküllerdir ve baş kısımları suya yönelimlidir ve kuyrukları ise su tarafından itilir. TED تتخذ هذه الدهون هيئة جزيئات على شكل دبوس تنجذب رؤوسها للماء، وتنفر ذيولها منه.
    Kuzey Kutbu broşunu da unutma. Open Subtitles ويبدو انك كدت ان تنسى دبوس القطب الشمالي خاصتك
    Bir dul bekareti için ödül olarak verilen altın bir saç tokasını kaybetti. Open Subtitles ارملة فقدت دبوس شعرها الذهبي, جائزة من اجل كرمها.
    Bu arada, bil diye söylüyorum, tokamı çözüp, saçlarımı savurdum, çünkü tanıdığım biriyle karşılaştım. Open Subtitles لقد أزلت دبوس شعري .. وهززته فقط لأنني قابلت شخصاً أعرفه
    Hakiki gümüş bir telefon çevirici. Open Subtitles دبوس لتدوير حلقة أرقام الهاتف من الفضة الأسترليني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more