"دجاجة" - Translation from Arabic to Turkish

    • tavuk
        
    • tavuğu
        
    • tavuğa
        
    • tavuğun
        
    • tavukla
        
    • piliç
        
    • tavuğum
        
    • civciv
        
    • tavuktu
        
    • Chicken
        
    • tavuktan
        
    • tavuklar
        
    • tavukları
        
    • tavuklardan
        
    • ödlek
        
    Kızarmış tavuk ve kızarmış patates yemeği, 1000 kalori ve %50 yağ içerir. Open Subtitles دجاجة مقلية وبطاطس مطحونه بها 1000 سعرة حرارية و دهون بنسبة خمسون بالمائة
    Size bir tavuk getirebilirim, ama köye inmek zorunda kalacaksınız. Open Subtitles أستطيع إحضار دجاجة لكم, ولكن سيتوجب عليكم الذهاب إلى القرية
    Bana bir daha dokunursan, sabaha pişmiş tavuk olarak uyanırsın. Open Subtitles إلمسنى ثانية ، و ستجد نفسك بأجنحة دجاجة فى الصباح
    Yani adamın kafasını koparıp kızarmış Fransız tavuğu gibi giydiriyor. Open Subtitles قطع رأس الرجل و زيّنه على شكل دجاجة فرنسيّة مشويّة
    Geri çekil, piliç. tavuk olmak için uzun bir yolun var. Open Subtitles . تراجعي، أيتها الفرخ . أمامك فترة طويلة كي تصبحي دجاجة
    Şimdi senle uğraşamam. Markete gidip, akşam yemeği için tavuk alıp geliyorsun. Open Subtitles حسناً، لا أستطيع التعامل مع هذا الآن اقصدي المتجر واشتري دجاجة للعشاء
    Eğer bir tavuk olsaydım, o kanatlar için yamyamlığa bile giderdim. Open Subtitles إذا كنت دجاجة ،سأتحول إلى آكل للحوم البشر لأولئك الأولادِ السيئين
    Daha önce bir tavuk tarafından kovalanan birine göre büyük sözler. Open Subtitles أوه, هذا كلام كبير من رجل تسلق شجرة هربا من دجاجة
    Kendimi civcivleri uçmayı öğrenince gururlanan anne tavuk gibi hissediyorum. Open Subtitles أشعرُ كأنني أُم دجاجة فخورة الذي فراخها تعلمت أن تطير
    Aslında, Tyson karar verdi; çünkü tavuğun içinde tavuk yok. TED حسناً , تايسون فعلها , لأنه ليس هناك دجاجة في داخل دجاجة
    Hatrı sayılacak sayıda doktor acilen Hong Kong'ta 1.5 milyon tavuk itlaf ederek katkıda bulundu, ve o yol üzerindeki salgını durdurdular. TED وطبيب مشهور في هونغ كونغ إستجاب في الحال بذبح مليون ونصف دجاجة وطائر، ولقد أوقفوا ذلك الوباء من طريقه.
    Kız tavuk olmadığı sürece, horoz kalman onu hiç etkilemez. Open Subtitles لن تؤثر عليها أبدا و أنت ديك إلا إذا كانت دجاجة
    Anne tavuk gibi onun üzerine titremek yerine, onu biraz daha anlamaya çalış. Open Subtitles حاولي فهمه قليلاً بدلاً من إطالة التفكير فيه مثل أم دجاجة
    Buradaki heyecan verici tek şey, Jessie'nin akşam yemeği için tavuk boğazlaması. Open Subtitles التسلية الوحيدة هنا هي رؤية جيسي تذبح دجاجة من أجل العشاء
    "14 tavuk, 30 gün boyunca günde 1 yumurta yaparsa, kaç düzine yumurta eder ve satacak kaç yumurta vardır?" Open Subtitles إن ال 14 دجاجة تبيض بيضة فى الشهر كم بيضة تبيضها الدستة و كم ستربح إذا قمت ببيعهم ؟
    Korkak tavuk gibi koşuşturmam. Daha çok zaman var. Open Subtitles لن نلف و ندور مثل دجاجة مبللة سيكون هناك متسع من الوقت سيدى
    Bu yüzden sıkça merak ederim, balık yemiş tavuğu yiyen bir balık var mı? TED لطالما تسألت، هل هناك سمكة تأكل دجاجة تغذت على سمكة؟
    Böylece, bir süzüntü yaptı, tümörü filtreden geçirdikten sonra elde ettiği sıvı olan bu filtreyi aldı ve onu başka bir tavuğa enjekte etti ve yeni bir tümör elde etti. TED قام راوس بالترشيح أخذ السائل الذي حصل عليه بعد ترشيح الورم، وحقنه في دجاجة أخرى، فحصل على ورم آخر.
    Bu sadece bir şapka, hayatım, tavukla dövüşünü kaybetmiş küçük kafalı bir adama ait bir şapka. Open Subtitles أنها مجرد قبعة عزيزتي تعود لرجل رأسة صغير خسر معركة مع دجاجة
    Kıllı, çirkin bir piliç gibi görünüyorsun, adamım. Bu annenin makyaj malzemelerimi? Open Subtitles تبدوا مثل دجاجة مشعرة قبيحة يا رجل هل هذه مساحيق مكياج امك؟
    Ben ölmüyorum. Ben ölüyüm. Kafasız bir tavuğum. Open Subtitles ، أنا لا أموت ، بل مت بالفعل ... أنا دجاجة مذبوحة
    Yemek için kendi kurtçuklarını bulamayan bir civciv için çok iyi bağırıyorsun. Open Subtitles أنتِ تمضغين بصوت عالي بالمقارنة مع دجاجة إنكِ كالدجاجة الغير قاردة حتى على ايجاد الديدان لنفسها
    Bu yediğim en leziz tavuktu. Open Subtitles هذه أفضل دجاجة أكلتها في حياتي
    O yüzden üzülerek sizi Bay Chicken'ın Hayaleti'yle baş başa bırakacağız. Open Subtitles لذلك، للأسف، سنترك مشاهدة فيلم الشبح والسيّد دجاجة لكم.
    Koca horoz, aslında ufacık minicik bir tavuktan başka birşey değil. Open Subtitles تحول هذا الديك الكبير إلى لا شيء سوى مُجرّد دجاجة صغيرة مثيرة للسفقة
    tavuklar, aralarında kendilerinden farklı bir tavuk gördüklerinde ne yaparlar biliyor musun? Open Subtitles أتدري ماذا يفعل الدجاج عندما تكون هناك دجاجة مختلفة؟
    Tüm tavukları buradan çıkarmak istiyorsun. Hem de aynı anda? Open Subtitles تريدين تهريبَ كلّ دجاجة هنا من هذا المكان في نفس الوقت؟
    "Yoksul bir adam tavuk yerse, tavuklardan biri hasta demektir." Open Subtitles "حينما يأكل الرجل الفقير دجاجة, "فلابد أن أحدهم مريض. "
    Tam bir ödlek gibi konuştun. Open Subtitles تتحدث مِثل دجاجة بجودة خمس نجوم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more