Bebeğimle sadece bir hafta Zaman geçirmiştim ki siyah bir duman gördüm. | Open Subtitles | لقد كان الطفل في صحبتي لمدة أسبوع فقط. عندما رأيت دخاناً أسوداً. |
Eğer bir gemiyle veya bir yolcu gemisi ile denize açılıp gemisi bacasına bakarsanız, çok siyah duman görürsünüz. | TED | حسناً، إن خرجتم إلى البحر بسفينة أو على متن سفينة سياحية، و نظرتم إلى المدخنة في الأعلى، سترون دخاناً شديد السواد. |
İşin en iyi yanı ise, planlı yangınlar kontrolsüz yangınlardan daha az duman çıkarır, | TED | والخبر الجيد هو أن الحريق المسيطر عليه ينتج دخاناً أقل من الحرائق الضخمة |
- İnanamıyorum, dumanı çocuğun yüzüne mi üfledi gerçekten? | Open Subtitles | يا إلهي هل نفثَ دخاناً في وجهِ إبنهِ للتو؟ أجل |
JC: Anladım. Yani wingsuit kasıtlı bir şekilde duman bırakacak şekilde tasarlanıyor ki sen takip edilebilesin. | TED | أها ، أرى ذلك إذاً البدلة المجنحة هي معده لتخرج دخاناً لكي يمكن متابعتك ، سؤال أخر بعد |
İçindeki tanecikler tutuşup duman çıkartır. | Open Subtitles | الآن، الحبوب بالداخل، حسناً سوف تشتعل، وتصدر دخاناً |
Bölük komutanına şimdi duman yapmasını söyle. | Open Subtitles | عليك أن تخبر قائد سريتك ليشعل دخاناً الآن. |
Bölük komutanına şimdi duman yapmasını söyle. | Open Subtitles | عليك أن تخبر قائد سريتك ليشعل دخاناً الآن. |
Çocuk görmesin diye o giyindiği yere gittiğinde... oradan duman dalgaları yükseldiğini görüyor musun? | Open Subtitles | عندما تذهب إلى الخلف حيث تبدل ثيابها كيلا تراها الطفلة هل ترين دخاناً يتصاعد؟ |
Baban seni susturmak için yüzüne duman üflerdi, biliyor musun? | Open Subtitles | نَفخَ أبُّاكِ دخاناً في وجهِكَ لإسْكاتك، اتَعْرفُين ذلك؟ |
Kıymetli kargoyu gördüğünüzde sizden yeşil duman vermenizi ve şu sütunlara gelmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكم ان تطلقوا دخاناً أخضر وتعودوا إلى أولئك الأعمدة سنعد لهم كميناً |
Kahve dükkanındaki Paula bu sabah buralarda duman gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | باولا من المقهى ظنّت بأنها رأت دخاناً يتصاعد من هُنا في الصباح |
duman görürsek sanırım çok geç kalmış olacağız. | Open Subtitles | . حسناً , ان رأينا دخاناً , فأعتقد بأننا سنكون متأخرين |
Bu da, en cesur erkekleri bile altına işetecek kadar korkutan siyah bir duman çıkartır. | Open Subtitles | و هذا يخلق دخاناً أسوداً من شأنها أن تجعل أشجع الرجال يبللون أنفسهم من الخوف |
Yerde ateş, havada ise yıldızları kapatan bir duman görüyorum. | Open Subtitles | أرى ناراً بالأرض دخاناً بالسماء دخاناً يحجب النجوم |
Anladım. Karşı sokaktan duman kokusu alıyorum. | Open Subtitles | لقد فهمت لقد شممت دخاناً عبر الشارع |
Başbakanın karşısına geçip, onun aptal maymun suratına duman üfleyebilirim! | Open Subtitles | يمكنني أن اذهب للرئيس وأنفح دخاناً بوجهه الذي يشبه وجه القرد! |
- Evet, bebek, dumanı gördük. | Open Subtitles | .ـ أجل، الدمية. لقد رأينا دخاناً ... ـ أجل |
Burada ne arıyorsun? Siyah dumanı gördüğüm zaman o gece, geldiler. | Open Subtitles | عندما رأيت دخاناً أسوداً، هذه الليلة... |
- Bilmiyorum, ben sadece dumanı gördüm. - dumanı mı gördün? Sen neden bahsediyorsun? | Open Subtitles | لا اعلم، لقد رأيت دخاناً |
Bir dakika önce gemiden siyah dumanlar tütüyordu. Bir anda yok mu oldu yani? | Open Subtitles | كانت السفينة تصدر دخاناً أسود قبل دقيقة، والآن لا يوجد شيء؟ |
Evet, ellerini ceplerine soktu ve sonrada silah sesleriyle dumanları gördüm. | Open Subtitles | نعم, حسناً, لقد وضع يده في جيبه وسمعت طلقات نارية ورأيت دخاناً |