"دخلتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • girdim
        
    • girdiğimde
        
    • gittim
        
    • girmiştim
        
    • girip
        
    • geldiğimde
        
    • girdiğim
        
    • girersem
        
    • içerideyim
        
    Silah suçundan içeri girdim. Hem eyalet hem de federal mahkemeye çıktım. Open Subtitles دخلتُ بسبب نقل الأسلحة وقضيت عقوبات متزامنة عامّة واتحاديّة
    Korkarım ki ben bu işe insanları iyileştirmek için girdim. Open Subtitles أخشى أنّني دخلتُ هذا المجال لأساعد الناس على التحسّن
    Tamam, arabadan çıktım, binaya girdim, yeni güvenlik görevlisiyle karşılaştım, kapıdan geçebilmek için ona kimliğimi gösterdim, asansöre bindim, kalbim hızlı hızlı atmaya başladı, boğazım tıkanıyordu, asansör kapıları açıIdı, ben de ofisime gittim. Open Subtitles نزلت من السيارة، دخلت مبنى الشركة قابلتُ رجل الأمن الجديد أظهرت له جواز سفري، دخلتُ عبر البوابات
    Köye girdiğimde, Sunita'nın silüetini gördüm. TED عندما دخلتُ القرية، رأيت مجسمًا كبيرًا لسونيتا.
    - O okula ben girmiştim. - Harika. Öldürün beni. Open Subtitles ـ أتعلم، لقد دخلتُ إلى تلك المدرسة ـ جيّد، أقتلوني
    Odasına girip de onu o hâlde bulduğum gün hayatımın en üzücü günüydü. Open Subtitles كان أصعب يوم أواجهه عندما دخلتُ غرفتها ووجدتها كذلك
    Buraya geldiğimde sanki biraz telaşlandığınızı hissettim. Open Subtitles أعرف,شعرت في الحقيقة بأنكم تفاجئتم بعض الشيءعندما دخلتُ هُنا
    Yani evet, çok gençken girdim ben bu işe. Open Subtitles أجل، حسناً، لقد دخلتُ في مجال العمل، في سن مُبكّر.
    15 sene önceki aynı çocuk değilim artık. O kapıdan içeri girdim ve hissettiğim şey harikaydı. Open Subtitles لستُ الشخص ذاته الذي كنتُ عليه قبل 15 عاماً لذا، حين دخلتُ من ذلك الباب الأمامي هذه الليلة
    Ve endişeli bir vatandaş olarak içeri girdim ve hırsızlık olup olmamış mı diye etrafa bakındım. Open Subtitles وكأي مواطن قلق، دخلتُ لرؤية المكان والتحقق من أنّ المنزل لم يتعرّض للسطو
    girdim ve onu içeride yatarken gördüm. Open Subtitles كانَ بابُ حانتِها مفتوحاً دخلتُ و وجدتُها مُلقاةً هُناك
    - Eh işte. Malzeme bölmesine girdim ve sonunda kalemleri buldum ve böylece herkesin birer kalemi oldu. Open Subtitles دخلتُ في غرفة التجهيزات و وجدتُ البنس أخيراً،
    Dükkânı gözetlemeye gittiğimde içeriden gelen bir ses duydum. Arka kapı açıktı ve ben de içeri girdim. Open Subtitles كنتُ أراقب المحل عندما سمعتُ ضجّة في الداخل، كان الباب الخلفي مفتوحاً، دخلتُ حينها
    Kapıda işaret yoktu, içeriden de cevap gelmedi, ben de işimi yapmak için içeri girdim. Open Subtitles لم يكن هناك أيّ علامة على الباب ولا جواب، لذا دخلتُ للقيام بعملي.
    Giysilerinin ve eşyalarının bulunduğu dolabına girdim ve yukarıya uzanıp kahverengi kılıflı eski fotoğraf makinesini almaya çalışırken mavi bir vazoyu kırdım. Open Subtitles عندما دخلتُ إلى غرفتهِ حيثُ ملابسه وحاجياته تسلقتُ لكي أخذُ الكاميرا ذات العلبة البُنِّيّة وقعت وإنكسرت مزهرية زرقاء
    Sonra odana girdim ve senin gibi düşünmeye çalıştım. Open Subtitles لهذا دخلتُ غرفتَكَ وحاولت أن أفكّرُ كما تفكّر
    Denny Moe'nin dükkânına ilk kez girdiğimde sadece saç kesmiyordu. TED في المرة الأولى التي دخلتُ فيها صالون حلاقة ديني مو، لم يكن فقط يقص الشعر.
    Sonra lekeyi soğuk suyla yıkamaya gittim ve her nasılsa kendimi ıslak tişört yarışması adayı haline getirdim. Open Subtitles ثمّ، ذهبتُ لأغسلها بماءٍ باردة، وبطريقة ما دخلتُ في مُسابقة قميص مبلّل.
    Bir keresinde siz orada değilken, ofisinize girmiştim ve masanızın çekmecesinin açık olduğunu fark ettim. Open Subtitles لقد دخلتُ مرة الى مكتبكِ عندما لم تكوني فيه و لاحظتُ أن درج مكتبكِ كان مفتوح
    İçeri girip bir iki soru sormamın sakıncası var mı? Open Subtitles أتُمانعين لو دخلتُ وطرحتُ بعض الأسئلة؟
    Bir akşam eve geldiğimde, onu yerde bayılmış halde buldum. Open Subtitles دخلتُ البيت في مساء أحد الأيام، فوجدتها مغمى عليها على الأرضية.
    Ortaokula girdiğim sıralardı galiba, bir tane dikip giymişti. Open Subtitles عندما دخلتُ المدرسة المتوسطة، صممت واحداً لنفسها
    Eğer içeriye girersem ben onu vurmadan çocuğu öldürebilir. Open Subtitles إذا دخلتُ ، فسوف يقتله قبل أن أطلق النار
    20 dakikadır içerideyim. Burada çok şey var. Open Subtitles دخلتُ منذ 20 دقيقة هناك الكثير من الأشياء هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more