| Bu şekilde ameliyata nasıl girdin bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف دخلتِ إلى غرفة عمليّاتي دون أن تقولي شيئاً |
| -Buraya nasıl girdin? | Open Subtitles | كيف دخلتِ إلى هنا ؟ أستطيع عمل الكثير أتذكر ؟ |
| Yani yanlış mezhebin içine girdin, sürtük. | Open Subtitles | يبدو أنكِ دخلتِ في الطائفة الخاطئة أيتها السافلة |
| İçeri girdiğinde çok kötü oldum. Heriften bir türlü kurtulamadım. | Open Subtitles | لقد قتلتني عندما دخلتِ لم استطع التخلص من ذلك الشاب |
| Madem 2 şişe soju içmende sakınca yok niye hastaneye geldin? | Open Subtitles | ...لو أنتِ بخير لهذه الدرجة وتشربين قنينتي سوجو حتّى لماذا دخلتِ للمشفى؟ |
| Bu akşam, Bayan Grant'in dairesine döndüğünüzde oturma odasına girdiniz mi? | Open Subtitles | عندما رجعتِ إلى شقة السيدة "غرانت" هذة الليلة -هل دخلتِ إلى غرفة المعيشة ؟ |
| Oraya girersen birlikte çalıştığımızı öğrenecekler. | Open Subtitles | إذا دخلتِ إلى هناك، فسيعلمون أننا نعمل سوياً |
| Arabama nasıl girdin? | Open Subtitles | ماهذا بحق الجحيم؟ كيف انتِ دخلتِ سيارتي؟ |
| İçeri girdin, oturdun, çubuğu aldın, tükürdün yerine koydun ve kahkahalarla o kısmı halletmiş olduk. | Open Subtitles | دخلتِ أنتِ, ومن ثم جلستِ, وأخرجتما العصا, وبصقتم كلاكما. قمتِ بتسليم العصا, ومن ثم خرجنا ونحن نتضاحك كثيرا |
| - Evet, kendisi şehir dışında. Sen buraya nasıl girdin? | Open Subtitles | أجل، إنّه خارج المدينة، وأنّى دخلتِ لهنا؟ |
| Ben yokken kaç kere ahıra girdin? Bu işlerin acemisisin değil mi? - Durumu nasıl? | Open Subtitles | كم مره دخلتِ الى الحضيره وانا لم اكن موجود؟ انها اول مره لك، اليس كذلك؟ مرحبا. |
| Sen içeri girdin ve söylediğin şeyi söyledin. | Open Subtitles | وأنتِ دخلتِ وقلتي الكلام الذي قلتيه |
| Hem içeri nasıl girdin? | Open Subtitles | كيف دخلتِ إلى هنا على أيّ حال؟ |
| Yasa dışı olarak dosyalarıma girdin. | Open Subtitles | دخلتِ بطريقة غير مشروعة إلى ملفاتي. |
| - Sen içeri girdin ve sanırım bir şekilde özel odada kapalı kaldın. | Open Subtitles | ...لقد فقدتِ الوعي، و أعتقد لقد دخلتِ إلى القبو بالخطأ يا إلهي |
| - Buraya nasıl girdin? | Open Subtitles | كيف دخلتِ إلى هذا المكان ؟ - من الباب الآمامي - |
| 5 yıl sonra şu kapıdan girdiğinde onca zamandan sonra bir hız treninin en uç kısmındaymışım gibi hissettim. | Open Subtitles | بعد خمس سنوات عندما دخلتِ الباب بعد كل هذا الوقت كان الشعور مثل رؤية أخر منطقة مسطحة في مسار |
| Seni kapıdan girdiğinde tanımadıkları için kızgınsın. | Open Subtitles | أنت مستاءة منهم لأنهم لم يتعرّفوا عليك عندما دخلتِ |
| Dünyama hoş geldin. | Open Subtitles | أهلاً بكِ في عالمي، لقد دخلتِ مطعماً |
| Burası sınırlandırılmış bir alan. Buraya nasıl girdiniz? | Open Subtitles | هذه منطقة محظورة كيف دخلتِ إلى هنا ؟ |
| İçeri girersen, tutukluyla aramdaki bağı koparabilirsin. | Open Subtitles | حسنُ، إذا دخلتِ تلك الغرفة فقد تخلفين التعهد الذي فعلناه، حسنُ؟ |
| Ama sonra sinsice kalbime Sızdın, seni küçük kalp solucanı. | Open Subtitles | لكنكِ دخلتِ قلبي بعد ذلك يا حبيبة القلب! |
| - Fluoro'nun altından girsen - daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل لو أنكِ دخلتِ من أسفل القاع |
| Bu işe nasıl girdiğini bilmiyorum ama güzel bir ev sana daha uygun. | Open Subtitles | لا أعرف كيف دخلتِ هذا المجال من العمل لكنكِ تنتمين لعائلة طيبة |