Böylece geçici olarak füzelerimizi devre dışı bırakarak hava sahamıza girdiler. | Open Subtitles | هكذا أوقفوا بشكل مؤقّت شبكة الدفاع الصاروخيّة، و دخلوا مجالنا الجوّي |
Doğal değil mi, Odaya girdiler ve paniklediler. | Open Subtitles | هذا شئ عادي لقد دخلوا الي الغرفه ثم ذعروا |
Son 20 yılda 20 milyon genç, Nijerya kuvvetlerinde işe girdi. | TED | خلال العشرين سنة المنصرمة، عشرون مليون شاب دخلوا ضمن القوى العاملة النيجرية |
Hepsi bir odaya girip sadece dört saat mi konuşmuşlar? | Open Subtitles | كلّ ذلك، كل ماحدث دخلوا الغرفة وتحدثوا عنه لـ4 ساعات؟ |
Bir şekilde adamın kan dolaşımına girmişler, yoğun iç kanamaya neden olmuş. | Open Subtitles | لقد دخلوا بطريقة ما لمجرى دم هذا الرجل سببوا نزيف داخلي هائل |
Söylemeliyim ki, içeri girip çıkan bir sürü insan var. | Open Subtitles | دعني أخبركم, هناك العديد من الأشخاص دخلوا وخرجوا من هنا |
Modern zamanlarda keşfedilmiş olsa bile sadece bozulmamış kral mezarı bulmak için girdiler. | Open Subtitles | لقد دخلوا ليزيحوا الغطاء عن المقبرة الكاملة الوحيدة التى أمكن اكتشافها في العصر الحديث |
Hapse girdiler, çünkü suçluydular. Pisliktiler. | Open Subtitles | لقد دخلوا السجن لأنهم كانوا مذنبين كانوا حثاله |
yapılacağı tahmin edilen bölgeye girdiler. | Open Subtitles | دخلوا منطقة العمليات المفترضة.. لمجموعات الغواصات الألمانية.. |
İçeri girdiler. Dört kişiyi öldürdüler. Dışarı çıktılar. | Open Subtitles | لقد دخلوا وقتلوا أربعة أشخاص وعند خروجهم قتلوا الضحية الخامسة |
Ben 1763 yılından söz etmiyorum. Buraya geldiğimden beri içeri dört çift girdi. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن عام 1763.منذ أن كنت هنا,أربعة أزواج دخلوا اليه |
Konser boyu eve sadece dört kişi girdi. | Open Subtitles | أربعة أشخاص فقط دخلوا للمنزل خلال الحفلة الموسيقية |
Bir yıl geçmeden Polonda, Norveç, Hollanda, Belçika ve Fransa istila edildi ve Almanlar Paris'e girdi. | Open Subtitles | و لكن في السنة الأخيرة بولندا , النروج , هولندا , بلجيكا و فرنسا اجتيحت و الألمان دخلوا باريس |
Hepsi bir odaya girip sadece dört saat mi konuşmuşlar? | Open Subtitles | كلّ ذلك، كل ماحدث دخلوا الغرفة وتحدثوا عنه لـ4 ساعات؟ |
Bir şekilde adamın kan dolaşımına girmişler yoğun iç kanamaya neden olmuş. | Open Subtitles | لقد دخلوا بطريقة ما لمجرى دم هذا الرجل سببوا نزيف داخلي هائل |
Yani, görünüşe göre o ve tüm ailesi hayatları boyunca hapishane ya da karakola girmiş ve çıkmış kişiler. | Open Subtitles | أعني , يبدو لي أنها هي وعائلتها بأكملها دخلوا وخرجوا من المعتقلات والسجون ومراكز الشرطة خلال فترة حياتها الطويلة |
İçeri nasıl girdiklerini ve çıktıklarını tespit edemedik. | Open Subtitles | ولا نستطيع تحديد كيف دخلوا المبنى وكيف خرجوا |
Şimdi bir bilgi geldi... ..kaçaklar birinci bölgeye ulaşmışlar. Öyleyse canlı olarak bağlanalım! | Open Subtitles | أن الهاربين قد دخلوا في القسم الأول لنذهب إلى هناك بالبث الحي |
Hayatına giren insanlar iyi ahlaklı ve şefkatliydi: rahipler, gazeteciler, Avrupalı mektup arkadaşları. | TED | الأشخاص الذين دخلوا حياته فاضلون: قساوسة، وصحفيون، وزملاء مراسلة أوربيون. |
Sonra geldiler, onu odadan çıkarıp biraz okşadılar. | Open Subtitles | و أنه لا يريد أن يرتدي القناع اللعين لذلك دخلوا |
Dünya Savaşı'nın sonunda Rusya Berlin'i aldığında iki asker sığınağa giriyorlar ve... | Open Subtitles | عندما أستولوا الروس على برلين. بنهاية الحرب العالمية الثانية. جنديين دخلوا القبّو. |
Doktor ya da ofisten herhangi biri kalp piline giriş yapmış mı? | Open Subtitles | هل الطبيب أو أي شخص أخر من مكتبه دخلوا إلى منظمة القلب؟ |
Şehre girerlerse onlarla başa çıkma yöntemlerimiz var. | Open Subtitles | لقد اخبرتك بالغعل إذا دخلوا المدينة خينها يكون لدينا أساليب للتعامل مع هذا |
Çitleri aştılar ve artık içerideler. | Open Subtitles | دخلوا تحت السلك انهم داخل المنطقة |
Kapı kilitliymiş, güvenlik kapıyı zorla açmış. İçeri girdiklerinde, Patrick Newirth artık yokmuş. | Open Subtitles | حطموا الأبواب ونزعوا سلسله الأمان وعندما دخلوا لم يجدواّ أثر له |