"درسًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • ders
        
    • dersini
        
    İki çocuk büyütürken posta yoluyla haftada bir ders geliyordu annem ona çalışıyordu. TED أثناء اعتنائها بطفليها، كانت تستلم درسًا في الأسبوع عبر البريد، وتتدرَّب على العزف.
    Millete doğru ile yanlış hakkında ders vermek için mi? Open Subtitles هل تريدين أن تعلّمي الجميع درسًا ما بشأن الصواب والخطأ؟
    Belki onu geri getirdikten sonra sana özel ders verebilir. Open Subtitles ربّما يعطيك درسًا خصوصيًّا بعد تأدية دورك كأم وإعادته لرشده.
    Kısa bir süre önce rıza hakkında bir ders hazırladım. TED الآن، لنعد إلى الوراء قليلًا، حضّرتُ درسًا حول الموافقة.
    Bağırıyordu ve dersini alması için diğer bayrama kadar sandıkta kalacağını söylüyordu. Open Subtitles ظل يصرخ بأنه سيبقيه هناك حتّى عيد القديسين القادم ليعلّمه درسًا.
    Onlara hiç unutamayacakları bir ders vermeliyiz. Open Subtitles يجب أن نلقنهم درسًا لن ينسوه أبدًا ما حيوا.
    Geçen gece taciz edildiğinizi söylediniz. Bu yüzden onlara ders vermek istedim. Open Subtitles قلتِ ليلة أمس أنّك تتعرّضين لتحرّشات، لذا جئت لألقنهم درسًا.
    Buna dayanamayan öğrenciler, ona bir ders vermeye karar verdiler. Open Subtitles التلاميذ لم يتحمّلوا ذلك وقرّروا تلقينهُ درسًا.
    Sana ders vermek istiyorlardır. Öyleyse işe yaradı. Open Subtitles فربّما الساحرات كُنَّ يعبثن برأسكِ ليعلّمنّكِ درسًا
    Eğer ölürsem ders veremez. Bunu fazla önemsiyor. Open Subtitles فلا تستطيع أن تعلمني درسًا وأنا ميتة إنه تآبه كثيرًا
    Ve annesi, ona benim vermeye çalıştığım bir ders verdi: Dünya haşin ve affı olmayan bir yerdir. Open Subtitles وأمه علمته درسًا أحاول إكمال تعليمه إيّاه، بأن العالم قاسٍ ولا رحمة فيه.
    Bu, müşterek ikiyüzlülük hakkında bir çeşit ders gibi görünüyor ki, ...ben buna katılmayacağım. Open Subtitles يبدو لي أن هذا درسًا في النفاق المتبادل ولن أشارك فيه
    O adamlar da ona ders vermek için Yin Ruiji'yi tapınağa yollamışlar. Open Subtitles إختِرت أن تُرسل إلى المعبد لأن هؤلاء الرجال أرادوا تلقينها درسًا.
    Geçen gece taciz edildiğinizi söylediniz. Bu yüzden onlara ders vermek istedim. Open Subtitles قلتِ ليلة أمس أنّك تتعرّضين لتحرّشات، لذا جئت لألقنهم درسًا.
    Bu bir ders olsun. İşe yaramaz çöpleri asla bir zaman kapsülüne koyma. Open Subtitles ليكن هذا درسًا لا ترموا أيّ هراء داخل كبسولة الزمن
    Bunu neyin gerçek olduğuna, neyinse olmadığına dair bir ders olarak düşün. Open Subtitles أعتبر هذا درسًا عمّا هو واقع . و عمّا هو مزيف
    Kasasını doldurmak amacıyla benim adımı boku bokuna kirletiyor ve bu yüzden ben de, bu adama bir ders vermenin ve dinin, aslında neyi ifade ettiğini göstermek gerektiğini düşündüm. Open Subtitles استخدم اسمي عبثًا ليرفع إيراداته، لذا فكرت بأن ألقّن الرجل درسًا وأظهر للعالم حقيقة ما تمثله الأديان.
    Bu birbirine sıkı sıkıya bağlı çeteye girmenin ne kadar zor olabileceği hakkında kısa ama şiddetli bir ders aldı. Open Subtitles أخذ درسًا قصيرًا قويًا عن مدى صعوبة اقتحام هذه العصبة المترابطة
    Sanırım kendi annem üzerinden bana bir ders vermek istiyor. Open Subtitles أظنّها كانت تحاول تعليمي درسًا بخصوص أمي.
    Eğer bana ders vermek için bu işe tek başına geldiysen bunu yapmana gerek yok tamam mı? Open Subtitles و إن كنت تحقق في هذه القضية لوحدك لتلقنني درسًا لا يجب عليك ذلك, حسنًا؟
    Biri dersini vermeli bu çocuklara! Open Subtitles هراء، جليًّا أن على أحد أن يُلقّن أولئكَ الأطفال درسًا!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more