| Aha. Başkanın randevu defteri. Aradığımız şey burada yazıyor olmalı. | Open Subtitles | دفتر مواعيد العمدة هذا يجب ان يحتوي على مانريد معرفته |
| Sahadaki ajanlar tek seferlik not defteri taşır, pedler gibi. | Open Subtitles | العملاء في الميدان يحملون دفتر ملاحظات لمرة واحدة مثل لوحة |
| Babamın adres defterini böylece vaftiz hediyeleri için teşekkür notu gönderebilirim. | Open Subtitles | .دفتر عناوين أبوي ابي ارسلهم بطاقات شكر على كل هدايا التعميد |
| Öylemi, bu gerçekten garip, hani bir gün önce defterini çaldığın kadından bahsediyorum. | Open Subtitles | أوه، حسنا، هذا مضحك بإعتبار أنك فقط سرقت دفتر الأستاذ قبل يوم واحد |
| En son geldiğimde defterimi unutmuşum burada. Gelip almak istemiştim sadece. | Open Subtitles | لقد نسيت دفتر ملاحظات هنا في آخر مرة كنت هنا, أريدُ أخذها فقط. |
| Hakkımda iyi düşünmeyen herkesle ahbaplığımı bitirseydim adres defterim şimdiye boş olurdu. | Open Subtitles | لو لم يعد كل من إنتقدني صديقي سيكون دفتر عناوين أصدقائي فارغاً |
| Her alışveriş gelecek kuşaklar için titizlikle aile defterine kaydedildi. | Open Subtitles | كل صفقة سجلت بدقة للأجيال القادمة في دفتر حسابات العائلة |
| Size yardımcı olması için tam sağınızda yeşil bir karalama defteri var. | Open Subtitles | في الطلب من اجل المساعدة في جهودكم يوجد على يمينكم دفتر أخضر |
| Dolayısıyla, sadece resimlere sahip olmaktansa, bu objeyi bilgisayarın yanına koyabileceksiniz ve birden bire Gertrude' un tum hayati ve tum dosyaları ve adres defteri canlanacak. | TED | فبدلا من وجود صور فقط يمكنك وضع هذه العناصر بجوار الكمبيوتر وبدون أي مقدمات، سيكون لديك كل حياة جيرترود وملفاتها و دفتر عناوينها ظهر مرة أخرى |
| Tren tarifeleri, satış listeleri, makbuzlar, elektrik taslakları, çek defteri, makbuzlar, muhasebe defteri, ve yevmiye defteri. | Open Subtitles | ، جدول الرحلات ، قائمة الأسعار ، الفواتير ، مخطط الكهرباء ، كتاب التحضير ، دفتر التذاكر ، دفتر الحساب والمجلة الخضراء |
| İş arkadaşlarımdan birisi sana bir telefon defteri verecek, ve sen de Şartlı Tahliye bürosunu arayacaksın. | Open Subtitles | أحد شركائى سيجلبون لك دفتر تليفونى وأنت ستتصل بمكتب التحقيقات |
| Bizimkini doğru kullandığını kanıtlayınca sana kendi çek defterini vereceğim. | Open Subtitles | سوف أعطيكِ دفتر شيكاتك عندما تثبتين أن بإستطاعتك موازنة دفترنا |
| Eminim hastane kayıt defterini de bu yüzden yırtıp atmışsındır. | Open Subtitles | أنا مُتأكده بأنه هذا السبب الذي جعَلك تُمزّق دفتر المُستشفى. |
| Şu andan itibaren Jin Hyeon Pil hesap defterini kullanacak. | Open Subtitles | بدءًا من الآن، جين هيون بيل .سوفَ يستخدم دفتر حساباته |
| Biliyorum, salaklık işte, not defterimi kaybettim. | Open Subtitles | يا لي من أخرَق، لقد أضعتُ دفتر الملاحظات |
| Tamam. İçeri gel. Çek defterimi getireyim. | Open Subtitles | حسنا, تفضل بالدخول سوف أحضر دفتر الشيكات |
| ve o fıskiyenin orada olma sebebi, onun orada olmasını istediğim içindir. Ve bir çek defterim vardı, bende bir tane aldım ve oraya koydum. | TED | و السبب ان هناك نافورة في الفناء هو انني اردت واحدة. انا امتلك دفتر الشيكات لذا اشتريت واحدة ووضعتها هناك. |
| Evet herşeyi not defterine kaydedersin. | Open Subtitles | أجل أكتب كل شي في دفتر الملاحظات الخاص بك. ربما سأفعل ذلك. |
| Fabio,git bir kalemle defter getir Komşularla konuşarak başlayalım | Open Subtitles | فابيو ، اذهب واستعير دفتر ملاحظات وقلم رصاص وتحدث اولا مع الجيران |
| Gerçi tamir için gittiğimiz herkesin bilgileri fatura defterinde kayıtlıdır. | Open Subtitles | إلا أن كل من نذهب إليه سيكون في دفتر الفواتير |
| Çek defterin kasamda kilitli ve anahtarları benden istemedin. | Open Subtitles | دفتر صكوكك لدي بالدرج وأنت لم تسأل عن المفتاحِ |
| Açıklardım tatlım, ama korkarım ki, kafan bir münzevinin adres defterinden daha boş olduğu için, anlamazsın. | Open Subtitles | أريد أن أوضح لكِ, عزيزتي، لكني أخشى بأنكِ لن تفهمين بما أنكِ مباركةٌ, برأسٍ أكثر فراغاً دفتر عناوين راهب. |
| Birkaç gün sonra küçük bir adres defterinin içeriği elimize geçti. | Open Subtitles | بعد بضعة أيام حصلنا على نسخة عن دفتر عناوين أسود صغير, |
| Babamın yıllar öncesinden kalma bir günlüğü vardı. - Onu arıyordum. | Open Subtitles | أبي كان لديه دفتر يومية أسلاف الأسرة لسنين ، فكـّرت بالأطلاع عليهِ. |
| Fikir Notebook'uma bakabilir misin? | Open Subtitles | إذا كنت لاتمانع أنّ تلقي نظره على دفتر الأفكار خاصتي |
| Ve aklınızda olsun, deftere yazmanızı istiyorsam disiplin ortaya koyduğundandır. | Open Subtitles | ويتذكّر، إذا أخبرك للكتابة في دفتر ذلك لأنه يُبين الإنضباط |
| Telefon rehberinde McBride adında birini arıyorken gözüme "T McKay" ilişti. | Open Subtitles | بحثت فى دفتر التليفون عن اسم ماكبرايد حتى وصلت إلى اسم مكاى |
| Çek defterinizi çıkarmışken biraz da PBS'e birşeyler yazsak? | Open Subtitles | ما دام دفتر شيكاتك بين يديك، فما رأيك في تخصيص جزء إلى خدمة الاذاعة العامة؟ |