"دلواً" - Translation from Arabic to Turkish

    • kova
        
    • briyantin
        
    Bu adamlar tuvaletini yapsın diye bir kova taşırdım. Open Subtitles كنت أحمل دلواً حتى يتبول فيه هؤلاء الرجال
    Ben de senin bir kova patates salatası getireceğini yazdığın notu aldım. Özrüm nerede? Open Subtitles وأنا تلقيت رسالتك التي قلت بها إنك ستحضرين لي دلواً من سلطة البطاطا
    Doğruysa niye bir kova daha attın? Open Subtitles إذا كنت على حق لماذا ترمي علي دلواً لآخر من الماء عليّ؟
    Bir kova soğuk su atacağım, yemin ederim. Open Subtitles سوف أحضرُ دلواً من الماء البارد ، أقسم لكما
    Saçına bir kilo briyantin süren ben değilim, Pezzulo. Open Subtitles أنا لست من الذين يضعون دلواً من المرهم علي شعري، (بازولو)
    Şimdi büyük bir kova dolusu dostun var. Open Subtitles الآن أصبح هذا دلواً كبيراً من طعام الأسماك
    Üstümüze bir kova daha dökmeden önce kendi pisliğimizde soluklanmamıza izin mi verdin? Open Subtitles هل يمكنك أن تعطينا لحطة لنجلس في قذارتنا قبل أن تسكب دلواً آخر علينا ؟
    Hanımefendiye İngiliz anahtarının nerede olduğunu sor, ya da kova bul. Open Subtitles اسأل هذه السيدة اللطيفة أين هي الأداة المناسبة, أو حاول أن تجد دلواً
    Sıcaklık 50 metre ötedeki umumi tuvalete gidemeyeceğim kadar fena hale geldiğinde karavanımın dışındaki kova ve çöp torbalarını tuvalet olarak kullanıyordum. TED وعندما تسببت الحرارة في مرضي بشدة حتى أنني لا اقوى على السير 50 قدماً للحمام العام خارج سيارتي في الليل، أستخدمت دلواً وكيس قمامة كمرحاض.
    Bir dahakine bir kova su dökün -Bu kim? Open Subtitles المرة القادمة ألقوا عليه دلواً من الماء
    Bana bir kova su getirecekti. Open Subtitles كان يُفترض به أن يجلب لي دلواً من الماء
    Bay Şişgöbek, Bayan Şişgöbeğe bir kova daha kızarmış tavuk getiriyor. Open Subtitles انظر، هنالك السيّد "أسمن السمناء" يحضر للسيّدة "أسمن السمينات" دلواً آخر من الدجاج المقليّ
    Sıkıldıysan, kafasına bir kova su dök. Open Subtitles لو مللت منه صبي عليه دلواً من الماء
    Sana bir kova ve biraz buz getireceğim. Open Subtitles سأجلب لك دلواً وبعض مكعبات الثلج
    Buraya bir kova getirebilir miyiz? Open Subtitles هل يمكننا أن نضع دلواً هنا على الأقل؟
    Seninle uçmak için bir kova sarımsak bile yerim. Open Subtitles لوددتُ أن آكل دلواً من الثوم لأطير معك.
    Ben de onun için buradayım zaten. Büyükçe bir kova getireyim. Open Subtitles ‫هذا سبب قدومي ‫دعني أجلب لك دلواً أكبر
    Bana kova getirdiler. Sen ise utanç. Open Subtitles هما جلبا لي دلواً وأنت تجلب لي العار.
    Dewey Dell, bak bakalım, bir kova bulabilecek misin? Open Subtitles دوي ديل) ، أذهب لرؤية مكان ما جيد) يمكننا أن نستعير منهُ دلواً
    Sadece bir kova daha, sonra eve döneceğim! Open Subtitles ! سأملأ دلواً آخر ثم سأذهب للقرية
    Hiç değilse saçıma bir şişe briyantin boşaltmıyorum. Open Subtitles أنا لست من الذين يضعون دلواً من المرهم علي شعري، (بازولو)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more