"دليلاً على" - Translation from Arabic to Turkish

    • dair kanıt
        
    • dair kanıta
        
    • dair kanıtlar
        
    • kanıt sunabilir misin
        
    • kanıtlamaz
        
    • kanıtı olarak
        
    • için kanıtımız
        
    Onu son gördüğümde bana senin 1942'de öldüğüne dair kanıt verdi. Open Subtitles فآخر مرة رأيته فيها، قدَّم لي دليلاً على موتك في العام 1942م
    İblislerin gerçekten de var olduğuna dair kanıt bulduğu konusunda çok emindi. Open Subtitles لقد كانت متأكّدة بأنها وجدت دليلاً على تواجد العفاريت في عالمنا
    Benim de aileden olduğuma dair kanıt gerekti. Sonra belgeleri bana verdi. Open Subtitles أراد دليلاً على أنني من العائلة وقد حصل عليه
    Çocuklarınızı tek başınıza büyüttüğünüze dair kanıta ihtiyacım var. Open Subtitles أنا أحتاج دليلاً على أن زوجكِ لن يعود لكي أعطيك التصريح
    Eroin kullandığına dair kanıtlar bulduk. Open Subtitles وجدنا دليلاً على أنك كنت تتعاطى الهيروين
    - Bize kanıt sunabilir misin? Open Subtitles -وبوسعك منحنا دليلاً على ذلك؟
    Bu fotoğraflar iğrenç, ama Fleming'in Shephard'a tecavüz ettiğini kanıtlamaz. Open Subtitles هذه الصور مقرفة ولكنها ليست دليلاً على أن فلامينغ اغتصب ليه شيفرد.
    Bunu, çekincelerimde haklı olduğumun kanıtı olarak kabul ediyorum. Open Subtitles أعتبر هذا دليلاً على أن تحفظاتي كان لها أساسها
    Teorimiz için kanıtımız olsun ya da olmasın asıl mesele, teorimizin doğru olup olmaması. Open Subtitles -مالذي تتحدث عنه ؟ لا يهم إذا ما كنّا نملك دليلاً على نظريتنا أو لا بل ما يهمّ هو مدى صحة نظريتنا
    Kendini yok etme yoluna döndüğüne dair kanıt bulmak istedim Open Subtitles أردتُ أن أجد دليلاً على أنّكِ عدتِ مجدّداً إلى سلوكك في تدمير الذات
    Birkaç saat sonra kızın ailesine hayatta olduğuna dair kanıt gönderdiler. Open Subtitles لقد أرسلوا للعائلة دليلاً على وجودها على قيد الحياة بعد مرور بضعة ساعات
    Ama sen bunları kadınların kötü olduklarına dair kanıt olarak mı anladın? Open Subtitles لكنّك رأيتِ فيها دليلاً على طبيعة الشر لدى النساء؟
    Şu anda kızın yaşadığına dair kanıt istiyorum yoksa ölürsün. Open Subtitles أريد دليلاً على إنها حية حالاً، وإلا سأقتلك.
    Ayrıca karımın hayatta olduğuna dair kanıt göstermen gerekiyor yoksa seni gömerim. Open Subtitles و عليك أيضا أن تريني دليلاً على أن زوجتي حيّة. أو سأقوم بدَفْنِك.
    Cady'nin onarmaya çalıştığı lastiğin ...kasıtlı olarak patlatıldığına dair kanıt buldum. Open Subtitles و جدت دليلاً على أنّ أحدهم قد تعمد . ثقب الإطار الّذي كانت تصلحه
    Gerçekten başardığınıza dair kanıt görmeden parmağımı bile oynatmam. Open Subtitles لن أساعدكم قبل أنْ أرى دليلاً على أنّكم نجحتم فعلاً
    Ama malların sende olduğuna dair kanıt istiyorlar. Open Subtitles ولكنهم يطلبوا دليلاً على أنك تمتلك البضاعة.
    Onun doğaüstü faaliyetlerine dair kanıta ihtiyacım var. Open Subtitles أحتاج دليلاً على أعماله الغريبة
    Randy doğru karar verdiğini düşünüyordu ve nereye baksa, buna dair kanıtlar görüyordu. Open Subtitles (شعر (راندي أنّه قام بالاختيار الصحيح وأينما نظر كان يرى دليلاً على هذا
    - Bize kanıt sunabilir misin? - Chris Dun. Open Subtitles -وبوسعك منحنا دليلاً على ذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more