"دوماَ" - Translation from Arabic to Turkish

• her zaman
• hep

Annem bana her zaman ağlamamam gerektiğini ve büyük bir kız olmamı söylerdi.
كانت أمي تخبرني دوماَ أني لا يجب أن أن أبكي وأنني فتاة ناضجة

Büyürken, her zaman iyi ve akıllı bir çocuktum.
عند نشأتي كنت دوماَ ذلك الطفل الجيد والذكي

Mümkün olmadığına inanmak her zaman daha kolay değil mi?
انه من الأسهل دوماَ الايمان بأن ذلك مستحيل,صحيح ؟

hep hissettiğim o garip duyguyla, kendimi ölüm döşeğinde yatan... yaşlı bir kadın gibi hissetmemle alakalı sanırım.
أعتقد أن السبب .. أنني دوماَ يتملكني الشعور بأني إمرأة عجوز ..

Yani insanlar hakkında öyle kötü şeyler söylerler ki. Biriyle çıkmaya başlarken kendimi bir ordunun generali gibi hissederim hep.
نسمع الكثير عن الناس أشعر دوماَ أني قائد عسكري عندما أواعد شخص ما

Michael, her zaman bizimle gelebileceğini düşünme.
مايكل لا تظن أنه بإمكانك دوماَ الذهاب معنا

Annem bana her zaman ağlamamam gerektiğini ve büyük bir kız olmamı söylerdi.
ابتعدوا كانت أمي تخبرني دوماَ أني لا يجب أن أن أبكي وأنني فتاة ناضجة

her zaman yeni Joseon'dan ve değişimden bahsederdin...
كنتِ دوماَ تتحدثين عن جوسون حديثة و عن التغيير

Majesteleri, o Amerika'da her zaman "Kes sesini" anlamına gelmez.
جلالة الملكة .. في أمريكا "هذه الكلمه لا تعني دوماَ " اصمت

her zaman baron olmanız dileğiyle. Ünlü Cenova armut ve peynir tatlısı.
ليتهم يظلا دوماَ باروناَ وبارونة

her zaman olduğumu söylediği şey olmuştum.
لقد اصبحتٌ ماكان دوماَ يقول انني عليه

Babam en hüzünlü perdenin hep bu olduğunu hep söylerdi.
أخبرني والدي دوماَ أنّه النغمة الأكثر حزناً منهم جميعاً.

Nasıl yetişkin olunacağını bilmeyen... benim hayatımı yaşıyormuş gibi yapan... sonra yapacağı şeyler için not alan... hala 13 yaşında bir oğlan olduğumu düşünüyorum hep.
أشعر دوماَ بأني فتى في الثالثة عشرة لا يعرف كيف يكون ناضجاَ ويتظاهر بأنه يحيا حياتي ، يدون ملاحظات إلى أن يحين وقت يضطر فيه لفعل ذلك

Yani, çok komik. İnsanlar hep aşkın ne kadar... çıkarsız, özverili bir şey olduğundan bahseder. Ama düşünürsen, bundan daha bencilce bir şey yok.
-إنه أمر مضحك ، أن يقول الناس دوماَ أن الحب عطاء مجرد من الأنانية لكنهم إن فكروا ما وجدوا أنانية أكثر من ذلك