Tüm bildiğimiz, Denver'daki bir acenta tarafından kiralanmış araba teslimat sürücüsü olduğu. | Open Subtitles | كل نحن نعرف بأنه مستخدم ك سائق تسليم سيارة بوكالة في دينفير. |
Ben, Bob Palmer. KLZ TV Haberler. Size Denver'dan seslendim. | Open Subtitles | هذا بوب بالمير أخبار تلفزيون كي إل زد في دينفير. |
Denver'ın civarında bizden 16 kilometre uzaklıkta bir mantar bulutu gördüm. | Open Subtitles | هناك غيمة في الإرتفاعِ الشمالي الغربيِ في مكان ما على دينفير |
Gilbert ve Sullivan'ı Denver'da gösteride... göreceğime asla inanmazdım. Oh, öyle mi? | Open Subtitles | أنا ما إعتقدت بأنّني أرى جلبرت وسوليفان مثلوا هنا في دينفير |
LPGA. - 1992'de Denver Açık'ı kazandın. | Open Subtitles | إل بي جي أي، رَبحتَ دينفير يَفْتحُ، 1992. |
Sarı halı tellerinin izi Denver'daki bir üreticiye kadar uzanıyor oradan tüm batı Amerika'ya değişik marka adları altında değıtılıyor. | Open Subtitles | الألياف متوافقة بكميات كبيرة لمصنع فى دينفير وزّعت فى الولايات المتحدة تحت العديد من الاسماء |
Ağır çekimde Denver oyuncusunun sahanın dışına çıktığı görüldü. | Open Subtitles | عند إعادة النظر في اللعبة المستلم دينفير خرج عن الحدود |
Aynı zamanda onlar, "Saudi Telecoms"ta bir mühendis olan, Abdulaziz Alomari'nin peşine düştüler ki; Alomari, Denver'da okurken pasaportunu kaybetmişti. | Open Subtitles | تعقبوا عبد العزيز العمرى أيضا، وهو مهندس بالإتصالات السعودية، وفقد جواز سفره أثناء دراسته فى دينفير |
Bu bir deneme olabilir, bir kaza olabilir. Hemen yakınımızda Denver'da askeri bir üs var. | Open Subtitles | انظر, هذا ربما يكون تدريب, وربما يكون حادثة هناك قاعدة عسكرية بالقرب من دينفير |
Muhtemelen Denver'daki sistemin güç kaybından kaynaklanmıştır. | Open Subtitles | شباب.. ربما يكون هذا خطا في النظام من دينفير |
Ridley batıya Denver tarafına gider. | Open Subtitles | ريدلي يُمْكِنُ أَنْ يَتوجّهَ غرباً إلى دينفير |
Dokuz farklı ilaç kullanan Denver'dan Donna Smith'i çağırdım. | Open Subtitles | وأناإستدعيتُدوناسميثمِنْ دينفير. التي الآن في تسعة أدويةِ مختلفةِ. |
Denver Colorado'ya yeni evlerine gidiyorlar. | Open Subtitles | ويقودوا إلى دينفير كولورادو إلى بيتهم الجديد |
Dokuz farklı ilaç kullanan Denver'dan Donna Smith'i çağırdım. | Open Subtitles | وإستدعيت دانا سميث من دينفير الذي الآن في 9 أدوية مختلفة |
2003'te Denver'da, 2005'te Dallas'da... 2009'dan beri New York'da çalışmış o kadar kişi yoktur. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون كثيراً من الناس قد عملوا في دينفير في 2003 ودالاس 2005 |
Tamam, Dan Cho stajını 2003 yazında Denver'da yapmış ama ilk cinayetten bir çıkar sağlamamış. | Open Subtitles | نعم، دان تشو حَجزَ في دينفير خلال صيف 2003 لكنه لم يستفيد من أول جريمة قتل |
Bana eskiden Denver'de beyaz eşya sattığını söylemişti. | Open Subtitles | قال لي ان اعتاد ان يبيع تذاكر طيران في دينفير |
Ve rakibi Denver, Colorado'dan, dünya ağır sıklet şampiyonu Charles Sonny Liston. | Open Subtitles | ومعارضه من دينفير كولورادو بطل الوزن الثقيل للعالم تشارلز سوني ليستن |
Eski Buick Skylark ile Denver'dan Salt Lake'e boş depo ile gittiğimizi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين عندما قدنا هذه السيارة من دينفير لبحيرة سولت دون أي وقود بالخزان؟ |
Bana ne aradığını söylesen, The Denver Post'u The New York Times'ı ve The Chicago Tribune'ü The Atlanta Journal'ı ve The L.A. Times'ı almak hiç gücüme gitmezdi. | Open Subtitles | أنا لا أهتم بشراء ...نيويورك تايمز ...ومنبر خطابة شيكاغو وصحيفة أطلانطا... ...وبريد دينفير ولوس أنجلوس تايمز... |
Oğulları Danny bile Denver'a hoş geldiniz demek için şehir dışından onları ziyarete geldi. | Open Subtitles | حتى ابنهم "داني" أتى من عبر المدينة "ليرحب بهم في "دينفير |