"ذات مغزى" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamlı
        
    Belli bir gündemimiz de yoktur, anlamlı olan şeyleri kaydedip, belgeselleştirmeye çalışırız. Open Subtitles ليس لدينا أجندة، نحن مجرد محاولة لتوثيق الأشياء التي هي ذات مغزى.
    - Daha çok, önemsediğin ve anlamlı bir ilişki kurmayı kastettim. Open Subtitles حسناً ، ما قصدته هو أن تنخرطي في علاقات ذات مغزى
    Onlar tıpkı diğer gençler gibi bir sonsuz seçenekler dünyasında ilerliyorlar fakat anlamlı tecrübenin nasıl bulunacağına dair çok az kültür var. TED إنهم مثل كثير من الصغار يتفاوضون مع عالم يملك اختيار مطلق, لكنه يملك ثقافة بسيطة حول كيفية ايجاد تجربة ذات مغزى.
    Eğer biz de anlamlı bir teknoloji kurma gücüne sahip olmak istiyorsak biz de karşı radikalleşmeye gitmeliyiz, bunun için insanoğlu yolculuğunun merkezine inmek zorundayız. TED لو أردنا أن نحظى بفرصة بناء تقنية ذات مغزى لمقاومة التطرف، علينا البدء مع مسيرة البشر في عقر دارهم.
    Hapishaneler insanların anlamlı yaşamı öğrenebileceği, katılım ve katkı sağlayabileceği insancıl ortamlar olmalı. TED السجون بحاجة لأن تكون بيئة انسانية حيث باستطاعة الناس المشاركة، المساهمة وتعلم حياة ذات مغزى.
    Okulları ziyaret ederken yemekhane personelinin de programlara anlamlı bir şekilde dahil edilebileceğini fark ettim. TED وكنت ألاحظ بينما أزور المدارس، طاقم العمل في المطبخ من ضمن برنامج الزيارة بطريقة ذات مغزى
    Bu insanlar orada doğayla, çevrede görebileceğiniz çok anlamlı bir etkileşim içindeler. TED هؤلاء الناس موجودون هناك ويتفاعلون مع البيئة بطريقة ذات مغزى كبير والتي يمكنكم رؤيتها في البيئة.
    Aynı zamanda insan deneyimini anlamlı içgörülere ve sonra dokunsal jestlere ve ürünlere dönüştürme yeteneğini de alır. TED تحتاج أيضًا إلى القدرة على تصفية التجربة البشرية إلى أفكار ذات مغزى ثم بعدها إلى حركات ومنتجات لمسية.
    Stres ve rahatsızlık yaşamadan ne anlamlı bir kariyer yapabilir ne aile yetiştirebilir ne de dünyaya bir iyilik yapabilirsiniz. TED لا تحظى بحياة مهنية ذات مغزى أو تكوّن أسرة أو تُحدث تغييراً للأفضل في الدنيا دون التوتر والمشقة.
    Daha anlamlı ve kişisel konularda konuşabiliriz. Open Subtitles بإمكاننا مناقشة أكثر المواضيع شخصية و ذات مغزى
    Kalbin o kadar ufalmış ve sertleşmiş ki sarhoşken yaptığın bedensel sıvı alışverişi dışında başka bir insanla anlamlı iletişim kurabilme kapasiteni kaybetmişsin. Open Subtitles أشعر بالآسف عليك، وأشعر بالآسف لأن قلبك اصبح قاسياً وصغيراً بأن فقدت القدرة للإرتباط بأي إنسان أخر في علاقة ذات مغزى
    Bazen bazı ilişkilerin gerçekte olduklarından daha anlamlı olduklarını hayal ederiz. Open Subtitles أحياناً ، نتخيل بعض العلاقات لتكون ذات مغزى أكثر مما عليه في الواقع
    Bu işin içinde eşim, arkadaşım, kankam, uzaktan arkadaşım, mektup arkadaşım, papağanım, anlamlı konuşmalar yapan biri, güzel bir kucaklaşma ya da göz teması olsa bile değişmez. Open Subtitles أو زوجة أو صديق أو حبيبة أو معرفة عابرة أو صديق مراسلة أو ببغاء أو محادثة ذات مغزى أو عناق وجيز أو اتصال بصري
    Dün gece olan biten şu ki ben anlamlı bir ilişkiye... ..başlamış olabilirim. Open Subtitles ما حدث ليلة أمس أني قد بدأت علاقة ذات مغزى
    Mora doğru giden sarıdan sonra Nazir'in yeşildeki hareketleri düzenli, anlamlı, önemli ve korkunç. Open Subtitles تحركات أبو نزير خضراء الآن بعد أن كانت أصفر. وتتجه للقرمزي وهى منهجية، ذات مغزى خطيرة و رهيبة.
    anlamlı açıklamaları bulmanın tek yolu budur. Open Subtitles هذه هي الوسيلة الوحيدة للعثور على قيمة ذات مغزى.
    İkinizden de içten gelen, anlamlı birer sakso bekliyorum. Open Subtitles لذا أتوقع محادثات ذات مغزى وبعض التودُد وكذلك حركات جنسية من كِلاكما.
    Yaşından iki kat daha büyük biriyle nasıl anlamlı bir ilişki yürütebilirsin ki? Open Subtitles كيف يمكنك أن تكون في علاقة ذات مغزى مع شخص يكبرك في العمر مرتين؟
    Evet. Son günün için anlamlı bir veda olacağını düşünüyorum. Open Subtitles أجل ، أظنها ستكون نهاية ذات مغزى لاخر يوم عملٍ لك
    Psikolojik açından konuşuyorum, bir yangını başlatma yöntemi anlamlı değildir. Open Subtitles الناحية النفسية ، الطريق يبدأ النار ليست ذات مغزى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more