Aslında karşılaştığım en büyük zorluk O gün birini ezmeden yük rampasına çıkmaktı. | TED | في الحقيقة، أكبر تحدي ذاك اليوم كان عدم انزلاقي من على حامل الأغراض. |
Ve ona, O gün aldığı en büyük bahşişi bıraktım. | Open Subtitles | في الحقيقة، أعطيته البقشيش الأكبر الذي حصل عليه ذاك اليوم |
O gün, karımı ilk kez kilinikte gördüm Araba çarpan bir köpekle gelmiştim. | Open Subtitles | ذاك اليوم عندما رأيتها أول مرة فى العيادة دخلت ومعى كلب صدمته سيارة |
Muhtemelen Geçen gün yaptığın şey için, sana borçlu olduğumu düşünüyorsun, ha? | Open Subtitles | على الأرجح تظن أنني أدين لك بشيء بسبب ما فعلته ذاك اليوم |
Yalnızca, Geçen gün sana taş attığım için özür dilemek istemiştim. | Open Subtitles | حسناً، فقط أردت أن اعتذر عن قذفي الصخور عليك ذاك اليوم |
Bak, Geçen gün sana verdiğim tavsiye için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمع , انا آسف لأني اعطيتك تلك النصيحه ذاك اليوم |
Ama artık küçük olmayı reddediyor. O gün küçük olmayacak. | Open Subtitles | لكنها ترفض أن تبقى صغيرة ، ليس في ذاك اليوم |
O gün de benimle böyle cesurca dövüşmüş olsaydın karını geri verebilirdim. | Open Subtitles | لو أنّك نازلتني بهذه الحماسة ذاك اليوم فربّما كنت سأعيد زوجتك لك |
O gün, şarkıda o kadar kaybolmuştum ki büyükannemin beni uyarmaya çalıştığını duymadım. | Open Subtitles | في ذاك اليوم كنت غارق في الغناء لم أسمع جدتي و هم تحذرني |
Büyük ihtimalle karşılaştığım en büyük zorluğun O gün görüşme veya binaya girmek olduğunu düşünüyorsunuzdur. | TED | قد تعتقدون أصعب تحدي واجهته ذاك اليوم هو المقابلة الشخصية، أو صعودي للدور العلوي. |
Bu nedenle konuşmama, O gün cevaplayamadığım o soruya cevap vererek başlamak istiyorum. | TED | ولذلك أريد أن أبدأ حديثي اليوم بالإجابة التي لم أتمكن من قولها ذاك اليوم. |
Bildiğiniz gibi, Bart ve diğer çocukların 8.sınıf öğretmenliğini yapıyordum. O gün... | Open Subtitles | نعم، لدي بارت والصبية الاخرين فى الصف الثامن، وفي ذاك اليوم.. |
Kötü şans, Celestine. O gün o ayakkabıları giymemiştim. | Open Subtitles | حظ سيء يا كيلستين أنا لم أرتدي هذا الحذاء في ذاك اليوم |
Putnam'dan St. John Powell , Powell ve Lowe, Geçen gün beni aradılar. | Open Subtitles | القديس جون بويل، من شركة بوتنام بويل و لوو، اتصل بي ذاك اليوم |
Geçen gün duşta önünü kesince kimin ağzı laf yapıyordu peki? | Open Subtitles | من الذي كان يثرثر في ذاك اليوم عندما واجهتك في الاستحمام؟ |
Diyor ki, Geçen gün biz gittikten sonra bir şey yapılması gerektiğini anlamış. | Open Subtitles | قال إنه في ذاك اليوم بعد مغادرتنا لاحظ أنه يتوجب فعل أمر ما |
Ben ve Julia Geçen gün sizleri nasıl çıkarttıracağımızı konuşuyorduk. - Öyle olmasını dilerdin, değil mi? | Open Subtitles | أنا وجوليا كان ذاك اليوم نتكلم عن رغبتنا بأستضافتكم جميعاً.. حسناًو ماترغبون به قد تحقق, اليس كذلك؟ |
Geçen gün bana sataşmıştın, şimdi de kızlara mı sataşıyorsun? | Open Subtitles | تَحدّيتَنا فى ذاك اليوم وأنت الان تعكاس البنات ؟ |
Geçen gün bizden vazgeçtiğimi, yeterince inancım olmadığını,.. | Open Subtitles | ذاك اليوم قلتي أنني قد تخليت عنكِ بسبب أنه ليس لدي إيمان |
Ama... sanırım o günü ömrümüz boyunca unutmayacağız. | Open Subtitles | أعتقد أننا جميعاً سنحمل ذكرى ذاك اليوم معنا للأبد |
Bunu ona hemen söylemek istiyordum; ama o güne kadar beklemeliydim. | Open Subtitles | لكم وددت إخبارها بذلك لكني لا استطيع سوى الانتظار إلى حين ذاك اليوم |
Sonra da birbirimize iyi günler diledik. o günün en önemli noktası, bir daha bu utançla yaşamayacak olmasıydı. Yani o an yaşadığı utançla. | TED | وودعنا بعضنا، وأهم ما حدث ذاك اليوم أنه لم يمضِ بهذا الحرج، إحساس الحرج هذا. |
Geçen günkü sözleri beni derinden etkiledi. | Open Subtitles | كلامها ذاك اليوم أثّر فيّ بعمق شديد |
Ve o günden sonra dokunduğum her yiyecek pastaya dönüştü. | Open Subtitles | و منذ ذاك اليوم أي طعام ألمسه يتحول إلى كعك |