| Arkasını dönünce biri kolunu tuttu, öteki de onu vurdu. | Open Subtitles | وعندما استدار قام احدهم بأمساك ذراعه وقام الآخر بأطلاق النار |
| Arkadaşlarım dün gece kolunu ucuz bir sarışının omzuna attığını söylediler. | Open Subtitles | أصدقائي قالوا لي أنهم رأوه وهو يضع ذراعه حول شقراء رخيصة |
| Bıçağını kolunun içine yerleştir ve kolu tutan bütün kasları kes. | Open Subtitles | إعكس طريقة قبضتك عليك أن تولج سكينك في داخل ذراعه هنا |
| Sağ kolunda derin bir kesik ve atardamar kanaması var. | Open Subtitles | هو يحصل على تمزيق عميق إلى ذراعه الأيمن بالنزف الشرياني. |
| Bahse girerim koluna bir milyon dolarlık mal şırınga etmiştir. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنّه حقن ذراعه بالمخدرات فوق المليون مرة |
| Sürekli serumu kolundan çıkarmaya çalışıyor. Nedenini anlayamadım bir türlü. | Open Subtitles | إنه يحاول انتزاع المغذي عن ذراعه باستمرار لم أعرف لماذا |
| George, ancak ben testleri kabul edersem kolunu tedavi ettireceğini söyledi. | Open Subtitles | جورج لن يسمح لهم بعلاج ذراعه إذا لم أذعن للفحص الطبي |
| Bir adam nasıI kolunu kaybedip böyle bir anlaşma yapar? | Open Subtitles | كيف يُمكن لرجل أن يفقد ذراعه وينتهي به الحال هكذا؟ |
| Kahretsin! Bir adam nasıI kolunu kaybedip böyle bir anlaşma yapar? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل أن يفقد ذراعه وينتهى به الحال هكذا ؟ |
| O düşüp kolunu kırdıktan sonra kendimi çok kötü hissettim. | Open Subtitles | فقد شعرت بإستياءٍ شديدٍ بعد أن تعثّر و كُسرت ذراعه |
| Salif kolunu uzatarak kalabalığa ne kadar yakın sürdüklerini gösteriyor. | Open Subtitles | يمد صلف ذراعه ليري الجمهور كم هو قريب من ابنه |
| Eğer not bırakmış olsaydınız bu zavallı adamın kolu hâlâ duruyor olurdu. | Open Subtitles | لو أنّ أحدهم قد ترك ملاحظة لم يكن ليفقد هذا الرجل ذراعه |
| Sağ kolu, vücuduna göre epey arkasında duruyordu sanki yerinde değilmiş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | كانت ذراعه اليمنى بعيدة خلف جسده وكانت تبدو كما لو انها غير متصلة |
| Ama yakından bakınca, bacağı yerde tembelce duruyor, kolu dizi üzerinde ağırlaşmış. | TED | و لكن حين تمعن النظر، ترى قدمه واهنة علي الأرض، و ذراعه ثقيلة على ركبته. |
| Saygısızlık etmek istemem efendim ama bu şerefsizin kolunda yer belirleyici çip var. | Open Subtitles | مع كل أحترامي، يا سيدي هذا السافل لديه شريحة تحديد للموقع في ذراعه. |
| Zaten rengarenk olan adamın kolunda şekeri kim ister ki? | Open Subtitles | الان من يريد رجل وسيم مع حلوى على ذراعه ؟ |
| kolunda hâlâ izleme çipi var, Johanna seninkini koparıp çıkardı. | Open Subtitles | لا يزال بحوزته جهاز التتبع في ذراعه .جوانا. اخرجت جهازك |
| Yetkililer onu 10 sene önce yakaladılar ve koluna iğneyi batırdılar. | Open Subtitles | أمسكت به السلطات قبل 10 سنوات و قتلته بحقنة في ذراعه |
| Elinde koluna doğru ilerleyen bir enfeksiyon var, sertleşen tenosinovit gibi görünüyor. | Open Subtitles | لديه تلوث متصاعد من يده الى ذراعه,ويبدو أن لديه التهابا في الأوتار |
| Nehirde üzerine bir kütük düştü ve onu kolundan sıkıştırdı. | Open Subtitles | سقطت عليه مرّة قطعة شجر و ثبتت ذراعه في النهر |
| kolundaki kurşun sorun olmadan çıkartıldı. | Open Subtitles | و قد اخرجنا الرصاصه من ذراعه بلا اي مشاكل |
| İnan bana Londra'dan kurtulmak için kollarını feda edecek birçok adam var. | Open Subtitles | وأقوم بتجنيدهم من الشوارع. صدِّقوني, هناك العديد منهم على استعداد لبتر ذراعه |
| Sol kol dirsekten kopmuş. Göğüs ve karında travma var. | Open Subtitles | قُطعت ذراعه اليسرى عند الكوع صدمة حادة في الصدر والبطن |
| Eğer bana katılmayan biri varsa sağ elini kaldırabilir. | Open Subtitles | أي شخص لا يتفق معي ليرفع ذراعه اليمنى من فضله |
| Ona bakın, Tanrı'yla öylesine yakın ki eli O'nun koluna sarılmış. | TED | انظر إليها، حميمية جدا مع الإله حتى أنها تشبك يدها في ذراعه |
| Aramızda bazılarımız Kollarında yuvarlak yara izleri olacak kadar yaşlılar, bu izler çocukken aldıkları bir aşılamanın izi. | TED | و الآن البعض منّا لديه ندبة صغيرة دائرية على ذراعه, أثر تطعيمنا و نحن صغار. |
| Bir koluyla bir karısına sarılırken, diğer karısının başı omzunda. | Open Subtitles | ذراعه حول احدى الزوجات , وراس زوجته الأخرى على كتفه |
| Emboli. Koldaki soruna bir kan pıhtısı sebep oldu. | Open Subtitles | انسداد بالأوعية الدموية شلل ذراعه جاء إثر جلطة |
| Teddy Roosevelt bir eli atında, yiğit, güçlü ve kolları sıyrılmış bir şekilde oturmakta. | TED | هناك يجلس تيدي زوفلت بيد واحدة على الحصان بجرأة، وقوة، ودرع معدني ملتف حول ذراعه. |