"ذكي بما فيه الكفاية" - Translation from Arabic to Turkish

    • kadar zeki
        
    • kadar zekiyim
        
    • kadar akıllı
        
    • kadar zekiydi
        
    • yeterince değil
        
    Dr. Masters'ın, insanları seks konusunda eğitmek için ilk olarak size gelmesi onun ne kadar zeki olduğunu gösteriyor. Open Subtitles الدكتور ماسترز ذكي بما فيه الكفاية إذا رأى المساعدة في تثقيف الناس حول الجنس، فإنّه يجب أنْ يقصدكن أولاً.
    Kimse adam akıllı bir kitap verilecek kadar zeki olduğumu bile düşünmemişti. Open Subtitles لا أحد إعتقد حتى أنني ذكي بما فيه الكفاية ليعطيني كتب حقيقية.
    Ama ikinci bir şansı gördüğüm zaman anlayacak kadar zekiyim. Open Subtitles لكني ذكي بما فيه الكفاية لأعرف الفرصة الثانية عندما أراها
    - Sizi altedecek kadar zekiyim. Open Subtitles ذكي بما فيه الكفاية لخداع لك، أنت غبي البلطجة.
    Reklam panolarının onu tanıyamayacağı bir yere gidecek kadar akıllı. Open Subtitles أندرتون ذكي بما فيه الكفاية للذهاب حيث لا تستطيع اللوحات الالكترونية التعرف عليه
    Federov, böyle bir operasyonun altından kalkamayacağını anlayacak kadar zekiydi. Open Subtitles لا. كان فيدوروف ذكي بما فيه الكفاية ليعلم انه لا يمكن التعامل مع عملية كهذه
    Zekice ama yeterince değil. Open Subtitles ذكي . لكن ليس ذكي بما فيه الكفاية
    Ama bunu bildiğimizi düşünecek kadar zeki. Open Subtitles انه ذكي بما فيه الكفاية لمعرفة ذلك نحن نعرف ذلك.
    Eğer takım halinde çalışırlarsa bir aslanı bile korkutacaklarını anlayacak kadar zeki oldular. Open Subtitles ذكي بما فيه الكفاية ليعرف أن لديه فرصة أكبر في إخافة الأسد إذا ما عملوا كفريق
    O kaybedeceği ne kadar çok şey olduğunu bilecek kadar zeki. Open Subtitles أنت تعرف، انه ذكي بما فيه الكفاية لمعرفة أن انه حصل على الكثير ليخسره
    DNA'sını gizleyecek kadar zeki olan biri çamaşırhanede seks yapmayacak kadar da zeki biri olmalı. Open Subtitles يا صاح، شخص ذكي بما فيه الكفاية لإخفاء الحمض النووي سيكون ذكياً بما فيه الكفاية بعدم إقامة علاقة حميميّة بغرفة الغسيل
    Çünkü onu yakalayabilecek kadar zeki olmadığımı düşünüyor. Open Subtitles لأنّها لا تظنّ أنني ذكي بما فيه الكفاية لأقبض عليها
    Ta ki onlar biri kendi DNA'sından numune alıp mesajı okuyacak kadar zeki olana değin. Open Subtitles حتى يكون احد منهم أخيرا ذكي بما فيه الكفاية لأخذ عينات من حمضه النووي و قراءة الرسالة.
    Tersten bir yazı gördüğümde, ...onu bir aynaya tutmayı akıl edecek kadar zekiyim. Open Subtitles ذكي بما فيه الكفاية لمعرفة ذلك لو هناك كلام مكتوب بالعكس فعليكِ وضعه فقط أمام المرآة
    Ama ikinci bir şansı gördüğümde tanıyacak kadar zekiyim. Open Subtitles لكني ذكي بما فيه الكفاية لأعرف الفرصة الثانية عندما أراها
    Bir şeyin ne zaman rezilleşeceğini bilecek kadar zekiyim. Open Subtitles إنّني ذكي بما فيه الكفاية لأعرف متى يكون هناك شيء متعفّن.
    Çocuğumun geldiğini, bilecek kadar zekiyim. Open Subtitles أنا ذكي بما فيه الكفاية لمعرفة عندما يأتي على طول طفولي بلدي ،
    Senin onu bekleyeceğin bir üğlkeden uzak duracak kadar akıllı. Open Subtitles الفتى متهور كثيراً لكنّه ذكي بما فيه الكفاية للإبتعاد عن مكان يعرف تماماً أن ستنتظره فيه
    Bu iddaaya girmeyecek kadar akıllı olmam ne kötü olmuş. Open Subtitles هذا شيئ جيد أنني ذكي بما فيه الكفاية ألا أقبل بهذا الرهان
    Okul hayatı boyunca C'den yüksek bir not gördüğü yoktu ama esrarı havaalanı güvenliğinden geçirecek kadar zekiydi. Open Subtitles انه لم يستطيع الحصول على درجة افضل من الـ " سي"، في أي من فئته الدراسية. لكنه ذكي بما فيه الكفاية لجلب الحشيش الخاص به ، عن طريق أمن المطار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more