Tüm bu saçmalıkları ve kendini doğrulamayı önemsemedi. | Open Subtitles | إنها لم تهتم بما لو كانت تشبع نفسها و كل ذلك الهراء |
o boku söylemedim bile. | Open Subtitles | على التلفاز الوطني اللعين؟ لم أقل حتى ذلك الهراء. |
O saçmalığı annem yazmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن أمي كتبت ذلك الهراء. |
Bilmiyorum. Sıcak bir öykü. Ama o saçmalık nedir, yıldızlar yokmuş? | Open Subtitles | لست أعرف، إنها قصة شيقة، لكن ما ذلك الهراء عن عدم وجود نجوم؟ |
Benden bu saçmalığa inanmamı beklemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تقولى لى ذلك الهراء. ظننتُ أنكِ تبرعتِ بكُلوةٍ أو شىء ما. |
Bu saçmalıklar için çok soğuk. | Open Subtitles | إن الجو بارد جدا من أجل أي من ذلك الهراء. |
Bu şeyi kayıt etmeliyim adamım. Dur biraz, bekle. | Open Subtitles | أتعرِف،عليّ أن أسجّل ذلك الهراء يا حبيبتي |
Hadi oradan! bu boku sadece kıçını kurtarmak için uyduruyor! | Open Subtitles | اوه , هيا , لقد اختلق ذلك الهراء لينقذ نفسه |
Sonra Bu saçmalığı söyleyen kendine gey bu adamı tutuyorsunuz. | Open Subtitles | وهنا هذا الرجل الشاذ شخصياَ ويقول ذلك الهراء ؟ |
Peki neden bütün yaz bu saçmalıkları dinledim? | Open Subtitles | إذاً لمَ كنت أستمع لكل ذلك الهراء طيلة الصيف؟ |
Reklamlarda dünyayı ve tüm bu saçmalıkları görmekten bahsediyorlar. | Open Subtitles | في الإعلانات يخبرونك حول اكتشاف العالم وعن ذلك الهراء |
Kendi güvensizliklerini azaltmalısın çünkü diğer insanların masaya o boku getirmesine güvenemezsin. | Open Subtitles | وتهدّئ من عدم استقرارك لأنكَ لا تستطيع الاعتماد على أشخاص آخرين لجلب ذلك الهراء إلى الطاولة |
İçinde et olsaydı, o boku yiyebilirdim ama bir yarak yok. | Open Subtitles | لو كان به لحم لكنتُ اكلت ذلك الهراء ولكن لا يوجد لحم |
O saçmalığı düzelttirmek için zamanım var. | Open Subtitles | لدي الوقت لعلاج ذلك الهراء. |
O saçmalığı izlemiyorum. | Open Subtitles | -لستُ أشاهد ذلك الهراء |
Rita ve kız kardeşinle ilgili o saçmalık da neydi? | Open Subtitles | ما كان كل ذلك الهراء عن ريتا وشقيقتك, |
Tüm paramı bu saçmalığa harcayamayacağım için bunu yapanları onların bulmasının... | Open Subtitles | لقد أخبرتهم، انه من الافضل ان يجدو من فعل ذالك لأنني لن أدفع ثمن ذلك الهراء |
Ne bir gösteri ne mikrofonlar ne de Bu saçmalıklar bu bambaşka bir şey. | Open Subtitles | ليس أداءً. لا ميكروفون ولا كل ذلك الهراء. ولكن شيء آخر مختلف تماماً. |
- Bu şeyi artık hissedemiyorum lan. | Open Subtitles | لم اعد استشعر ذلك الهراء بعد الآن, رغم ذلك |
Hadi oradan! bu boku sadece kıçını kurtarmak için uyduruyor! | Open Subtitles | اوه , هيا , لقد اختلق ذلك الهراء لينقذ نفسه |
Bu saçmalığı hak etmiyor. | Open Subtitles | إنهــا لطيفــة و لا تستحق ذلك الهراء |
Temel, basmakalıp bir dil. 50 yıllık bağIıIık, falan filan. | Open Subtitles | باللغة البسيطة المتداولة التزام لمدة 50 سنة وكلّ ذلك الهراء |
Çünkü bir sabah ben kalkacam ve 50'sinde olacam, ve halen bu boktan işi yapacam. | Open Subtitles | لأنى فى الصباح سأستيقظ و سأكون فى الـ 50 من عمرى و مازلت أعمل على ذلك الهراء |
Çocuk gibi saçmalamayı bırakın ve işinizi yapmaya başlayın. | Open Subtitles | لذا ليزيح الجميع ذلك الهراء جانباًً ويؤدى عمله |