Ve biz Bunu gerçekten takdir ettik.Ve sana öğle yemeği alıyoruz bugün. | TED | و نحن نقدّر ذلك حقاً. و سندعوك نحن على الغذاء اليوم. |
Eğer karnımı deşeceğim diyorsam Bunu gerçekten kastetmişimdir. | Open Subtitles | عندما أقول أننى سأقتل نفسى فأنا أعنى ذلك حقاً |
Gerçekten bunu mu demek istedi, yoksa ironik bir sekilde mi söylüyor? | Open Subtitles | هل تعني ذلك حقاً أم أنها تقول ذلك من باب السخرية ؟ |
Eğer ilkeli davranmak istiyorsan, Buna gerçekten saygı duyarım. | Open Subtitles | إن أردتِ الالتزام بمبادئك فسأحترم ذلك حقاً |
- Belki de biliyordur. - Gerçekten böyle düşünmüyorsun ya? | Open Subtitles | ربما يكون لا تعتقد ذلك حقاً , أليس كذلك ؟ |
Gerçekten öyle. Dürüst olmak gerekirse, acınası haldeydin. | Open Subtitles | فعلت ذلك حقاً بصراحة كان امراً مثيراً للشفقة احياناً |
Eğer bir tanesini denersem... bilirsin, çok küçük bir bedende o zaman da ayağıma vururdu, ve Bu gerçekten de kötü bir ayakkabı deneyimi olurdu, ve ben... | Open Subtitles | تعرفين , أعتقد لو أنني أرتديتهما لمرة واحدة تعلمين مثل , مقاس صغير جداً وسيكون ذلك بمثابة لدغة وسيكون ذلك حقاً |
Hayır , Allahım ! Onlar bunu düşünyor! Onlar Bunu gerçekten düşüniyor ! | Open Subtitles | لقد كانوا يعنون الأمر لقد كان يعنون ذلك حقاً |
Evde pişirmek için biraz fazla uğraştırıcı ama, Bunu gerçekten yapmayı istiyorum. | Open Subtitles | نعم، أعرف أنه طَموح قليلاً بالنسبة للطهو المنزلي، لكني أريد فعل ذلك حقاً |
Umarım o şansı bulursun. Bunu gerçekten istiyorum. | Open Subtitles | آمل أن يتحقق لك ذلك فعلاً، يا رجل آمل ذلك حقاً |
Bunu gerçekten yapmalı mıydın emin değilim. | Open Subtitles | أنت تعلم, انني لم أعتقد بأنك ستقوم بفعل ذلك حقاً |
- Eğer Bunu gerçekten istiyorsan deneyebilirsin, ama beni durduramazsın. | Open Subtitles | يمكنكِ محاولة هذا الأمر الصعب لو أنكِ تريدين ذلك حقاً, لكنكِ لا تستطيعين أن تمنعيني من الخروج |
İngiltere'deki diğer gruplar da enzimlerin Gerçekten bunu yapabildiğini tasdiklediler. | TED | جوديث كلينمان. أكدت فرق أخرى من المملكة المتحدة أن الإنزيم يفعل ذلك حقاً. |
Öyleyse kanıtla. Gerçekten bunu yapabileceğini göster. | Open Subtitles | أثبت ذلك، بين لنا أنه يمكنك فعل ذلك حقاً |
Gerçekten bunu söyledin yani? | Open Subtitles | كبيراً بما يكفي لرؤيته في وضح النهار قلت ذلك حقاً |
Beni yalnız bırakırsan Buna gerçekten çok sevinirim. | Open Subtitles | رونالد ، أودّ ذلك حقاً لو تركتني فقط لوحدي |
Buna gerçekten inanıyorsan Lucina benimle gelmelisin. | Open Subtitles | إذا كنت تصدقين ذلك حقاً لوسينا) فستأتين للبيت معي) |
- Gerçekten böyle düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ربما يكون لا تعتقد ذلك حقاً , أليس كذلك ؟ |
- Belki. - Gerçekten böyle düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ربما يكون لا تعتقد ذلك حقاً , أليس كذلك ؟ |
Gerçekten öyle | Open Subtitles | نأمل أن تُعجبك. نأمل ذلك حقاً. |
Bundan sonra her şey çok farklı gelişti. Ve Bu gerçekten canımı acıttı. | Open Subtitles | ،كل شيء أصبح مختلفاً بعد ذلك و لقد آلمني ذلك حقاً |
Ve tüm gezegende bunu çözebilmeye en yakın kişi olarak, eğer Asgard'la bağlantı kurma teşebbüsüne izin vermezsem, bunu denemeyeceksiniz bile, Öyle mi? | Open Subtitles | وكالشخص الأكثر ترجيحاً على الكوكب ليكتشف ذلك هل أنت تقولين , إذا لم إدعك تحاولين الإتصال بالأسغارد , فأنك لن تحاولي ذلك حقاً |
Hey, Bu çok hoş ama içemem. | Open Subtitles | هذا لطف منك ولكن لا يمكننى ذلك, حقاً |