Na Yeong, sende Bunu bilerek yapamadin ki. | Open Subtitles | لا تنزعجى من هذا نايونج انتى لم تفعلى ذلك عن قصد |
Ve ikincisi Bay Berenson'ın Bunu bilerek yaptığını sanmıyorum. | Open Subtitles | والثاني، أنا لا أعتقد أن السيد برنسن يفعل ذلك عن قصد. |
Jim, Bunu bilerek yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك عن قصد مع الكثير من الازواج لانك مرعوب من هذا الامر كله |
Demek istediğim, Nathan Bunu kasten yaptığımı sanıyor. | Open Subtitles | المغزى هو أن (ناثان) يعتقد أنى فعلت ذلك عن قصد |
bunu kasıtlı yaptığını bildiğim için o kadar aptal olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | حسناً، لمْ أكن أعتقد أنّك بذلك الغباء ما لمْ تكن تفعل ذلك عن قصد بالفعل. |
Ne düşünürseniz düşünün bunu isteyerek yapmıyorum. | Open Subtitles | لا أفعل ذلك عن قصد ، رغم ما كنت قد فكرت فيه. |
Ama asıl soru, Yargıç Schakowsky'nin Bunu bilerek yapıp yapmamasıdır. | Open Subtitles | ولكن السؤال هو ما إذا كانت صاحب الشرف شاكوسكي فعل ذلك عن قصد. |
Tanrım, Bunu bilerek yapmadığına eminim. | Open Subtitles | يا إلهي... مع ذلك أنا متأكد بانك لم تفعل ذلك عن قصد. |
Bunu bilerek yapmadın, değil mi? | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك عن قصد ، أليس كذلك؟ |
Konu para değil. Bunu bilerek yaptığından şüpheliyim... | Open Subtitles | . إنه ليس بسبب المال ... أشك بأنها فعلت ذلك عن قصد |
- Muhtemelen Bunu bilerek yapmıştır. | Open Subtitles | من المحتمل أنها فعلت ذلك عن قصد ماذا؟ |
Bunu bilerek yapıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تفعل ذلك عن قصد ، أليس كذلك ؟ |
Bunu bilerek yaptığını anlamıştım. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى أن فعل ذلك عن قصد. |
Bence Bunu bilerek yapıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن يفعل ذلك عن قصد منه الأن |
Yapan Grace Poole'du. Bunu bilerek yaptı, Bay Rochester'a sorun. | Open Subtitles | (غريس بول) هي من فعلت ذلك عن قصد , إسألي السيد وسوف يخبركِ |
Bunu bilerek yaptın Jade. | Open Subtitles | جيد. انتي بالتأكيد فعلتي ذلك عن قصد! |
Bunu bilerek yaptığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا اجزم أنها فعلت ذلك عن قصد |
Bunu kasten yaptın! | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك عن قصد |
Bunu kasten yaptığınızı ima etmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نقول ذلك عن قصد. |
Carlie hep bunu kasıtlı yaptığını hissederdi. | Open Subtitles | شعرت دائما بأنه فعل ذلك عن قصد |
Birinin bunu kasıtlı yaptığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنّ أنّ أحدٌ ما فعل ذلك عن قصد |
Çocuk bunu isteyerek yapmadı. | Open Subtitles | لم يفعل ذلك عن قصد |